Yusuf Akçura

Yusuf AkçuraÜç Tarzı Siyaset yazarı
Yazar
8.5/10
737 Kişi
3.783
Okunma
460
Beğeni
23,9bin
Görüntülenme

Hakkında

Yusuf Akçura veya Kazanlı Yusuf Akçura (Tatarca: Yosıf Aqçura), (2 Aralık 1876 - 11 Mart 1935), Türk yazar ve siyasetçi. Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden olan Tatar Türkü yazar ve siyasetçi. Türk Tarih Kurumu'nun kurucu üyelerindendir. TBMM'de 2., 3. ve 4. dönem İstanbul milletvekili, 5. dönemde 1935'te Kars milletvekili olarak mecliste yer almıştır. 1904 yılında yayımladığı Üç Tarz-ı Siyâset adlı makalesi Türkçülük akımının manifestosu kabul edilir. Türkçülük akımının manifestosu olarak kabul edilen 32 sayfalık Üç Tarz-ı Siyâset makalesinde Akçura, Osmanlı İmparatorluğu'nun tekrar toparlanabilmesi için üç ana görüşün bulunduğunu (Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük) ve bunlar arasında en uygununun Türkçülük doktrini olduğunu savundu. Osmanlıcılığı artık uygulanamaz olarak değerlendirip reddetti. İslam'ın ise Türkçülükte karşılığı bulunmayan "kuvvetli teşkilât ve heyecan" sahibi olduğunu ifade edip, İslam'ın Hristiyanlık örneğinde olduğu gibi içinde milliyetlerin gelişmesine izin verecek şekilde değişmesi gerektiğini savundu. Türkçülüğün bir diğer kurucu babası olarak değerlendirilen Ziya Gökalp'ın devletçi milliyetçiliğinden farklı olarak, alt sınıfların entegre edilmesini ön gören sosyal içerikli, "burjuva" türü bir milliyetçilik tasarladı. 2 Aralık 1876 tarihinde Moskova'nın doğusundaki Ulyanovsk'ta (eski adıyla Simbir) dünyaya geldi. Kazan'a göç etmiş Kırım Türklerinden aristokrat bir ailenin mensubu idi. Babası çuha fabrikası sahibi fabrikatör Hasan Bey, annesi Yunusoğulları'ndan Bibi Kamer Banu Hanım idi. 2 yaşında iken babasını kaybetti.[kaynak belirtilmeli] Annesinin kaza geçirip yatılık olması üzerine 1883'te İstanbul'a göç ettiler.[2] Annesi, İstanbul'da Dağıstanlı Osman Bey ile evlendi. Osman Bey, Yusuf'un eğitimi ile yakından ilgilendi, onu asker olmaya teşvik etti. Kuleli Askeri Lisesi'nde öğrenim gördükten sonra 1895 yılında Harp Okulu'na girdi. Harbiye yıllarında Necip Asım Yazıksız'ın, Veled Çelebi'nin, Bursalı Tahir Bey'in Türkçülük fikrine ait yazıları ile İsmail Gaspıralı'nın Bahçesaray'da yayımlanan ve bir ara İstanbul'da da dağıtılan Tercüman Gazetesi Türkçülük fikirlerinin oluşmasını etkiledi. 1897 yılında Malumat Dergisi'nde yayımladığı "Şehabettin Hazret" adlı ilk makalesini Rusya Türkleri ile Osmanlı Türklerini tanıştırma amacıyla kaleme aldı. Okulun 2. sınıfında iken Türkçülük hareketlerine katılmaktan dolayı 45 gün ceza aldı. Erkân-ı Harbiye sınıfına ayrıldıktan sonra askeri mahkeme tarafından müebbet olarak Fizan'a sürgün edildi ve askerlikten uzaklaştırıldı. Fizan'a sürgün edilen diğer 83 kişi ile beraber 1899 yılında Trablusgarp'a ulaştı. Onları Fizan'a gönderecek yol parası bulunamadığından Trablusgarp'ta hapsedildiler. İttihat ve Terakki Partisi'nin girişimleri sonucu bir süre sonra şehir içinde serbest dolaşma izni aldı ve bazı resmi görevler aldı. Aynı yıl, kendisiyle birlikte sürgün edilmiş olan Ahmet Ferit Bey ile Fransa'ya kaçtı. Paris'te üç yıl Paris Siyasi Bilgiler Okulu'na devam etti. Türkçülük fikirleri yaşamının bu döneminde olgunlaştı. Okulda, Albert Sorel gibi ulus öğretisinin üzerinde ısrarla duran profesörlerden ders aldı. Eski bir Jön Türk olan Türk mülteci Dr. Şerafettin Mağmumi'nin telkinleri de onun görüşlerinde etkili oldu. "Osmanlı Devleti Kurumlarının Tarihi Üstüne Bir Deneme" adlı tezini vererek okuldan, üçüncülükle mezun oldu. 1903 yılında, İstanbul'a dönmesi