Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Fakat bu sefer gözyaşları öyle sakin ve rahat akmıyor, bir tarafına bıçak saplanan bir adamdan çırpındıkça fışkıran kanlar gibi hiddet, yeis ve çaresizlik içinde yastıklara dökülüyordu.
Reklam
Yağmur... gök gürültüsü... böyle bir sabah kalktım hazırlanır gibi yeni kavgaya ne küskünlük ne bıkkınlık ne yeis akşam gördüğüm rüyayı hayra yordum ağlıyordum erircesine ne tuhaf!
"İnsanlardan kaçışım, içimden geçenlerin en küçük bir parçasını bile etrafıma sezdirmekten çekinişim bana sebepsiz ve manasız görünürdü. Zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhi hastalık alameti olmasından korkardım. Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım."
Yeis (ümitsizlik) ve ümit arasında kalmış, ölümün eline kendini teslim etmiş bir adamın yürüyüşü gibi yürüyordum.
Sayfa 313 - Milli Eğitim Yayınları 1952 BaskısıKitabı okudu
Zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhi hastalık alameti olmasından korkardım. Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Sayfa 82
Reklam
Bir kitabı okurken geçen iki saatin , ömrümün birçok senelerinden daha dolu daha emniyetli olduğunu farkedince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırım
Sahipsiz mektuplar! Ölü insanları çağrıştırmıyor mu? Yapısı gereği ve bahtsızlık sonucu soluk bir umutsuzluğa sürüklenmiş bir adam hayal edin... Sürekli bu ölü mektuplarını elden geçirip alevlerin arasına atılmaları için onları sınıflandırmak kadar bunu perçinleyecek başka bir iş olabilir mi? Her yıl yığınla yakılır bu mektuplar... Kimi zaman, katlanmış mektubun arasından solgun memur, bir yüzük çıkarır ;onu takmış olan parmak belki de mezarda çürümektedir... Yardıma yetişsin diye yollanmış bir banknot -onunla rahatlayacak kişi ne bir şey yer ne açlık duyar artık- Yeis içinde ölenlere merhamet, umutsuzluk içinde ölenlere umut, çaresizlik içinde boğulanlara müjde... Yaşam için yola çıkan bu mektuplar,ölüme koşarlar. Ah Bartleby, ah insanlık...
Bir kitabı okurken geçen iki saatin , ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Kendini zapt edemeyerek ağlamaya başladı. Bu akşam bu ikinci ağlayışı idi. Fakat bu sefer gözyaşları öyle sakin ve rahat akmıyor, bir tarafına bıçak saplanan bir adamdan çırpındıkça fışkıran kanlar gibi hiddet, yeis ve çaresizilik içinde yastıklara dökülüyordu.
Sayfa 180 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
"Unutma, Besmele her kapıyı açar. Rahmân var iken yeis ve bedbinliğe gerek yoktur. Rahîm var iken ümit hep vardır. Her besmele içimizden bedbinliği silip sonsuz bir nikbinlik hissi vermek içindir."
Sayfa 199 - Kapı Yayınları
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
"Peki ama insanların yükü yok mu?"
Maneviyatı ölçecek hassas bir terazi, bir baskül icat edilse sırtımdaki yeis, endişe, gam çuvallarının her biri yüz okka gelir.
Sayfa 15 - (e-kitap)Kitabı okuyor
Sakın yeis'e kapılma.. Yeis öyle bir bataktır ki düşersen boğulursun..
Resim