1964 yılında doğan Cohen, felsefe, bilim felsefesi ve siyaset felsefesi alanlarında çalışmalar yapmaktadır. Aralarında yirmiden fazla dile çevrilen Mind Games (Akıl Oyunları, çev. Algan Sezgintüredi, Aylak Kitap) ve Philosophy for Dummies’in de bulunduğu kitapların yazarıdır. Saygın bir çevreci olan Cohen, Times Higher Education’da iklim değişikliği politikaları üzerine pek çok makale kaleme almış; Avrupa Parlamentosu için çevreyle ilgili konularda raporlar yazmıştır.
Şimdi herkes oturduğu yerde gözlerini karşıda bir noktaya odaklasın fakat gözünüzü dikmeyin, incelemeyin. Gözünüzün arayacağı hiçbir şey olmasın; ilgisiz, hafiften muğlak, bütünün üzerinde gezinsin. Bu şekilde tek ve pürüzsüz’ bir yüzeye baktığınızda sahiden kanaat getirince, ‘yerden göğe, durağan veya hareketli gördüğünüz herşeyin uçsuz bucaksız bir tuval üzerinde birer ayrıntıdan ibaret olduğunu’ veya belki de ‘görüntüsü kusursuz, son derece yüksek çözünürlüklü, devasa bir sinema ekranına’ baktığınızı görmek üzeresiniz…
İyi, peki, bir üçgenin iç açılarının toplamı daima 180 derece midir? Paralel çizgiler asla birleşmezler mi?
- Sadece uzayın düz olduğunu varsayarsak…
(Hiçbir ölçüm için ‘gerçek ölçüm’ denemez; mesele kabul edilmiş düzen meselesidir.)
Mutlak basittir ancak, nesnel gerçekliği hiçbir mümkün deneyle gösterilemeyecek bir fikirdir(…) Mutlak basit nesne hiçbir deneyle elde edilemeyeceğinden ve duyularla algılanan dünyanın tüm mümkün deneyimlerin toplamı kabul edilmesi gerektiğinden dünyada basit hiçbir şey yoktur.
(Saf Aklın Eleştirisi /Immanuel Kant)
Eğer uzay, her türlü kütleden yoksunsa bile hepten boş değildir; peki neyle doludur? Maddi özlerin kendilerini yayıp büzebilen, dolanan ve birbirlerinin içine, iki kütlenin bir duvarda üst üste gelmiş gölgeleri misali uygunsuzluk çıkarmadan girebilen ruhlarıyla olabilir mi acaba ?
“Sonuç olarak, "özgür bir insan", "en az ölümü düşünür; onun bilgeliği ölüm üzerine değil, yaşam üzerine düşünmektir" diyerek coşkuyla bağlıyor Spinoza. Her şey halihazırda belirlenmiş durumda ve insanlar olaylara sadece katlanmak yerine onları kabul etmede özgür oldukları için, bu kısıtlı anlamda özgür 'dürler. Tıpkı ağa yakalanmış bir sinek gibi. Ha ha ha!”
Sadece oturduğunuz yerden felsefe yaparak dünya ya da evren hakkında faydalı bilgiler edinmek ve hatta bununla da kalmayıp tüm bilim camiasını ve insanlığı etkilemek...Hepimizin bildiği gibi Modern fiziğin tartışmasız büyük bölümü ölçümlemeye değil, düşünce deneylerine dayalıdır. Ne Einstein hızla inen bir asansörde ölçümler yapmış ne de Schrödinger kedisini tutup radyoaktif bir taşla kutuya koymuştur. Bunların hepsi hipotezler sıfatıyla kendi içlerinde fazla fazla yeterlidirler. Kitabımızda da Martin Cohen, bilim dünyasını ve insanlığı alt üst etmiş birçok düşünce deneyine bölümler halinde ve komik üslubuyla değinmiştir.
Kitabın dili oldukça eleştirel ve sorgulamaya yönlendirici. Ama Martin Cohen’in bu eleştirel dili asla Einstein’ı veya örneğin Bay Kant’ı darıltacak boyutta değil. Bu yönden okurken ben de darılmadım ve çokça da zevk aldım..
Martin Cohen, tüm bunlarla esas şu meseleyi vurgulamak istemiştir: İnsanların kesin bilgisi olamaz, sadece fikri olur. İnsanlar her ne kadar arayarak, araştırarak kavrayışlarını geliştirseler bile, bu daima mutlak bilgiden yoksun kalacaktır ve belki kalmalıdır da.
(Bu ana fikir öyle sarsıcı bir gerçekliğe sahip ki...Bana kalırsa edinebileceğimiz tek “mutlak bilgi” budur, geri kalanı ise epey sallantıda...)
"Bütün felsefeler Platon'a düşülmüş bir dipnottan ibarettir."
Gerçekten öyle midir? Mesela Aristoteteles'in erdem etiği ve orta yolcu politika kuramı, Platon'un vejetaryen cumhuriyetinin bir devamı mıdır.
Peki ya Konfüçyüs'ün terbiyeli, uyumlu toplumu için aynı şeyi söyleyebilir miyiz. Kimbilir belkide Weber'den çok önce doğunun uzak
Herkese merhaba,Martin Cohen’in Felsefi Masallar isimli kitabından bahsetmek istiyorum.
Hayran olduğumuz ama karanlık tarafları olan filozoflar hakkında anekdotları, masalları, söylentileri ve bazen daha az bilinen gerçekleri ortaya çıkaran perde arkasına geçiyor.
Aristoteles, kadınlar hakkında belirli bir erdemden, hayati bir akılcılık yetisinden yoksun olduklarını söylemişti.Aristoteles'in Politika'sında kadınların evcil hayvanlar olarak görünümü verilmektedir.
Felsefi Masallar'ın bu kitabında Kadın Filozoflarla ilgili önemli bir bölüm var:
Bilge kadın Ditotima, Sokrates tarafından aşk ve şiir değerlerine gözlerini açmış olarak kabul edilir...
Bir de retorik, siyaset ve devlet otoritesi sayılan Aspasia var...
Hipparchia – felsefesi “doğal olan hiçbir şey ayıp değildir” şeklinde özetlenmiş, biz hippi kelimemizi ondan almalıydık…
O zaman benim için yeni bir isim var: Christine de Pizan, Fransa'nın "Edebiyatın İlk Kadını" olarak onurlandırıldı.
Sartre ile ilgili bölümde, Simone de Beauvoir'ın kesinlikle çok etkilemiş olduğu sevgilisinin yapıtının önemli kısımlarını yazmış gibi göründüğünü okuyunca şaşırdım.Bazı garip ve hatta komik hikayeler var:
Bazı bilginler John Paul II'nin reenkarne Spinoza olduğunu iddia ediyor.
"Kant gerçekten oldukça sıkıcı bir okuma olabilir." Benim durumumda, Kant'ın bir kitabını ilk açtığımda, onun aklımın ötesinde olduğunu anlayarak başım döndü.Filozofların bilinmeyen yönlerine dair ilginç bir çalışma olmuş ben beğendim tavsiye ederim.