Kaan Çaydamlı, 1964 doğumlu mühendis, yayıncı ve fotoğraf sanatçısıdır. 1986 yılında İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü bitiren Çaydamlı 13 yıl boyunca mühendis olarak inşaat sektöründe çalışmıştır. Aile firması bu işler ile ilgilenmeye devam ederken 1989 yılında Altıkırkbeş Yayınları’nı kuran çaydamlı bu yayıneviyle birlikte 300’e yakın kitap ve dergi yayınlamıştır. Adı duyulmayan Türk şair ve yazarların kitaplarını basan bu yayınevi 20 yıl boyunca hem bu alanda hem de etkinlik ve film olarak birçok yayın yapmıştır.
Çok sıcakmış hava.
Ama hep sıcakmış zaten.
Dünya'nın o bölgesinde, zaten sıcak olan bir denizin ortasında soğuk olması zaten beklenmezmiş.
Mustafa Nusa’nın yaşadığı yerde toprağın sahibi ve o toprağın üstündeki harnup ağacının sahibi ayrı kişiler olurmuş.
Eğer bir tarlanız varsa ve o tarlanın içinde bir harnup ağacınız varsa; o kendinize ait koca tarlanın ta ortasındaki o iri, o devasa harnup ağacının harnuplarını, keçiboynuzlarını toplayamazmışsınız.
Çünkü toprağın sahibi olmak, toprağın üzerinde yetişen harnup ağacının sahibi olmak anlamına gelmezmiş o coğrafyada. bunun dışında her şey bildiğimiz gibiymiş aslında. çok üzüm olurmuş, iyi üzüm olurmuş ama o üzümden şarap olmazmış! o kadar şekerliymiş ki üzüm ancak konyağa dururmuş! o kadar şekerliymiş ki üzüm; kazayla yerseniz, kontrolsüzce, bir ay damağınızdan gitmezmiş şekerin yanığı.
Evet, aslında her şey biraz da kontrolsüzce olduğunda hep bir iz bırakır insanın damağında.
Ama hep sıcakmış zaten.
Dünyanın o bölgesinde, zaten sıcak olan bir denizin ortasında soğuk olması zaten beklenmezmiş. Mustafa Musa’nın yaşadığı yerde toprağın sahibi ve o toprağın üstündeki harnup ağacının sahibi ayrı kişiler olurmuş.
Eğer bir tarlanız varsa ve o tarlanın içinde bir harnup ağacınız varsa; o kendinize ait koca tarlanın ta ortasındaki o iri,
o devasa harnup ağacının harnuplarını, keçiboynuzlarını toplayamazmışsınız.
Çünkü toprağın sahibi olmak, toprağın üzerinde yetişen harnup ağacının sahibi olmak anlamına gelmezmiş o coğrafyada.
Bunun dışında her şey bildiğimiz gibiymiş aslında.
Çok üzüm olurmuş, iyi üzüm olurmuş ama o üzümden şarap olmazmış!
O kadar şekerliymiş ki üzüm ancak konyağa dururmuş!
O kadar şekerliymiş ki üzüm; kazayla yerseniz, kontrolsüzce, bir ay damağınızdan gitmezmiş şekerin yanığı.
Evet, aslında her şey biraz da kontrolsüzce olduğunda hep bir iz bırakır insanın damağında.
Asla sevemedim.. Arkadaşım hediye etmişti kitabı onun hatırına okuyayım dedim ama yok gitmedi yarı da bıraktım maalesef 🥺 Dönüp duran saçma sapan betimlemelerle dolu cümleler, birbiriyle alakası olmayan absürt saçma olaylar beni fazlası ile rahatsız etti açıkçası.. Arada alıntı yapılabilecek güzelim çoğu cümlelerde heba olmamış dersem yalan söylemiş olurum.. O güzel vaktinizi harcamayın canım okurlar.. Okunacak daha güzel, daha harika çookkk kitap var..
Keyifli okumalar efenim
Dadaizm felsefesinin kökeni tarihi ve dadanın kendi manifestoları ile geçen sıkıldığım bir kitap oldu. Kitap okurken özellikle bu tip felsefe ve tarihin yakın ilişkide olduğu bir kitabı okurken ne hissetmem gerektiğini pek bilemem genelde okurken ancak bu kitabı pek beğenmeme sebebim fazla "dada" olması oldu. Özellikle kendini bir başlık altında yaşatan kitaplarda beni en çok sıkan da bu oluyor. Anlatım içinde dada çevresinde fazla dolaşmasından dolayı değil, yazarın bilerek ya da bilmeyerek dilinde fazlaca kullandığı dada beni okurken çok sıktı. Kitabın bazı kısımlarında öyle bir hal aldı ki kendimi sadece dada olduğunu sanıyordum. Bence okunabilecek bir kitap ama ben kitabın giriş bölümünde ki Dadaizm tarihini konu alan ilk bölümü okuduktan sonra manifestolar bölümünde fazlaca sıkıldım. Yine de bir felsefenin tarihi hakkında bir şeyler öğrenmek için gayet güzel bir kitap olabilir.
Dada ManifestolarıKaan Çaydamlı · Altıkırkbeş Basın Yayın · 200860 okunma
Of bir an önce bitmesi için hızlı hızlı okudum zira dönüp duran saçma sapan betimlemelerle dolu cümleler, birbiriyle alakası olmayan absürt deli saçması olaylar beni fazlası ile rahatsız etti. Arada alıntı yapılabilecek güzelim cümleler de heba edilmişti. Söyleyeceklerim bu kadar, güzel vaktinizi harcamayın sevgili okurlar.