Bizleri yönetmekte olan dört Bakanlığın adları bile, gerçeklerin kasıtlı olarak ters yüz edilmesindeki saygısızlığın yansımasıdır. Barış bakanlığı savaşın, gerçek bakanlığı yalanların, Sevgi bakanlığı işkencenin, varlık bakanlığı yokluğun bakanlığıdır. Bu çelişkiler rastlantısal olmadığı gibi, sıradan bir ikiyüzlülükten de kaynaklanmaz; bunlar, çiftdüşün'ün bilinçli uygulamalarıdır. Çünkü iktidar ancak çelişkilerin uzlaştırılmasıyla sonsuza kadar korunabilir.
Bunları yap, sakın unutma,
Mum yak bir aşkın sıcak anısına,
Suyla hesaplaş, rüzgâra sür yüzünü,
Cesedini bul bir yokluğun kıyısında.
Bunları yap, sakın unutma...
Tamam, şimdi susabilir şarkılar
Savrulmayı özleyen yaprak gibi
Ağır ağır uçabilir yokluğun
Ocakta zamanın alevleri var
Tamam artık kılıç keskin,su ateş
Bir harmanda toplanıyor insanlar
"Sadece ben farklıyım
Biraz dalgın ve uzak
Bir hayli karamsar
Biliyorsun
İçimde kirli bir balon gibi büyüyen boşluğun
Tek bir sebebi var
Senin yokluğun"
Sayfa 83 - Tûrkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
..gözlerinde sessiz, sahipsiz çığlıklar var;
bedeni tütmeyen ama hunharca tutuşan alevlerle dolu..
bu hikayeler nereden, nereye savrulmuş,
her savuruş hangi yangından hangi tufana fırlatmış,
ne almış neyi yok edip
hangi bilinmezliği yaratmış kalbinde..
Yokluğun,
yoksunluğun bağrında nasıl yaşar ki insan..
Sen benim hiçbir şeyimsin
Yazdıklarımdan çok daha az
Hiç kimse misin bilmem ki nesin
Lüzumundan fazla beyaz
Sen benim hiçbir şeyimsin
Varlığın yokluğun anlaşılmaz
Fena fil ehadiyet : Kişinin gerçek varlık katına ulaşması
Fena fil pir: Kişinin tüm varlığını pirin manevi kişiliğinde yok etmesi
Fena fil vücut: Kişinin tüm duygularından sıyrılması ve yokluğun sınırına ulaşması. Kişinin kendinden geçtiği bir aşamadır.
Fena-i mutlak: Bütün varlığından sıyrılarak yok olması.
Fena-il fena: Olgunluğun en yüksek aşaması olarak kabul edilir. Derin bir içe kapanış ve sınırsız bir coşkuyla tanrısal öze ulaşılır.
Rakı devrilmiş masalarda yokluğun,
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin;
Gece boyu dolandığım barlarda
Sarhoşlara tekrarladığım adın;
Balıkçı kahvesinde, çorbacıda,
Kenarlarda...
Yokluğun eski bir kayıp gibi
Cevrelecek gönlümüzü
Hüzün kıblemiz oldu
Ruhlarımız neşeden arındıkça
Zamanın ağaran saçlarını tarayacağız her vakit
Bitkin, yorgun yağmurlar yağacak bağlarımıza
Yüreğimde bıraktığın
bu zarif acı ile ıssızım...