Okur Takip Önerileri
İmam-ı Azam Hazretleri'ne birisi soruyor;
"Ya İmam, bir günde ne kadar yemeliyiz?"
"İşte şu kadarı yeter!" diye yerden avucuna bir taş alıp gösteriyor, İmam. Adam bir taşa bakıyor, bir İmam-ı Azam'a. Taş avucunun içinde neredeyse kaybolmakta ama İmam'ın yüzünde bir ciddiyet. Hayretle soruyor:
"İnsaf edin ey İmam, bu kadarı bir gün için yeter mi? "
Cevap ibretlik:
"Bu kadarı seni taşır, fazlasını da sen taşırsın!"
Sayfa 271
Beyaz adama bir iyilik yaptığınızda aklıyla beğenip diliyle onaylar. Kızılderili'ye iyilik yaptığınızda yüreğinde hisseder; yüreğin ise dili yoktur, bin lisanda konuşur.
Sayfa 223
-İnsan vuslata nasıl erebilir?
-Her yaptığını sevgili her an görüyormuş gibi yaparak.
Sayfa 182
"Her kim ki sevgilisini kendi canı için sevmektedir; aslında o kişi kendi canını sevmektedir. Ama kim ki canını sevgili için sevmektedir; işte hakiki aşık odur ve sevgiliyi en gerçek şekliyle o sevmektedir." Fuzuli
Sayfa 176
Aşk ayrılıksız olmaz yahut ayrılıksız aşk olmaz. Çünkü ayrılık aşkın gıdasıdır. Ayrılığı olmayan sevgiler asla aşka dönüşemez.
Sayfa 173
Sevgi herkesle var olabilir ama aşk özeldir. Sevgi kazanılan bir şeydir, aşk ise ilahi bir lütuftur.
Sayfa 170
Aşkta ölçü, yok olmaktır. Aşkta aşık yoktur, sadece maşuk vardır.
Sayfa 160
Aşkın birinci derecesi "meveddet"tir. Yani sevgi duyabilme özlemi, ilgi.
Aşkın ikinci kademesi "heva"dır. Yani sevgiye duyulan heves. Aşkın üçüncü kademesi "hillet" yani sdvgi ile sermest olmak, kendinden geçmek, ne yaptığını bilmez hale gelmektir. Şimdiki gençlerin "aşk" kelimesiyle ifade ettikleri durum ekseriyetle işte budur. Aşkın dördüncü kademesi "muhabbet"tir. Muhabbet, sevilenin hoşuna gitmeyecek hiçbir şeyi yapmamaktır. Aşkın beşinci kademesi "şegaf"tır. Bu, tam manasuyla kalbi parçalayan ateşli bir acıdır. İşte aşk, bu noktada başlar. Aşkın altıncı kademesi "hüyam" yani sevdalıyı çıldırtan, kendinde bırakmayan, hani Kays'ı Mecnun yapan sevgidir. Kanın delirmesi, deli-kanlı olmak.
Aşkın yedinci kademesi "valeh"tir. Yani dostu seyrederken kendinden geçme ve dostu her şeyi ile sevmektir. Leyla'nın aşkı gibi. Kana kana şarap sarhoşluğuna benzer ve "aşk şarabı" dedikleri işte bu kademenin tecellisidir. Ve nihayet sekizinci kademe "aşk" tır. Aşk; sevilende son hücresine kadaryok olma yahut son hücresine kadar her şeyiyle -sarmaşık gibi- sevgiliyi kuşatma demektir.
Sayfa 159
Aşk kelimesinin kendisi de bizatihi aşkın sırrını içerir. Çünkü A (ayn) - Ş (şın) - K (kaf) harflerinin her biri bir anlam yüklüdür. Ayn anlam itibariyle bir gözdür ki aşk görme ile başlar. Şın bir şevktir yani coşkudur ki gören kalp aşk şarabını coşkuyla içer. Bu içki aşığı sarhoş edeceği için Kaf'a uçurur ve maşuk ile aşık kalpte birleşir.
Sayfa 158
Mülklerin sultanı unutulur gider ama kalplerin sultanı hep anılır.
Sayfa 69
Akıl kalp için çalışırsa ruh, kalp akıl için çalışırsa nefis bedene hakimiyet kurar.
Sayfa 63
Ey sevgili; dudağının sakisi aşıklarına öyle bir kadeh sunar ki akla cila, kalbe safa, ruha gıdadır... (Baki)
Sayfa 52
Kalplerin makamları dörttür. Zira Allah kalbi dört isimle anmıştır: sadr, kalp, fuad, lübb. O halde lübb birlemenin, fuad bilmenin, kalp inancın, sadr ise İslam'ın mahallidir.
Sayfa 51
Ey Kalp, ta ezel vaktinde, henüz ruh denilen cevher cesedine girmemişti ki sen sevgiliyle beraberdin.
Sayfa 48