Bu duvarlar yetmiyor bizi ayırmaya bilesin...
Bu parmaklıklar, bu demir kapılar, bu hava, inan...
Bazen bir yumrukta yıkacak kadar güçlü,
Bazen bir serçe kadar güçsüzsem, bir nedeni vardır...
Hangi zorluğu yenmemiş insanoğlu.
Hele taşıyorsa içinde bu insanca sevgiyi.
Güzel günler zorlu duraklardan geçer sevdiğim.
Damla damla birikiyor insan.
Damla damla sevgili...
Bir gün akıp gideceğiz hayata...
Duvarlar yıkılacak, açılacak bütün kapılar bilesin.
Benim yüreğim sensin şimdi, seni vurur durur...
Ve yine damla damla çoğalıyorsun içimde.
Yılmaz Güney
Bilmiyorum neden ama böyle kitaplar hoşuma gidiyor...
Köyü, köylüyü, fakiri, fakirliği anlatan ve zalime, zulüme karşı gelinen kitapları beğeniyorum.
İlk kitabıymış Çirkin Kral'ın ben gayet başarılı buldum. Keşke daha fazla eserler bırakabilecek kadar yaşasaymış.
Cahide Sonku ismi, Selim İleri’nin “Mel’un – Bir Us Yarılması” adlı eserinde çok geçince sanatçının hayatını öğrenmek istedim. Bir döneme damga vuran Cahide Sonku, tiyatro oyuncusu ve Türkiye’nin ilk kadın sinema yönetmenidir. Sonku; döneminde, yeteneği, zekası ve güzelliğiyle birçok kişiyi etkiler: Talat Artemel, Marcel, İhsan Doruk, Cahit Irgat bunlardan birkaçıdır. Belladonna(güzel avrat otu) etkisi yaşar etrafındaki erkekler. Bir tiyatro oyununda Hamlet olup Ophelia’sına(Cahide Sonku) sarılan Muhsin Ertuğrul da onun çekim alanına girenlerdendir. Cahide Sonku; küçük yaşta kendisini, annesini ve kardeşini terk eden babasından adeta intikam almak istercesine yaklaşır erkeklere. Fakat çok sevdiği adamlardan bilerek uzak durur. Onları kendi girdabında döndürmek, onlara zarar istemez. Ona hayranlık besleyen anlatıcı Cevdet Merter ve hocası Muhsin Ertuğrul bunlardandır. Doludizgin yaşamınında Shakespeare’den Çehov’a birçok sanatçının oyununu oynamış olan bu yalnız kadının en iyi büründüğü rol bana göre güçlü kadın rolüdür.
Kitapta Atıf Yılmaz, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Haldun Dormen, Cahit Irgat, Yılmaz Güney gibi birçok ünlü isimle karşılaşırız.
Dönemin sanat anlayışı ve özellikle tiyatronun siyasi yaşamın içindeki yerinden de sıkça bahsedilir eserde. Araştırmacı yazar Osman Balcıgil, hemen her dönem özellikle milliyetçi- muhafazakâr kesimin sanatın, medeniyetin ve tiyatronun önünü kesmeye çalıştıklarından da dem vurur.
Kızıl ÇengiOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 2023546 okunma
Birol Öztürk 'ün kalemiyle yasamından hayatınının amacı ve dünya görüşünü sanatı kısaca güney' ı tanıma tanıtma adına akıcı bir dille yazılmış bır hayat hikayesi.. okura aktarılması..
Çocukluğumda portakal yiyemediğim günler olmuştu. Bugün bana Altın Portakal veriyorlar.
Şimdi portakalın altınına sahibim.
Nasıl gurur duymayayım? Çocukken altın portakal değil, bildiğimiz portakalı bile alacak param yoktu…”
12 Mart sonrası, 1973’lerdi. îşte herkes gibi, zorunlu bera berdik. Birbuçuk yıl falan. Ben şahsen Yılmaz’ı çok sekter bu lurdum. Örneğin bir ara “Sigara içeni, teşbih çekeni dışlayın. Bu burjuva alışkanlığıdır” diye tutturdu.
Türk oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı ve yazardır.
Yılmaz Güney Güney, Türk film endüstrisinde hızla öne çıkmış ve eserlerinin birçoğunu Türkiye'deki sıradan işçi sınıfı insanlarının içinde bulunduğu kötü duruma adamıştır.
"70'ler tr solu prototipi gibi bir kitap. Bir dolu ustadan alıntı, bir dolu kavram kullanımı, ama son tahlilde
Burjuvaziden, halkın değerleriyle çelişen burjuva yaşama biçiminden, yozlaşmış, çürümeye yüz tutmuş burjuva ahlak ve alışkanlıklardan nefret etmeyen bir insanın devrimci olması zordur, hatta imkansızdır.
Sayfa 282 - Güney yayınları Aralık 2000Kitabı okudu
Bilinen bir gerçektir ki, bir topluma egemen olan ideoloji, kültür, siyasi anlayış, yaşama biçimi ve değer yargıları, o topluma egemen olan sınıf ya da sınıfların damgasını taşır.
Sayfa 264 - Güney yayınları Aralık 2000Kitabı okudu