yasak olduğu için amcasının yanına Kazan'a gitti ve dört yıl kaldı. Tarih, coğrafya, ve Osmanlı Türk Edebiyatı öğretmenliği yaptı. Ahmet Rıza'nın çıkardığı Şura-yı Ümmet ve Meşveret gazetelerinde adsız yazıları yayımlandı. Kazan’da iken yazdığı ve onu Türk siyasal hayatında meşhur eden Üç Tarz-ı Siyâset isimli dizi makalesi 1904 yılında Mısır (Kahire)’da yayımlanan “Türk” adlı gazetede çıktı. İstanbul'a geldiği 1908 yılına kadar Kazan'da siyasal ve kültürel faaliyetlerde bulundu. Türkçülük fikrini yaymak üzere "Kazan Muhbiri" adlı bir gazete çıkardı. Gaspıralı İsmail Bey, Alimerdan Bey, Abdürreşit Kadı İbrahimof gibi Türkçülerle birlikte 1905 yılında "Rusya Müslümanları İttifakı" adında bir parti kurdu. Kuzey Türkleri bu parti sayesinde ilk kez Rus meclisi Duma'ya temsilci gönderdi. Akçura, seçimler bitene kadar hapiste tutulmuştu. 1907 yılında Rusya'da meclis dağıtılmış, kanunlar Rus olmayanlar aleyhine değişmişti. Bu gelişmelere karşı yayın yapan Akçura tutuklanmak için arandığı sırada Osmanlı Devleti'nde II. Meşrutiyet'in ilan edildiğini öğrendi. Bunun üzerine işlerini tasfiye edip 1908 yılının Ekim ayında İstanbul'a gitti. İstanbul'a geldikten sonra Darülfünun'da ve Mülkiye Mektebi'nde tarih dersleri verdi. Bütün ısrarlara rağmen İttihat ve Terakki Partisi'ne girmedi. 25 Aralık 1908 tarihinde İstanbul’da, Ahmet Mithat, Emrullah Efendi, Necip Asım, Bursalı Fuat Raif, Feylesof Rıza Teyfik ve Ahmet Ferit ile birlikte Türk Derneği'nin kurucuları arasında yer aldı. Türk milliyetçilik esasına dayalı ilk dernek olan Türk Derneği'nin ömrü kısa oldu, yerine 18 Ağustos 1911 tarihinde Türk Yurdu Derneği kuruldu. Mehmet Emin, Ahmet Hikmet, Ağaoğlu Ahmet, Hüseyinzade Ali Bey, Akil Muhtar ile birlikte kurucular arasında yer aldı ve derneğin yayın organı olan Türk Yurdu Dergisi'ni 17 yıl boyunca idare etti. 1912 yılında kurulan Türk Ocağı’nın kuruluşunda da etkin rol aldı. Rusya'daki Türklerin haklarını korumak için 1916 yılında Rusya Mahkûmu Müslüman Türk-Tatarların Hukukunu Müdafaa Cemiyeti'ni kurdu. Çeşitli Avrupa ülkelerinde Rusya'daki Türklerin haklarını dile getiren konferanslar verdi. 1918 yılında Rusya’daki Türk esirleri kurtarmak için Hilâl-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) temsilcisi olarak Rusya'ya gitti ve bir yıl kaldı. 1919 yılında yurda döndüğünde arkadaşı Ahmet Ferit'in kurduğu siyasi bir parti olan Millî Türk Fırkası'na katıldı. Aynı yılın sonunda İngilizler tarafından tutuklandı. 1920 yılında hapisten çıkınca Ahmet Ferit Bey'in eşi Müfide Ferit'in kız kardeşi Selma Hanım ile evlendi ve Millî Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu’ya geçti. Hariciye Vekâleti'nde Genel Müdür olarak görev yaptı. 1923 yılında İstanbul mebusu seçilerek meclise girdi. Kurtuluş Savaşı sonrası TBMM adına İstanbul'u İtilaf Devletleri temsilcilerinden teslim aldı. 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebi'nde siyasi tarih dersleri vermeye başladı. Mustafa Kemal'in kültür ve siyaset danışmanı olarak çalışmaktaydı. 1931 yılında Mustafa Kemal tarafından Türk Tarih Kurumu'nun kuruluşunda görevlendirildi ve ertesi yıl kurumun başına getirildi. Birinci Türk Tarih Kongresi'ni yönetti. 1933 yılındaki üniversite reformundan sonra İstanbul Üniversitesi'nde siyasi tarih profesörü oldu. Kars milletvekili iken 11 Mart 1935 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucunda İstanbul'da öldü. Edirnekapı Şehitliği’ne defnedildi.
Tam adı:
Kazanlı Yusuf Akçura
Unvan:
Politikacı ve Yazar
Doğum:
Ulyanovsk, Rusya, 2 Aralık 1879
Ölüm:
istanbul, Türkiye, 11 Mart 1935

