Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emre Alkin

8.3/10
182 Kişi
680
Okunma
52
Beğeni
4.068
Görüntülenme

Emre Alkin Gönderileri

Emre Alkin kitaplarını, Emre Alkin sözleri ve alıntılarını, Emre Alkin yazarlarını, Emre Alkin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çalıştığım bir kurumda benden iş isteyen bir genç hanimefendinin ikinci sorusu "Kartvizitimde ne yazacak?" olmuştu. Ben de büyük bir ciddiyetle “İskoçya Kraliçesi” diye cevap vermiştim. Sonra da “Bu fonksiyonu yerine getirebilecek misin?” diye eklemiştim. Özellikle 1979'dan sonra doğmuş neslin “iyi yaşamak için kazanmak” amaçlı hareket etti- ğine şahitlik ettiğim için, bu şekilde bir şaka yapmıştım. İşin esası şu: Firma çalışanları bir orkestra gibi çalışmalı ve bu orkestranın şefi olan yöneticinin her müzik aletini çalmak zorunda olmadığı bilinmeli. Yönetici beraberinde çalıştığı kişilerin eğitimlerini her dönem daha üst seviyeye taşımalı ve tüm zorlukların üzerinden personeli ahenk içinde çalıştırarak gelmeli. Böylece unvanlara rağmen firmadaki aidiyet duygusu en üst seviyeye çıkar, tüm fonksiyonlar kendilerine ihtiyaç duyulduğunu ve önemsendiklerini bilerek çalışırlar. Liderlik etmek budur.
Maalesef, Türkiye'deki firma sahiplerinin büyük bir kısmı lider olmaktan çok patron olmayı tercih ettikleri için, başarıyı paylaştırmaktan çok, sahiplenmek isterler. Personelin üzerinde sürekli baskı uyguladıkları için, alt kademe yöneticilerinin de personelin üzerinde baskı uygulamaları hoşlarına gider. Bunun sonucu olarak bu firmalarda "işi değil kişiyi kontrol etmek" en önemli faaliyet haline gelmiştir.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Özetlemek gerekirse, bulunduğumuz bölgede açık siyaset yapılmaz, yapılmamalı. Binlerce yılın kuralı budur. Osmanlı'ya özenenlerin unuttuğu bir gerçek de şu: Televizyon dizilerinde uydurulmuş tarihe bakarak, diplomatik tavır geliştirildiği için bu hale geldik. Güçlü devlet, sağa sola tehdit yağdıran devlet değildir. Adaletli, meselelere soğukkanlı yaklaşan, fikri her zaman sorulan, herkese eşit mesafede, gerekirse dostunu uyaran, dışa bağımlılığı ölçülü, vatandaşları özgür ülkeler için "güçlü" denebiliyor. Türkiye binalarıyla değil insanlarıyla yükselecek. Bunun iyice anlaşılması gerekiyor.
"Yerli ya da "Milli" ürünlere sahip olmak hâlâ Türkiye'nin aklına taktığı bir durumdur. Ancak bugün önemli olan, kaynakları ve enerjiyi "küresel çözümler" üretmeye ve "küresel markalar" yaratmaya ayırmak daha akılcı bir davranış olacaktır.
Sayfa 135Kitabı okudu
Borç ile ilgili paradigmalar yirmi birinci yüzyılda değişti. Eskiden borç alan kişiye ya da kuruma "makbul" gözüyle bakılmazdı. Bugün ise borçlanabilenler makbul olarak sayılıyor. Bir kişinin ya da kurumun herkese borç vermesi değil, herkesten borç alabilmesi marifet sayılıyor. Çünkü "borç almayı başarabiliyorsa, kredibilitesi yüksektir" deniyor. Aslında yüzyıllar geçse de hiç değişmeyen bir anlayış var: hiçbir devlet ödemek için borç almaz. Yanlış okumadınız. Borçlara uygulanan faizler ve vadeler öyle bir hale geldi ki, borcu veren de alan da ana parayı unutmuş durumda. Faizleri ödemek yetiyor da artıyor bile.
"Kısa vadeli çözümler uzun vadeli sorunlar yaratır."
Emre Alkin
Emre Alkin
Reklam
Gençken vaktini boşa harcayanın, yaşlanınca aynı şekilde davrandığını gördüm hep. Babam, “Hayat iksiri ne tıpta, ne içtiğin suda... Her şey kafada bitiyor kafada” derdi.
Sayfa 200
Demokrasilerde, azınlık görüşlerinin öneminin büyüklüğü, azınlık görüşlerinin ortadan kaldırılması ya da hiçe sayılması yoluyla yaratılan insan hakları ihlalinin yanı sıra, bu görüşlerin üretebileceği yararlardan ve dahası bu görüşlerin ileride çoğunluğu ikna edebilme olanağını yok etmek anlamına gelmektedir. Zira tarihin her döneminde bir gün yaygın şekilde benimsenmiş olan her görüş, bir zamanlar bir azınlık görüşü olarak ortaya konmuş ve daha sonra diyalektik bir süreç içerisinde yaygınlığa yani çoğunluk düşüncesi olmaya erişmiştir. Dolayısıyla bugünün azınlık olan görüşlerinin de, yarının çoğunluk görüşlerine dönüşebilme ihtimalleri bulunmaktadır ve bugünün azınlık görüşlerinin yok edilmesi, tamamıyla ortadan kaldırılması, evrimsel dönüşüm sürecine sekte vurmaktadır.(M.G.Roskin &R.L.Cord&J.A.Medeiros&W.S.Jones)
Sayfa 172
Sanayi Devrimi’nin 19. yüzyılda dünya çapındaki etkileri doğrudan Osmanlı İmparatorluğu üzerinde de hissedilmiştir. Ancak bu etki Osmanlı İmparatorluğu’nun sanayileşmesi şeklinde değil, sanayi ürünlerinin pazarı olması biçiminde gerçekleşmiştir. İmparatorluğun klasik döneminde oluşturulan merkeziyetçi yapısı, özel kişilerin elinde servet birikmesini bilinçli olarak engelleyerek özel sektörün gelişmesine mani olmuştur. Özel sektörün gelişmesi için uygun şartların oluşturulmadığı bu ortamda İmparatorluk imalat sanayisi geleneksel üretim biçimlerinden ayrılamamıştır ve üretim çoğunlukla el ile veya basit aletlerle küçük ölçekli imalathanelerde eskisi gibi sürdürülmüştür.
Sayfa 106
903 öğeden 601 ile 610 arasındakiler gösteriliyor.