1960, Sheffield doğumlu İngiliz yazar. The Times, The İndependent on Sunday, The Daily Telegraph ve The Observer de dahil olmak üzere bir çok gazete de çalışmış olan gazeteci/yazarın dikkat çeken romanları arasında "owning jacob" ve "chemistry of death" sayılabilir.
Anladığında çok geçti. Gövdesini sürüyerek ayaklarına ulaşmaya çalışırken üzerine bir gölge eğildi. Yüzüne bir şey bastırıyor, onu boğuyordu. Kafasını geriye çekerek o iğrenç kimyasal kokudan kaçmaya çalıştı, bacakları ve kollarının bütün gücüyle mücadele etti. Yeterli gelmiyor, olan gücü de artık tükeniyordu. Çırpınışları zayıfladı…Sabahın aydınlığı süzülürcesine ondan uzaklaşırken, yerini siyaha bırakıyordu. Hayır !. Karşı koymaya çalıştı, ama kuyuya atılan çakıl taşı gibi gitgide daha çok karanlığa battı. Bilinç son kez yanıp sönmeden önce, bu yaşadığına inanamamak duygusu geçti mi içinden ? Belki …ama uzun sürmeyecekti. Hiçbir şekilde uzun sürmeyecekti.
Kemiklerin Şifresi
#24saatlikokumamaratonu
Günaydınnn mutlu pazarlar dostlar nasılsınız?
Gece 3'e kadar #çi ve #şeytankayatılsımı bitti. Şimdi #kemiklerinşifresi okumaya başlıyorum ve daha ilk sayfadan beni neler bekliyor çok merak ediyorum. İlk sayfa alıntısını aşağıya bırakıyorum. 📚☕🌹💜 #evdekaltürkiye #evdeyimokuyorum #ellerkitaplabuluşsun
'Okurun biri' sırf Dünya Klasikleri okuyup sevdiği için benden Dostoyevski kalitesi bekliyor. Yok abi olmuyor, ben Bilim-Kurgu, Polisiye-Gerilim seviyorum. Sen bana
Simon Beckett kalitesiyle gelmiyorsun ama, adil mi bu?
Son iki kitabında büyük bir düşüş var. Hem konu hem anlatım hem de karakter açısından oldukça olumsuz bir durum. Öncelikle konu çok basit kalmış, anlatım da David'in düşünceleri, gelgitleri, iç sesi ve özellikle vakalardaki pasifliği yani hiç olmamış. Dalağı, antibiyotikleri, dalgınlığı uzatmış durmuş. İlk kitapları muhteşemdi fakat bunu sanki silah zoruyla yazdırdılar.
Son iki kitapta, alışık olduğumuz özgüven sahibi, işinin ehli o adam gitmiş ezik, pasif hımbıl David Hunter gelmiş. Yani katil bile ondan daha kendinden emin ve aktifti. Sümsük kediler gibi ordan oraya itilip kakıldı durdu. Neden böyle ezik bir hava yaratmış yazar anlayamadım.Böyle bir ana karakter olamaz. Yazar kurbanları olmayacak şekillere soktu durdu. Hele ki Leo yani ters köşe mi oldu şimdi, hiç ummazdım.
Adli antropolojiden bir konu seçip üzerinden yürümüş. Gerilimden, merak ve heyecandan uzak bir olay örgüsü ve anlatım, Beckett sana yakışmamış.
#OkudukBitti
#KitapYorumum
#SimonBeckett
#ÖlülerinFısıltısı 333 sy
#YabancıYayınları
İyice bak çünkü hepimizin sonu bu. Sonunda hepimiz ölü etler olacağız.
Müthiş heyecanlı müthiş gerilimli müthiş sürükleyici bir kitaptı üstelik birincisinden daha güzeldi diyebilirim çünkü ikinci kitapta geçen kurguyu pek fazla sevmemiştim