Okurlar

460 okur beğendi.
3.783 okur okudu.
75 okur okuyor.
1.809 okur okuyacak.
38 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
... kadınlar hayatı anlamayacak olurlarsa, çocuklarını hayata kabiliyetli olarak yetiştiremezler. Milletin yarısı, kadınlardır; onlar hayat ve faaliyetten uzak kalırlarsa, milletin hayat ve faaliyeti de yarım kalır...
Reklam
Bir toplumun kötülükleri fertlerin bütün günahlarıdır.
Son bulmaz bir Türk-İslam geleneği, irtica... (1703-1807-1909-2016-...)
... III. Selîm'in başladığı yeniliklere karşı çıkan dinî ve siyasî irtica, hayal ve emeli geniş, fakat kudret ve sebatı eksik olan bu padişaha galebe ederek, vaziyete yine bir müddet için, hâkim oldu ... (Kabakçı Mustafa İsyanı-1807)
Sayfa 220
Cumhuriyet'in ilanı bu bağlara indirilmiş en büyük darbeydi...
... nihayet Şark [doğu] medeniyetinin muhafazasında menfaatlerini temin eden içtimaî [toplumsal] gruplar, padişahı ve fikirlerini bir müddet için daha mağlup ettiler. Demek Osmanlı içtimaî heyetinin ekseriyeti [çoğunluğu], henüz Şark medeniyetinin muhafazasına hissî, ruhî ve maddî râbıtalarla bağlı bulunuyordu ...
Sayfa 233
Reklam
YUSUF AKÇURA ETKİNLİĞİ
Esenlikler kandaşlarım,belki haberdar olmuşsunuzdur 3 Mayıs sebebiyle Atsız etkinliği yapmıştı lakin bazı sorunlar nedeniyle tamamlayamamıştı.Hem benim bazı arkadaşlara sözüm vardı hem de yazarlarımızı tanıyalım,yolbaşçı' dediğimiz kişilikleri daha yakından ve net bir şekilde öğrenmek için bu etkinliği oluşturduk.Buna ek olaraksa amacımız

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
246 syf.
7/10 puan verdi
Bu kitabı okuyup anlamaya çalışmak, 1950 öncesi eserler ile haşır neşir olmamış kişiler için tam bir Osmanlıca eğitimi olabilir. Yüzlerce eski kelime mevcut, buna rağmen yazım dili ve yazıldığı dönem itibariyle olaylara yakın olması, çok çok akıcı bir üslup ortaya çıkarmış. Özellikle Fransız ihtilalinin etkisini anlamak isteyenler için tam isabetli bir eser... Kabaca çağdaşlaşma çabalarının yeni başladığı 1780-1810 arası 30 yıllık dönemi siyasi ve askeri açıdan anlamak isteyenlere şiddetle tavsiye ederim...
Osmanlı Devleti'nin Dağılma Devri
Osmanlı Devleti'nin Dağılma DevriYusuf Akçura · Ötüken Neşriyat · 2018119 okunma
65 syf.
10/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
ÜÇ TARZ-I SİYASET İNCELEMESİ - Dikkat Spoiler içerir!
Üç Tarzı Siyaset adlı makale Türkçülük akımının manifestosu kabul edilir. Rusyada yazilmis Misirda Abdulhamit istibdatına karşı çıkan Türk gazetesinin 23/34 sayılarında yayımlanmıştır. Memleketin kurtuluşu için İslamcılık, Osmanlıcılık ve Türkçülük akımlarının karşılaştırmalı olarak hangisinin uygulanabilir olur olmadığını örneklerle sunmuş Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Üç Tarz-ı Siyaset
Üç Tarz-ı SiyasetYusuf Akçura · Türk Tarih Kurumu · 20182,265 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Helloo 1k :) Bugün sayfamı kontrol ederken uzun zamandır inceleme yazmadığımı fark ettim. Yeni bir inceleme yazmak lazım değil mi ;) bakalım nasıl olacak... Yusuf Akçura #48225517 etkinliğine katıldığım için seçtiğim
Üç Tarzı Siyaset
Üç Tarzı Siyaset
kitabını bugün itibariyle bitirdim… Bir süredir tarih ve sıyası kitaplar
Üç Tarzı Siyaset
Üç Tarzı SiyasetYusuf Akçura · Kilit Yayınları · 20112,265 okunma
Resim