Sandra Brown Waco Teksasda doğdu ve Fort Worthda büyüdü. O Texas Chırıstıan University`i ingilisce tamamlamışdır ama kocası ile Michael Brown`la evlenmek için üniversiteyi yarım bırakır.Kocası eski televizyon habercisi ve ödüllü belgeselciydi.Evlendikten sonra Sandra kocası için çalıştı. Hava durumu sunuculuğu ve mühabir oldu. Kocasının verdiği cesaretden sonra 1981 ci yılda yazarlık kariyerine başladı. O zamandan beri 70 roman yayımladı. Bunun 50`si New York Times bestseller olmuştur.
Unvan:
Amerikalı Yazar
Doğum:
Waco, Teksas, Amerika Birleşik Devletleri, 12 Mart 1948
"Hımm, üniversiteyi bitirdiğimde kendimi nasıl hissettiğimi hatırlıyorum. Birdenbire, resmen büyüdüğümü kavramıştım. Korkunç bir şeydi, tıpkı uçurumun kenarında durup hayata atlamak üzere olmak gibi."
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
Kitap bir ayrılık sahnesiyle başlıyor. Yani objektif bakıldığında (bu seriyi sevmeyi bir kenara bırakırsak) daha ilk sahneler de bir tutarsızlık söz konusu bana göre. Sage'i az çok diğer kitaplardan tanıyoruz, bu tanışıklık sonucu istenilen tepkileri vermiş gibi gelmedi bana. İlerleyen sahnelerde bunu destekliyordu sanki. Yani Harlan'a kedi gibi saldıran bir insanın içten içe köpürüp, şımarık kızlar gibi davranarak bana dönecek demesi, üstüne tokadı basmaması mantıksız geldi bana.
Yazarın elimdeki basılı son kitabıydı. İnanın bittikleri için ne kadar üzüldüm anlatamam :(
Yazarın tüm kitaplarını bayılarak okudum ayrıca en sevdiğim ve örnek aldığım yazarlardan biridir kendisi. Aşko ve kasou, tutkuyu ve macerayı aynı dozda ve şiddette verebilen çok az yazar var bence. Her neyse.
Konudan bahsetmek gerekirse, hayatının fırsatını henüz bulamamış gazetecimiz Tiel, tatile çıkmak üzereyken bir benzin istasyonunun marketine uğramak ister. Tam oradan çıkacağı sırada lise mezunu bir çift silahlı soyguna kalkışır ve Tiel de dahil olmak üzere yaşlı bir çifti, bir çift Meksikalıyı, kasiyer kadını ve bir kovboyu rehin alır. Üstelik kız karnı burnunda hamiledir ve sancıları başlamak üzeredir.
İşte o andan sonra kriz yönetimi Tiel ve yakışıklı kovboyumuz Doc'un elindedir.
Soluksuz okuduğum kitabı çerez olarak okumak isteyenlere tavsiye ederim. Tabii, yazarın daha iyi kitaplarını da okudum, onu dq söylemeden geçmeyeyim.
"Yaşamak İçin" Sandra Brown'un okuduğum ilk kitabıydı. Bu baskıda yer alan diğer kitabı okumadım. Okur muyum? Bilemiyorum. Yani yorumum "Yaşamak İçin" isimli kitapla sınırlı olacaktır... Kazazedelerin hayatta kalmalarını işleyen kitapları, filmleri hep sevmişimdir. Bu eserde birazda bu yüzden ilgimi çekmişti. Ortalara kadar hikayenin beni içine aldığını ve ilgiyle okuduğumu söyleyebilirim. Fakat yarıdan sonra mevzu tamamen cinselliğe döndü. Birbirinin benzeri, uzun uzadıya anlatılan abartılı sevişme sahnelerini okumaktan ben sıklıdım ama belli ki yazar bunları yazmaktan sıkılmamış. Yazmışta yazmış... Kitabın konusundan ilgi çekici hatta eğlencelik bir TV filmi çekilebileceği kanaatindeyim. Hepsi bu kadar. Düşündüren, sorgulatan ya da derinliği olan bir kitap değildi. Ve ayrıca klişelerle doluydu. Diğer yandan yiğidi öldür hakkını ver demişler. Okunmayacak kadar da vasat değildi. Yani yer yer merak uyandırıcıydı ve hatta sevimli diyalogları olması sebebiyle zaman kaybı bir kitap olarak da niteleyemiyorum. Çerezlik niyetine kafa dağıtmak için okunabilir. Bu bağlamda okumayanlara tavsiye edebilirim.