Orhan Asena (d. 7 Ocak 1922, Diyarbakır ö. 15 Şubat 2001, Ankara). Oyun yazarı, şair, çocuk hastalıkları uzmanı.
1950 sonrası Türk tiyatrosunun en önemli yazarlarından birisidir[1]. Daha çok tarihi konuları ele alan eserler vermiş, çok üretken bir oyun yazarı olan Orhan Asena, Türk tiyatrosunun Shakespeari olarak anılır.
1922de Diyarbakırda dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Diyarbakırda tamamladı. Çocuk yaşlarda şiir ve öykü yazmaya başladı. İlk tiyatro çalışmalarını lise yıllarında yaptı[2]. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1945'te mezun oldu. Anadolu'da hekim ve hükümet tabibi olarak görev yaptı. 1955'te çocuk hastalıkları uzmanı oldu. 12 Mart döneminde Almanyaya yerleşmek zorunda kaldı; sekiz yıl Almanya'da hekim olarak çalıştı[3] Türkiyeye döndükten sonra Ankaraya yerleşti;, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünde Edebi Kurul Üyesi ve Başkanı olarak da görev yaptı.
Yazın dünyasına şiir ve hikâye yazarak giren ve ilk şiirleri Yaratış ve İstanbul dergilerinde yayımlanan Asena zamanla oyun yazarlığına yöneldi. İlk oyunu Tanrılar ve İnsanlar - Gılgamış, 1954-1955 tiyatro sezonunda Ankara Devlet Tiyatrosunda sahnelendi ve 1959'da da kitap olarak yayımlandı. 1960 yılında TDK tiyatro ödülünü alan bu yapıtı İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, Rusça, İtalyanca dillerine çevrilmiştir.
Oyun yazarlığına devam eden Asena kırkı aşkın oyun yazdı ve oyunları tüm Türkiye'deki sahnelerde oynandı. Oyunlarından yaklaşık yarısı kitap olarak yayımlandı. Eserlerinde başkaldırı teması ağır bastı. Atçalı Kel Memet'in hayatını işlediği Atçalı Kel Mehmet adlı oyunuyla TRT'den 1970 yılında başarı ödülünü aldı. Daha sonraları ise, İsmet Küntay Tiyatro Ödülü'nü, Avni Dilligil Tiyatro Ödülü'nü ve Türkiye İş Bankası Büyük Tiyatro Ödülü'nü kazandı. Tiyatro eleştirmenlerince Türk tiyatrosunun Shakespeare'i olarak tanımlanmıştır.
1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını aldı. 2001 yılında Ankarada vefat eden yazar Cebeci Asri mezarlıkta toprağa verildi.
Orhan Asena
Ben normalde tiyatro eserleri okumayı çok severim ama bu eseri tabiri caizse hiç ama hiç beğenmedim bunun tek sebebi değil, birçok sebebi var.
1- Eser Kanuni Sultan Süleyman devrinde geçiyor o dönemi anlatıyor ama kullanılan dil resmen 20-21. Yüzyıl günümüz Türkçesi idi yani sanki Kanuni Sultan Süleyman Osmanlı padişahı değil de 20. Yüzyıl Türkiyesinde bir insan gibi konuşuyordu ve bütün karakterler öyleydi. Yani metin karakter dili olarak çok zayıftı.
2- Diyaloglar: Karakterlerin kendi arasında ki diyaloglar yer yer çok uzun tutulmuştu bu metnin akıcılığı konusunda engeldi ve okuru zaman zaman boşluğa düşürecek şekilde sıkıcıydı.
3- Tarihi anlatırken aşırı yanlı bir dil kullanılmış gibi geldi sanki Osmanlı sarayında değildik de Bizans sarayı içerisinde entrikalar dönüyor gibiydi.
4- Tasvirler de çok geniş tutulmuştu örneğin karakterin sözü bir cümle ama biz öncesinde yaklaşık yarım paragraf tasvir yani parantez içi yazılar okuyoruz bu da metni okurken sıkılmaya sebep oluyor gerçekten gereksiz uzun diyaloglar ve uzun parantez içleri ile son derece sıkıcıydı.
5- Yazım hataları çok ama çok fazlaydı bu da okumayı güç bir hale getiriyordu.
Her yönüyle zayıf, başarısız bulduğum bir eser oldu.
Tohum ve Toprak , Orhan Asena'nın yazdığı, tarihî dram türünde üç perdelik bir tiyatro oyunudur. 1809 yılında Osmanlı padişahı II. Mahmut'un bir yeniçeri isyanı sonucu tahta geçmesi ile onu tahta geçiren Alemdar Mustafa Paşa'nın öldürülmesi arasındaki üç aylık sürede yaşanan olayları konu edinir.
Tohum ve ToprakOrhan Asena · Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları · 198822 okunma
Daha önce söyledim, yine söylüyorum: Bizim ülkemizde insanların çoğu "Tiyatroların" sadece sahnelerde sergilenmekten ibaret olduklarını sanıyorlar. Bu kızgınlığım önce kendime sonra herkese keşfette ne olduğu belirsiz binlerce kitabı okuyan insanlar Orhan Asena'nın Başar Sabuncu'nun Haldun Dormen'in Güngör Dilmen'in Haldun Taner'in ve