Bu kitapta çizdiği karakterden bu sonucu çıkarabilirsin ama mesela Şanzelize Düğün Salonu kitabında da tam tersini görebilirsin kadın konusunda yani kurmaca olarak bakmalıyız öncelikle. Mesela annesinin öldüğünü anlatıyor oysa annesi hayatta gerçekte, aforizma kastığını düşünmüyorum, sadece arabesk, dramatik, melankolik olabilir, yer yer delilik sınırında dolaşmış olabilir. Bu da elbette kimi okura itici de gelebilir.Belki de içinden geldiği toplumu sorgulama biçimi, burası Türkiye, yetiştiği inançla ilgili yapıyla birlikte karşılaştığı hayatın içinde olanları da yer yer kıyaslıyor ve belki de işin içinden çıkamıyor olamaz mı? Felsefe okumuş mesela, ilahiyat değil. Dostoyevski de çelişkili ve tuhaf şeyler yazmadı mı? Beyaz Geceler mesela bir bakıma saçma değil miydi?
Her şeye rağmen her kitabı ayrı değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.