Neredeyse. Bu benim için büyük bir kelime. Her yerde hissediyorum. Neredeyse evdeyim. Neredeyse mutlu.Neredeyse değişti. Neredeyse, ama tam olarak değil. Henüz değil. Yakında, belki. Bunun için çok umutluyum.
“Dünyada ne olursa olsun insanlar, ister savaşsın ister teknoloji çöksün, her zaman kahveyi getirecek ve yanına güzel bir şeyler önerecek iyi bir garsona ihtiyaç duyacak.”
Onu bulmak, yıllarca saçma sapan yemekler yedikten sonra sıra dışı lezzeti olan güzel bir yemeği yiyen insanın, yemeğin tadının tüm duyuların yayıldığını hissettiği an gibi büyük bir andı, kendinden önceki her kötü tecrübeyi unutturmuştu.