Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sezgiyi akılcı bir temeli olmayan, yanlış sonuçlara götüren bir yetenek olarak tanımlamak yerine, gerçekte ruh sesinin konuşması olarak tanımlamak daha doğrudur. Sezgi, gidilecek doğrultular arasında en çok işe yarayanları hisseder. Benliği koruma gücüne sahiptir, altta yatan motifleri ve niyetleri anlar ve psişede en az düzeyde parçalanmaya yol açacak olanları seçer.
Sayfa 105
40 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Bahar Sevinç Kızılırmak kaleminden Düşkıran adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Nehir insanların gerçekleşmemiş hayallerini alan düşkıran bir kızdır. Nehir 16 yaşında ve okulunu bitirmek üzereydi. Nehir, Yaprak, Rüzgâr ve Güneş yetenek sınavına giriyorlar. Nehir ile Yaprak hızı,Güneş ile Rüzgar ise güç seçmek istediklerini belirtiyorlar. Kitabımızın devamında yetenek sınavında acaba başka neler olduğunu ve karganın hikâyesini okuyoruz. Kitabın kapağına bakınca çocuk gibi olduğunu düşünmüştüm ama ama içeriğini okuyunca bence büyüklerinde okuyabileceğini düşündüm. Farklı ve güzel bir kurgusu vardı kitabın. Yazarımızın kalemine sağlık okuyucusu bol olsun. Uyumayanlar için geceler uzun,uyuyanlar içinse güzel bir rüya kadar kısaydı. Düşler insanların motivasyonunu ve yaşam enerjisini sağlayan önemli bir güçtü.
Düşkıran
DüşkıranBahar Sevinç Kızılırmak · Librum Çocuk · 20231 okunma
Reklam
Önsöz...
"Senin ne hâlde olduğunu tüm zorlanmalarıma karşın bilemiyorum, yalnızca kimi olabilirliklerden çıkarmaya çalışıyorum anlayacağın. Ama benim yakada pek fazla bir şeyin değişmediğini, kimi kişilere göre yadırganacak tavırlarımı hâlâ sürdürdüğümü ya da yaşıma, başıma ve bana bir zamanlar bağlanan umutlara karşın, bir baltaya bir türlü sap olamadığımı, dahası, özellikle de böylesine ciddi çıkmazlar ve anlatamamalar söz konusu olduğunda, baltaya ya da sapa yüklenmek istenen anlamların kaypaklığına, güvenilmezliğine olan inancımı durmaksızın tazelemekte büyük bir yetenek ve direnç gösterdiğimi, bu mektubumdan ve eğer istersen okuyacaklarından rahatlıkla çıkarabilirsin."
Kendi hayatı yanında insan hayatinin nelerle dolu olduğu düşüncesi bütün çıplaklığıyla karşısına dikilince, içinde birikmiş meseleler uyanıp, karanlk bir harabeye giren gün ışığının ansızn ürküttüğü kuşlar gibi uçuşmaya başlayınca, llya llyiç'i bir korku sardı. Yarm kalmış bir adam olduğunu, ruh güclerinin gelişmeden kaldığını, hayatına bir ağırlığın çöktüğünü düşündükçe içi parçalanıyordu. Başkalarının zengin, hareketli hayatını kıskanıyor; kendi hayatının yolunu ağır bir kaya parçasıyla tıkanmış, daracık, zavallı bir keçiyolu gibi görüyordu. içinde, hiç uyanmadan kalmış, biraz kurcalanmış, fakat hiçbiri sonuna kadar işlenmemiş birçok yetenek olduğunu acı acı seziyordu. İçi yanarak anlıyordu ki onda gömülü kalmış iyi ve güzel bir seyler vardi; belki çoktan ölmüş ya da bir dağın derinliklerindeki altin gibi saklı kalmış olan bu hazine çoktan meydana çıkmış olmalıydi. Ama öyle derinlerde kalmış, üzerine öyle pislikler yığılmıştı ki...
