Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nilüfer Dinç

Batıni Mevlana yazarı
Yazar
8.0/10
11 Kişi
59
Okunma
0
Beğeni
1.670
Görüntülenme

En Yeni Nilüfer Dinç Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Nilüfer Dinç sözleri ve alıntılarını, en yeni Nilüfer Dinç kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şahitlik ettiğimiz görülen evren, âlem, sadece bütüne bakıldığında gerçekleşir. Oysa ki gayb yani gizli olan, maddenin kökenine indikçe, yeri tespit edilemeyen boşluklardan meydana gelmiş, enerji ve çekim alanı inanılmaz boyutlarda olan bir âlem daha mevcuttur. Bu âlem gizli bir âlemdir ve yeri tespit edilememektedir. Gerçek şu ki, görünen ve görünmeyen âlem iç içedir
Zahir ile Bâtını bir görebilen, aradaki sınırı aşabilen ötelere geçebilen bir anlayışa sahip kişilerin her yerde o mührü görmeleri mümkündür. Çünkü hakikatin hakikati, her yarattığı zerreye kendi nurunun mührünü de basmıştır. Her zerre, Hakk’ın mührünü taşır. Çünkü erdemli ve yüce bir Haktır ki, her zerreye kendi nurunu mühürlemiştir. Bunu görebilmek ancak ve ancak Mevlâna anlayışına sahip biri için mümkündür.
Reklam
Mevlâna küfür ile iman arasında sadece bir berzah vardır der. “Küfürle iman, yumurtanın akı ile sarısına benzer! Aralarında bir berzah vardır; birbirlerine karışmazlar! Divân-ı Kebir c. IV, 1940
Üstatlar, öğretmenler her yerdedir ancak bulunulması en zor kişilerdir. Öğrenci hazırsa, öğretmen onun yanında belirir. Çünkü öğrenmeye hazır olanın gözü ancak öğretmenini görecek liyakate erişmiştir. Bu, dünyada olan en büyük ikiliktir. Ancak ikiliğin tekliğe erişmesidir. Çünkü öğrenci, öğretmeninin ruhunda erimeli, onun buyruklarını yerine getirmeli, ne istiyorsa yapmalıdır. İkiliğin tekliğe, iki bedenin tek bedene erişmesi durumudur. Kimin kime gönderildiği bilinmez. Bazen öğrenci, öğretmeninden çok daha üstün vasıflara sahiptir. Ancak bunu göremez ve bilemez, öğretmeni bunu anlar ve bilir. Bunun ortaya çıkması için gayret içine girer. Taktuk Emre” her mertebeyi geçtiğimde yerde, önümde bu Türkmen gencin (Yunusun) ayak izlerine rastlıyorum.” demiştir.
Mevlevilikte, manevi eğitim, Çile eğitimi sistemine girecek kişinin buna canı gönülden istekli olması en baş şarttır.
Yeniden doğmak, madde dünyasında Rabb’in bilinmesidir. Herşeyi bilen ve duyan, her zerreye nüfuz etmiş, her zerrede mühürlenmiş Rabb’in, gönül gözü ile görülmesi uyanıştır. Kendini bilen, ancak Rabb’ini bilecektir. Tüm varolanları, varlıkları, kainatı kuşatan Rabb’in varlığının bilinmesi ile madde gibi aldatıcı ve varmış gibi görünen her zerrenin aslında Rabb’in enerjisi olduğunu bilmesi ile uyanış gerçekleşecektir.
Reklam
Şems
Şems seyahatlerinin sonunda Konya’ya geldiğinde Şekerciler hanında bir oda tuttu, kapısına da kendisini büyük bir tacir sansınlar diye iki üç dinar kıymetinde nadir bir kilit taktı. Aslında han odasında eski bir hasır, kırık bir ibrik ve bir tuğla yastıktan başka bir şeyi yoktu. On, on beş günde bir, bir parça kuru ekmeği paça suyuna batırıp tirit yapar, onunla iftar ederdi. Eflaki, Ahmet, Âriflerin Menkıbeleri
Muhyiddin Arabi, babasının ardından yürüyen Mevlâna’yı görünce “Sübhânallah! Bir okyanus bir denizin ardından gidiyor” demiştir.
Şeriat muma benzer; insana yol gösterir. Fakat sadece mumu ele almakla yol aşılmaz. O mumun ışığında yola düştün mü, işte bu gidiş tarîktir. Yola çıkıştaki hedefine ve maksadına ulaştın mı, işte bu hakikattir. Mesnevi c. V
Mademki duyuyor düşünüyor, seziyorsun... Büyük hakikati bulmak için gönlünü ve idrakini yoracaksın... Duyduklarını ve bulduklarını söyleyeceksin... Sen söyleyemezsen, ruhunun vasıl olduğu sırları, şiirlere, sazlara, sema’lara söyleteceksin... Bütün bunları dahi söylenemeyecek ölçüde büyük sırlara erdiğin zaman ise... İşte o zaman susacaksın!
Geri115
160 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.