Elbette. İnsan yine varoluşu gereği beşeri bir varlıktır. Hiçbir canlı doğasını reddederek mutlu olamaz. Bu yüzden toplumsallaşmak kaçınılmaz bir sonuç. Bu toplumun biçimi hakkında konuşabilirim ama. Herkesin kendinden önce yanındakini düşündüğü bir toplum yaşayamaz. Çünkü insan yine doğasına aykırı davranmış olur. Ben demek istiyorum ki: Örneğin siz iyi bir aşçı olun. Üretme yeteneğiniz yemek olsun. Daha iyi olmak için dometesin, soğanın her gıdanın en iyisini istersiniz. Ocağın, fırının, işinizi yapmak için lazım olan her şeyin. Bu sayede diğer aşçıları geçersiniz. Aynı zamanda mal aldığınız üreticiler arasında da rekabet oluşturursunuz. Peki buradaki önemli nokta nedir? Sizin rakibiniz olan aşçının sizden daha iyi olmak için sizi aşağıya çekmesi, sizi bozması değil, sizi geçmesi gerekiyor. Bu sayede sürekli olarak ilerleme sağlanır demek istiyorum. Herkes daha iyi olmaya, potansiyelinin en iyisini ortaya koymaya çalışır. Herkes kendi yeteneği doğrultusunda bir katkıda bulunur daha iyi olmaya. Benim bahsettiğim bencillik saf çıkarcı bencillik değil yani. Tabi temel insan hakları konusunda kısıtlama yapmak lazım. Örneğin eğitim. Fırsat eşitliğinin korunması için özelleşmemeli. Ama kendini eğitime veren insana da hakkı tam verilmeli. Sürekli denetlenmeli.