her canlı, hayatı tüketme eylemi içindedir, yani öldürücüdür yani yaşarken yaratır ve yaratırken de aynı zamanda yok eder, öldürür. Yaratmanın bağlı olduğu kural budur...
Felsefe ve PDR okuyanlara şiddetle tavsiye edeceğim bir eser. Kişisel gelişime önem veren kişilerinde okuması gerekiyor. Teorik bilgilerin pratiğe nasıl geçirilmesi gerektiğini açıklıyan sağlam bir eser. İnsanlar önyargıları yüzünden ve çevre baskından ötürü yapmak istediği birçok şeyi yapamaz duruma gelir. Bazı kişilerde saplantılı bir histeri haline gelen bu durum ömür boyu insanın yaşam kalitesini aşağı çeker ve başarısız kılar. İstenilmeyen hayatlarına yaşanmasına ve hayali kurulan hayatlardan uzak kalınmasına neden olunur. Bunun en büyük nedeni insanlardaki özgüven eksikliğidir. Eser size bunu kazanmanız için birtakım önerilerde bulunacak. Şimdiden okuyacak olan herkese iyi okumalar dilerim.
Dördüncü bölümdeki iyi - kötü muhabbeti beni o kadar sıktı ki anlatmaya çalışsam anlatamam. Sürekli iyiliği yüceltme çabası.. Evet iyilerin tarafı çekici geliyor olabilir etik anlamda, fakat genelde kazanamazlar. Zaten iyi nedir ki? Salt iyi olan kimseyi tanımadım şu ana kadar. Yazarın tanımladığı 'iyi' birey de yoktur 'kötü'
Aşağılık duygusuyla kötümserlik nasıl birbiriyle bağlantılıysa ÖZGÜVEN ve İYİMSERLİK de öyle birbiriyle bağlantılıdır.
Sağlam bir özgüven yaşama sevincini de beraberinde getirir. Kendisiyle barışık ve kendisinden hoşnut olan kimse başkalarıyla da barışık olmaya yatkındır.
Kendinden hoşnut olmayanlar samimi ve iyimser duygular beslemekte zorluk çekecektir.
Özgüveniniz yükseldiğinde yaşamınızı daha olumlu yönlendirecek, olumsuzluklardan daha az etkileneceksiniz.