Şu incelemenin başlığını değiştireyim. İlerde Hanım bunu görür de trip falan atar, yemek yapmaz sonra. Hiç çekemem..
Bence bu yorumu da sil. Yemek yapmaz kısmına da bozulabilir. “Az ye de kendine bir aşçı tut, ben sana niye yemek yapıyorum?” diyebilir.
Doğru diyorsunuz, lokantacı olduğumu Hanımdan gizlemem lazım. Sonra bana her kızdığında yemeği bana yaptırır.
Sene 2038. Hanım yanıma gelip heyecanlı bir şekilde bir şeyler anlatıyor. O gün de Galatasaray kaybetmiş, moral sıfır. Hanım hâlâ anlatmaya devam ediyor. Ardından onu dinlemediğimi anlıyor ve karşı kanepeye gidiyor. Bana diyor ki "Bey, ben bir daha sana bir şey anlatmayacağım. Küstüm." Ben de o an neye uğradığıma şaşırıyorum tabii. Sonra yanına gidiyorum. Elimi omzuna atıyorum. Acaba yanlış mı duydum diye kendimi sorguluyorum. Sonra iki elimle yüzünü tutup gözlerinin içine bakıyorum ve diyorum ki; "Söz mü?"
Sonra hanım sakince kalkıp buz dolabından aldığı yumurtaları teker teker kafanızda kırıyor.”Söz.”
İşte kayınpederim Şükrü Erbaş olsaydı, böyle âsi olmazdı hanımım. Ah canım hanımım... Acaba şu an kime çevrimiçi..
Konu dönüp dolaşıp nasıl bu beyfendiye geliyor anlamıyorum. Hayır yorum da yapamıyorum, şimdi bursumu keserler :D
Herkes içimizi biliyor :D
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.