"Son bir not, birkaçımız pazar günü kiliseye gittik.Vaiz cehennem ateşinin kötülüğünden bahsetti durdu.Ama bizim Scully'e fena dokundu.Vaaz bitince mihraba attı kendini.Bense yalnızca Yaratıcımızı ne kadar sevdiğimi hatırladım, bir de seni."
Yüzyıllık bir gelinlik ve dört özel gelinin hikayesi.
Gelinliğin hikayesini Charlotte ortaya çıkarır.
İlk gelin 1912' de Emily.
İkinci gelin 1939'da Mary Grace.
Üçüncü gelin 1968'de Hillary
Dördüncü gelin gelinliğin hikayesini ortaya çıkaran Charlotte.
Charlotte gelinliğin hikayesini ortaya çıkarırken, kendi bilinmez babası hakkında da bilgiye ulaşır.
Gelinliğin sihri ise onu giyen her bir gelinin üstüne tam olması.
Asırlık gelinlik, ilk sahibine nasip olduktan sonra kıyıda köşede bırakılıp, kaderine terk edilmez; sırayla varlığından habersiz olan üç gelinin daha hayatına dahil olur ve onları mihraba doğru taşır.
Dördüncü gelinine dair planlar hazır olduğunda ise asırlık bir tarih gün yüzüne çıkar...
Son gelin Charlotte, aslında bir gelinlik mağazası sahibidir; fakat çok hızlı bir şekilde aşık olup, hızlıca nişanlanıp, yine aynı hızda kendi düğününü organize etmek, ona danışan diğer gelin adaylarının hayatını kolaylaştırdığı gibi kolay olmaz. Velhasıl, çok sevdiği nişanlısı Tim'den, düğünlerinden birkaç hafta önce ayrılır.
Charlotte'un hayatına bahsi geçen "Gizemli Gelinlik" ise, Charlotte'un ayrılık fikrini düşünmek için bir zamanlar annesiyle çokça gittiği Ludlow Tepesinde karşısına çıkar. O gün, büyük bir mezat pazarı kurulmuştur ve Charlotte neye uğradığını dahi şaşıramadan, gelinliğin olduğu fakat içinde ne olduğunu bilmediği eski ve koca bir sandıkla evine döner...
Olaylar, sandık açıldıktan sonra başlar...
Emily Daniel 1912
Mary Thomas 1939
Hillary Joel 1968
Charlotte Tim
Saf bir sevgiyle yazılmış bir romandı. Gerçek hayata oranla, sanırım abartı derecede "iyi niyetli" insan ruhuyla kurgulanmış, en kötü karakterinin dahi ezdiği karıncayla empati yapacak kıvamda olduğu, okuyanın içine durup durup sükunet bırakan bir hikâyeydi. Aşıkların arasına ihanet serpiştirilmiş fakat duruma kızılması gereken yerde dahi "iyimserlik" algısı oluşturulmuş bir hikâyeydi de diyebilirim ;)
Eh, bu romana Debbie Macomber'ın da fikirleri değmiş. Pamuk gibi olmak normal galiba ;)
Charlotte şık bir gelinlik butiği olan nişanlı bir kadın. Birgün evlilikle ilgili endişelerini gidermek için küçükken annesiyle gittiği tepeye gider ve tesadüf eseri orada açık arttırmayla satılan ürünlerin standları kuruludur. Satıcı adamın ısrarı üzerine daha nasıl olduğunu anlamadan çok eski bir sandık alır. Birkaç hafta sonra sandığı açtığında içinden çok şık bir gelinlik çıkar. Çıkan fatura ve bir künyeden yola çıkarak; gelinliğin yüzyıl öncesine ait olduğunu anlar ve gelinliğin sahiplerini bulmaya karar verir. Uzun arayışlar sonucu gelinliğin ilk sahibine ulaştığında kim olduğunu bilmediği babasının da kimliğine ulaşacağından habersizdir.. Kitapta Charlotte'nin yanısıra yüzyıl öncesinde yaşayan Emily'nin de hayatı anlatılıyor ve bağlantıyı çözebiliyorsunuz ancak, sürprizler bitmiyor. Sıkılmadan ve merak ederek okunabilecek bir kitap. Tavsiye edebilirim..