Her insanın hatıralarında, herkese söyleyemeyeceği, ancak dostlarına açabileceği taraflar vardır. Hatta dostlara bile açılamayacak, insanın yalnız kendine saklayacağı sırları da bulunur. Bunlardan başka, kendi kendimize bile açmaktan çekindiğimiz konular da vardır ki, bunların sayısı şerefli bir insanın dağarcığında bile hayli kabarıktır. Hatta daha doğrusu, bunlar sahibinin haysiyeti ölçüsünde artar
"Hayata susamışsın ve hayatın problemlerini mantiksal bir kördüğumle çözmeye çalışıyorsun."
Reklam
Susuzluğunu çektiğim fakat bulamadığım farklı bir şey,çok farklı bir şey olduğunu biliyorum!
Öyle ya, belki yalnızca mutluluğu sevmiyordur insan? Belki aynı ölçüde acıyı da seviyordur? Belki acı da mutluluk kadar çıkarınadır?
Sayfa 43
Olmam gereken yerden çok uzaktayım, belki de yoruldum, bilmiyorum. öyle karışık, öyle yabancıyım ki , bu aralar kendime bile gelemiyorum
Reklam
Peki, neyimizi yumuşatıyormuş uygarlık? İnsanda yalnızca duyguların çeşitliliğini çoğaltır uygarlık... kesinlikle, başkaca bir şeyi değil.Belki de bu çeşitlilik yüzünden insan kan dökmekte zevkler aramaktadır.
Sayfa 32
Ne ben kimseye benziyordum ne de herhangi biri bana. "Tek başımayım,ama onlar hep birlik," diye düşünmekten kendimi alamıyordum.
Kinim, hep o uğursuz tabiat kanunları yüzünden adeta kimyasal bir bozulmaya uğruyor. Bir de bakarsın, esas madde uçmuş, sebepler buharlaşmış, suçluyu bulmak imkânsız olmuştur; hakaret hakaretlikten çıkıp, kaderin bir cilvesi, kimsenin suçu olmayan diş ağrısı gibi bir şey haline gelmiştir ve elbette duvar yumruklamaktan başka çare kalmamıştır.
Reklam
İnsan önce kendisini yaşamayı öğrenmeli, ondan sonra başkalarını kınamaya kalkışmalıdır!
"Kibar insanlar karşılaştıklarında genelde yaptıkları gibi, eşit olmalıdırlar: Biraz sen yana çekileceksin, biraz da ben, böylece birbirimize karşılıklı saygı duyarak geçeceğiz..."
İki kere iki dördün üstünlüğünü kabul ediyorum elbette;fakat herşeyi hoş görmeye karar verdikten sonra, iki kere ikinin beş etmesinden hoşlanmak bile mümkündür.
“Kitap okuyarak içimde yükselen duyguları bastırmayı tasarlıyordum.”
Olmam gereken yerden çok uzaktayım, Belki de yoruldum, bilmiyorum… Öyle karışık, Öyle yabancıyım ki, Bu aralar kendime bile gelemiyorum…