William Styron est né à Newport News (Virginie) en 1925. Après la guerre, où il servit dans un régiment de Marines, il termina ses études à Duke University. Il fut de nouveau mobilisé pendant la guerre de Corée. Son premier roman, Un lit de ténèbres, paru en 1951, lui valut le prix de Rome de l'Académie des arts et lettres. Il publia ensuite La marche de nuit en 1952 tiré de son expérience en Corée et La proie des flammes. Malgré les réactions hostiles de la critique lors de sa parution aux États-Unis, ce dernier roman constitua une étape importante dans l'oeuvre de Styron. Suivit en 1967 Les confessions de Nat Turner. Ce roman, inspiré par une révolte d'esclaves noirs dans une plantation de Virginie au xix' siècle et que Styron qualifiait de méditation sur l'histoire, fut couronné l'année suivante par le prix Pulitzer. En 1979, Styron écrivit Le choix de Sophie, qui évoque, à travers la rencontre d'un écrivain du sud des Etats-Unis et d'une jeune catholique polonaise rescapée des camps de la mort, l'esclavage et le racisme brutal ou larvé de la société américaine. Ce livre puissant connut un succès mondial et inspira la réalisation d'un film dont l'interprète, Meryl Streep, fut récompensée par l'oscar de la meilleure actrice. Styron fut également l'auteur d'essais et de critiques : un grand nombre de ces textes, parus dans la presse entre 1953 et 1982, furent rassemblés en un volume intitulé Cette paisible poussière (1982).
Tam adı:
William Clark Styron
Unvan:
Amerikalı Yazar
Doğum:
Newport News, Virginia, ABD, 11 Haziran 1925
Ölüm:
Martha's Vineyard, Massachusetts, ABD, 1 Kasım 2006
Bir çocuğa kim anlatır ki gerçeği? Ona miadını kim gösterir takvimde, bir elinde ömür ölçeğiyle? Ona kim teminat verebilir ihtiyarlıktan öleceğine, sakalının ağaracağını dair, ya da olgun bir elmanın kursağa dizilen koçanı misali, laf ağızda gevelenir de oluruna mı bırakılır? ... Cani aklıdır bu, tez erer. Ama gene de şu ölüm var ya, ölüm kavramı, yaşamdan bile ezeliyken, onu kolayca kabullenmek, kanıksamaktır asıl tasavvura sığmayan!
Duino Ağıtları'nın dördüncüsünden
William Styron, 1985 yılında Paris'e ödül almaya gidiyor. Ödül gecesi güzel de bir konuşma yapıp ödülden gelen paranın 3/2'sini yardım kuruluşlarına bağışlayacağını söylüyor ve tören bitip
Yer Brooklyn,yıl 1947,Stingo Güney Amerikalı 22 yaşında bir genç.Yazar olmak için taşındığı pansiyonda ilginç bir çift ile tanışıyor.Güzeller güzeli Sophie ve müthiş,zeki,eğlenceli,dost canlısı ama dengesiz,ne yapacağı belli olmayan Nathan.Ikilinin gel gitleri,Sophie'nin tahammül ettikleri "Olmaz artık."dedirtecek cinsten olmasına rağmen bir süre sonra taşlar yerine oturuyor insanın kafasında.Ömrünün 20 ayını Auschwitz Toplama Kampında geçiren Sophie'nin yaşadıkları derin izler bıraktı bende.Hem Sophie-Nathan ikilisi ile Stingo'nun dostluğu ve yaşadıklarını okuyoruz hem de geri dönüşlerle Sophie'nin dramına yolculuk yapıyoruz.Iki yönü de beni çok etkiledi.Insanın insana yapabileceği kötülüğün boyutlarını Auschwitz'i anlatırken en canlı haliyle bize göstermiş yazar.Üstelik Sophie Yahudi olmadığı halde kamptaki tüm zulme ve işkenceye katlanmak zorunda kalıyor.Yapmak zorunda kaldığı bir seçimin vicdan azabıyla hayatı cehenneme çevrilen Sophie sonrasında da denge sorunu olan ve akıl sağlığı gidip gelen Nathan ile birlikte olarak ızdırap çekmeye devam ediyor.Kitap iyiydi,yüreği kaldirabilen için çok iyiydi.730 sayfa olmasına rağmen hiç sıkılmadan okudum.Sorguladim,düşündüm.Özellikle zalimliğin boyutlarını hep düşündüm.Icinde bol miktarda cinsellik var,rahatsız olanlar için.Eserin filmi de var,Meryl Streep'e en iyi kadın oyuncu Oscar'ı kazandıran filmi.Kitabı çok severek okudum.Özellikle sonunda yazarın düşüncelerini ifade ettiği satırlar çok iyiydi.Eser baştan sona çok vurucu,çok okunası...
Filmi 2 kez izledim, kitabı ise ara ara, bölüm bölüm defalarca okudum. İlk baskısından okumuşum. 600 küsür sayfa kitap ama akıp gidiyor. Şu an kitaplığımda yok. Bu beni üzüyor. Metni her tekrar edişinde ama her defasında Nazi subayının çocuklarından birini seçmesi isteyen o çirkin sesini tekrar tekrar duyarım; "BİRİNİ SEÇ".
Sophie'nin