Görüyorsunuz anlatmaya gerek yok :)
Emeğine sağlık çok güzel olmuş. Yine arada Toptaş'a giydirmişsin :) Ben bir türlü topralayıp bir şeyler yazamamıştım bu inceleme ilaç oldu. Okuyacaklar çok büyük keyif alacak. Bundan emin olabilirsiniz.
Selman, artık böyle hitap edeyim ben de :) aradaki ince göndermeleri fark edecek kadar beni anlamış olman inan mutlu ediyor :)) Burada gerçekten kaleminden neyi işaret ettiğini, nelerden hoşlanacağını, neleri sevmediğini özellikle bildiğimiz, artık uzun zamandır takip etmenin verdiği o tanıma hali çok hoşuma gidiyor. Bu şekilde burada birçok okurla arkadaş olmak çok hoşuma gidiyor. İyi ki bu konuşmaları yapabildiğimiz bir platform var :) Yani Hakan Abinin de senin de çok bekledim inceleme yapmanızı, sürekli kitaba tıklayıp kontrol ettim. Ama hüsran :) Lakin sen de haklısın, öyle de bir kitap ki sürprizbozansız bir şeyler yazmak da epey zordu. Ben de Allende'lerle ilgili bilgi vererek biraz daha püf noktalara değinmek istedim. Okuduğun için mutluyum, ama kitabı beğendiğin için çok daha fazla mutluyum. Yorumun için de teşekkürler. :)
"Burada gerçekten kaleminden neyi işaret ettiğini, nelerden hoşlanacağını, neleri sevmediğini özellikle bildiğimiz, artık uzun zamandır takip etmenin verdiği o tanıma hali çok hoşuma gidiyor." bak bu çok güzel. Kesinlikle aynı fikirdeyim ve dediğin gibi iyi ki bu platform var.
Mesela kitapta beni en çok Ferula karakteri etkiledi, bir de Esteban'ın kendisi olmadığı zaman çiftliği bıraktığı kişi adını unuttum şimdi. Ben bu son yazdığımı daha önce de yazmıştım sanki veya birine söyledim hatırlamıyorum :) Bütün yükü bu ikisi çekiyor gibi geldi bana. Sanki bunlar var olmasa ötekiler bir hiçmiş gibi geldi.
Ferula'yı harcadılar. Kadın bütün bir ömrünü kendi için değil başkaları için harcadı. Üstelik her gün erken kalkması, çiçek kokması, ilgisini göstermekten bir an dahi geri durmaması.. Hatta kitabı okurken dedim ki hangi kadın böyle büyük bir evde yanında Ferula gibi birini istemez ki? İnsanın eli ayağı her şeyi.. Evet Kahya denir herhalde buna, Pedrı Segundo Garcia. Adam da has bir sağ koldu gerçekten...
Artık okumalarımda ana karakterden çok nispeten yan karakterlere odaklanıyorum. Onlarda daha çok şey varmış gibi geliyor. Tabii her kitap için geçerli değil bu durum. Bazen yazarlar vermek istediklerini ana karakter üzerinden değil yan karakterler üzerinden verebiliyor.
Daha uzun yazabilirdim ama telefondan olmuyor ya :) Özet bir yorum oldu ama anlatabilmişimdir umarim :)
Her romanda bu mümkün olmayabilir ama. Yan karakterler kesinlikle olmazsa olmazlar ama yemeğe benzetirsek et mi tuz mu? Yan karakterler bu işin tuzu biberi ama sadece tuzla biberle de olmuyor. Ana karakter uzun saatlerde yavaş yavaş pişmeli, tuzuyla biberiyle de zirveye ulaşmalı :)
Aynen yazmiştim her kitap için geçerli değil diye. Tuzla hiç aram yok ya, olsa da olur olmasa da :) İlginç bir benzetme ama. Sonu tam olmuş. Tuzu önceden atarsak bekle ki pişsin :) Ana karakter zaten gözden kolay kolay kaçmıyor, diğerleriyle de harmanlayınca tadından yenmez bir okuma ortaya çıkıyor.
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.