1966 yılında Almanya’da doğdu. Felsefe ve edebiyat eğitimi aldı. İlgi alanları 19. yüzyıl Alman felsefesi, modernizm ve modernlik, roman teorisi, James Joyce ve Cumhuriyet sonrası Türk romanıdır. Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar romanını konu alan Ölülerle Konuşmak (İletişim Yayınları, 2016) adlı bir incelemesi, gündelik hayat ve edebiyatla ilgili yazılardan oluşan Kırmızı Kazak (Can Yayınları, 2016) adlı bir deneme kitabı ve Türk romanı ile ilgili çok sayıda makalesi vardır. Halen Marie Skłodowska-Curie Araştırma bursiyeri olarak Trinity College Dublin’de karşılaştırmalı roman konusunda araştırmalarını sürdürüyor.
"Bir ara sevmek" nasıl bir şeydir acaba, diye düşündüm. Bir an bile ayrı kalmaya dayanamazken, bir gün nasıl olup da yürüyüp gidebiliyorduk? Aynı insan olmaktan vazgeçiyorduk belki. Sevdiğimiz birini geride bırakmaya karar verdiğimizde, başka biri olmaya razı oluyorduk aslında. Yalnızca onun gözünde değil. Kendimiz için de başka biri oluyorduk artık. "Aynı gece ağartıyor aynı ağaçları / bizler, ah, o zamanki bizler değiliz ama," diyordu Neruda.
Bazı kişilere erken maruz kalır insan. Kıymetini bilemez onların. Bazen de hayatınıza öyle biri girer ki, oturup hayıflanırsınız bunca senedir neredeydi diye.
Meltem Gürle'nin Kırmızı Kazak kitabını okumaya başladığımda uzun soluklu bir okuma olacağını biliyordum. Neden diye soracak olursanız kitap hem benim okumayı çok sevdiğim deneme metinlerinden oluşuyordu hem de bu denemelerin büyük bir çoğunluğunun konusu kitaplardı. Mevzu kitaplar olunca okuma süreci uzadı tabii.
İyi ki okumuşum dediğim,
Meltem Gürle'nin BirGün gazetesindeki edebiyat yazılarından ( denemelerinden) seçmeler yer alıyor Kırmızı Kazak'ta.Kitabın arka kapağında, "Meltem Gürle'nin denemelerini de okumanız uzun sürecek, ara vereceksiniz, döneceksiniz, yeniden durup yeniden başlayacaksınız. Oturacaksınız, kalkacaksınız, araya başka kitaplar girecek. Elinizdeki
Kırmızı Kazak kitabıyla tanışmam bir diğer yazar Fatma Barbarosoğlu sayesinde oldu. Attığı bir twitte kitaptan sitayişle bahsediyordu. Merak ettim aldım. Okuduktan sonra da “İyi ki almışım.” dedim. Oluyor bazen, değer verdiğim yazarların bu tarzdan kitap paylaşımları o kitaba karşı bende merak uyandırıyor. Şimdi aynı şekilde bu kitabı okuduktan