Antik çağ Roma tarihi uzmanı. Ecole Normale’de okurken Fransız Komünist Partisi’ne yazıldıysa da 1956’da Macaristan Ayaklanması üzerine partiden ayrıldı. Antikçağ tarihinde, özellikle düşünce ve inanç tarihinde uzmanlaştı. Özgün çalışmaları dolayısıyla 1975’te Collège de France’ta Roma Tarihi kürsüsüne profesör olarak seçildi. Burada filozof Michel Foucault ile işbirliğine girdi, Cinselliğin Tarihi’ne katkıda bulundu.
Mitoloji karşısında oldukça kuşkucu davranan Aristoteles ve Polybios, konformizm ya da siyasi hesaplar nedeniyle, Theseus'un veya rüzgar kralı Aiolos'un tarihsel gerçekliğine inanmamışlar, mitleri reddetmek için çaba göstermemişler, yalnızca onları düzeltmeye çalışmışlardır. Niçin düzeltmeye çalışmışlardır? Çünkü mitlerin hiçbirisi, artık gösterilmeyen güvene layık şeyler değildi. O halde, mitlerin tamamını neden reddermediler? Çünkü Yunanlılar efsanelerin baştan aşağı yalan olabileceğine hiçbir zaman inanmadılar. Mitin antik dönemdeki sorunsalı, az sonra göreceğimiz gibi, doğası gereği açıklanamayan iki dogma ile sınırlıdır: Hiçbir şey başlangıcı itibariyle veya baştan sona yalan olamaz çünkü bilgi yalnızca bir aynadır ve yansıttığı şeylerle öylesine iç içe geçer ki aracıyı mesajdan ayıramazsınız.
Yaz okulu başladığı için kitaplarla istediğim gibi haşır neşir olamıyorum. Eylül ayına kadar böyle devam edecek gibi görünüyor. Dersler kapsamında okumak için birkaç kitap edindim, ağustos ayı daha akademik geçecek sanırım. Haziran ayında 9 kitap okumuşum, temmuzda durum şöyle.
1)
Adem'nin İstanbul Sözleşmesi Yaşatır okuma etkinliği #80024404 sayesinde okudum. Aynı etkinlik sayesinde bahsi geçen sözleşmeyi de okudum (daha önce okumalıydım, evet) ve buna vesile olduğu için kendisine teşekkür etmek istiyorum. Çok kaliteli bir okur olduğunu düşünüyorum, bence takip etmelisiniz.
Not: Bu iletiyi sadece kendim için paylaşıyorum.
Okuduklarıma dair bilgi&fikir edinmek isteyenler için mesaj yoluyla ulaşılabilir konumdayım. Ağustos ayının daha dolu geçeceğini umuyorum. Hepinize keyifli okumalar.
Paul Veyne, akıl ile mitin karşıtlığında kazanan olmadığını, doğru ile yanlışın bizim üretimimiz olduğunu, ve “iyisiyle kötüsüyle” hepsinin günümüz toplumsal kültürünü oluşturduğunu söylüyor. Bu kültür (yaşadığımız çağdaki bizim kültürümüz; çağ hangisi olursa olsun, biz kim olursak olalım) bize göre “her zaman hakikatin üzerine kurulmuştur, yanlış