Üstün Dökmen, (d. 1954, İstanbul). Türk akademisyen, psikolog, yazar ve televizyon programcısı. Hâlen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nde profesördür.
1971 yılında Ankara'da Cumhuriyet Lisesi'ni, daha sonra Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümü'nü bitirdi. 1986 yılında doktorasını Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında bitirdi. 1988'de doçentlik, 1995'de profesörlük derecesini aldı.
Sosyal bilimlere ilgi duyuyordu, ancak öncelikle Hacettepe Üniversitesi Fizik Bölümü'ne kaydoldu. Üçüncü sınıfa gelince fiziğin kişiliğine uygun olmadığını fark etti. Yeniden üniversite sınavlarına girerek Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü'ne geçti. Bu bölümden mezun oldu ve aynı bölümde Uygulamalı Psikoloji (Klinik Psikoloji) alanında master yaptı. Psikolojik danışma ve rehberlik alanında 1986 yılında doktora, 1988 yılında doçentlik, 1995te ise profesörlük derecesi aldı. Hâlen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde öğretim üyesidir.
TRT'de Küçük Şeyler adlı bir programı hazırlıyor ve sunuyordu.
Dökmenin çeşitli bilimsel dergilerde yayımlanan makalelerinin yanı sıra dört bilimsel, bir de şiir kitabı vardır. Bu kitaplar sırasıyla; Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi: Kuruluşu, Gelişmesi, Çalışmaları , Okuma Becerisi İlgisi ve Alışkanlığı Üzerine Psiko-Sosyal Bir Araştırma , İletişim Çatışmaları ve Empati , Sosyometri ve Psikodrama adlarını taşımaktadır. Şiir kitabının adı Selam dır. Meslektaşı Doç. Dr. Zehra Yaşın Dökmenle evlidir; iki kızı bulunmaktadır.
TANIŞMA
Eğer bir gün,
yüzünün renginden ötürü
çıkarsan mahkemeye,
'vallahi kalıtımdan oldu' diye
korkma, ben sana tanıklık ederim.
İnsanların,
yüzlerinin ve gözlerinin rengi başka başka da olsa,
gözyaşlarının rengi hep aynıdır.
Ne bir kelimede anlaştılar,
ne aynı avuçtan su paylaştılar.
Yalnızca gözyaşında,
bir de kahkahada buluştular.
Yer tanık olsun, gök tanık olsun,
Bütün doğmuşlarla ve doğacaklarla
tanışmak mümkün.
Akıllarda ve yüreklerde göz göze geldik bugün.
Bin yıl önceden bana selam söylediler;
Bin yıl önceki anneler, annemden az mı sevdiler?
#17 Ağustos 1989/ Üstün Dökmen
Miyase'nin Kuzuları
Büyük bir çiftlik düşünün. Çiftliğin sahipleri
Necdet Bey ve karısı Ayşen Hanım'dır.
Ama bu çiftliğin bir de hayvanların kendi aralarından kendileri yönetmesi için seçtikleri, bir başkanı vardır ki o da at; Yağızat Atay'dır.
Peki kimdir bu Yağızat? Seçimlerde muhalefet partisi adayı sempatik eşek
Okuduğum incelemelerde kitabın dürüstlük üzerine yazıldığından, lades oyununun aslında hayatın her yerinde olduğundan, yaşamın bir kerteriz defteri olmadığından bahsedilmiş. Evet bunlar kitabın ana konusuydu.
Ben dikkatimi çeken ufak detaylara değinmek istiyorum.
Günümüz hastalığı dinlemeden konuşmak, dert yarıştırmaktan bahsediyor. Okuyunca tam olarak bunu yaşamıştım diyorsunuz.
'Gizli akıl ahlakı' diye bir kavramdan bahsediyor. Anlamı şu ki; Akıllı olmalısın ama aklını her yerde kullanmamalısın. Oldukça doğru yoksa o akıl olmadık işler açabilir başımıza :)
Yunanistan ile Türkiye arasındaki mübadeleden bahsederken o günlerin ayrılık acısını anlatan Rembetiko şarkılarından bahsediyor. Açtım dinledim. Öyle güzeldi ki sizlere de tavsiye ederim. Rembetiko aynı zamanda bir filmmiş.
Ülkemizdeki yozlaşmayı da dupduru önümüze sermiş ayrıca.
En sonda da yazarın kahramanları evine davet edip onlarla sohbet etmesi güzel bir detaydı.
LadesçiÜstün Dökmen · Sistem Yayınları · 20061,573 okunma
Benim yapımda kişisel gelişim kitaplarına karşı antipati bulunmakta. Ben bunun-kişisel gelişimin,hareketlerin,davranışların- kitaplardan öğrenilmesinden çok yaşayarak veya gözlemleyerek öğrenilmesi kanısındayım. Genel olarak bu tarzda kitaplar okuduğumda; "evet, evet yazar çok haklı bence de böyle olmalı" deyip hayatımda herhangi bir