Her yetenek belli bir yüzsüzlükle yan yana gider. Ancak verimsiz olan, sırrıyla birlikte ortadan kaybolan verimsiz, seçkindir çünkü o kendini sergilemeyi hor görür: Dile getirilmiş duygular alay için bir işkencedir, mizaha hakarettir.
Üniversite profesörüm vermediği ama kendisine ait notları başkasından bulduğumdan "uyanık seni" deyip saçlarımı karıştırdı, her zaman golden retty kişilikli favori öğrenci olmak bir yetenek galiba 😏😏😏
Reklam
Kast Sisteminin Ortaya Çıkışı
Büyük kanun koyucusu Manu'nun formüle etmiş olduğu kast sisteminin temeli, hayranlık uyandırıcıydı. Manu, insanların, doğal evrim çerçevesinde dört büyük sınıfa ayrıldığını açıkça görmüş: Bedensel emekleriyle topluma hizmet sunabilecekler (Sudralar); zekâ, yetenek, tarım, alışveriş, ticaret yani genel olarak iş hayatıyla hizmet verebilecekler (Vaisyalar); yönetimle ilgili, idareci, ve koruyucu yeteneklere sahip olanlar yanı yöneticiler ve savaşçılar (Kşatriyalar); doğası düşünceye yatkın, ruhsal sezgilere açık ve ilham verici olanlar (Brahminler). "Bir insanın iki defa doğmuş olduğuna (yani Brahmin olduğuna), ne doğum, ne kutsal ayinler, ne çalışma, ne de ecdat karar verebilir," diye bildirir Mahabharata, "bunu sadece karakter ve davranış belirler." Manu, topluma, kendi bireylerine karşı, bilgelik, erdem, yaş, akrabalık veya son olarak servetlerine göre saygı göstermeyi öğretmiştir. Vedalar'ın Hindistan'ında, sadece istiflemek için saklanan veya hayır işlerinde kullanılmayan maddî zenginlikler daima hor görülmüştür. Büyük servetlere sahip cimri insanlar, toplumda düşük bir sınıf olarak değerlendirilmiştir.
Sayfa 392Kitabı okudu
Sizi eğlendirmek için başka insanlara ihtiyacınız yok, can sıkıcı bir şey olursa , tamamen kendi başımıza gülme yeteneğine sahibiz, alt yapıda top koşturuyor o yetenek, biraz destek, birkaç sağlam malzeme , biraz antreman ile önce takımdan ayrı düz koşu sonra hep birlikte sahaya... Haaa topu unutmayın, top çok önemli, top sizinse sizi kim tutar Allah aşkına...
Sayfa 52 - İnkılâp YayıneviKitabı okuyor
Benim anlatmak istediğim yaratılıştan gelen bir yetenek ve ihtiyaçtır. "Sevmek ve sevilmek "işte bu zorunluluk ve insanın yaratılışından gelir.
Kalabalığa karışmak hiçbir yetenek gerektirmez. Ama yalnız ve dik durmak gerçekten çok şey gerektirir.
Reklam
Bence mutluymuş gibi davranmakta bir yetenek
Bir sanatçıyı üne kavuşturan şey genelde yürekliliktir, özgün yetenek değil
416 syf.
7/10 puan verdi
Dili basit olmasına rağmen saran bir kitaptı. Süslü cümleler olmayan, sizi yormayacak ama olaylar da içeren fantastik bir seri okumak isterseniz tam adresi. Kitabı her yaştan okuyucu bence okuyabilir çünkü cinselliği filan bir kenara bırak aşk bile yoktu. Arkadaşlık okuyorsunuz full. Ve dediğim gibi dili olayları basit. Konusu: Kızımız bizim
Akarnae
AkarnaeLynette Noni · Artemis Yayınları · 2022155 okunma
Kendisinin ne kadar zarif ve seçkin bir yetenek olduğunu göstermek için şansı olmamıştı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.