Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yorum

Eylül Türk isimli okurun asıl gönderisini gör
Sümeyra Özat okurunun profil resmi
Yazarın, Freud ile ayrıştığı noktalar zihnimde biraz muallakta kalmış olsa da bilhassa haset ve kıskançlık farkını açık ve net bir şekilde ortaya koyan başarılı bir inceleme olmuş Eylül hocam. 'Kusursuzluk simülasyonu' kavramı oldukça hoşuma gitti. Yazar, her ne kadar bu kavramı çocuklar için kullanmış olsa da kafamda çılgınca bir düşünceyi sorgularken buldum kendimi: Kusursuzluk simülasyonunu stabilize ederek yaşam boyu sürdürüyor olabilir miyiz? Bilhassa bizimki gibi Doğu kültürlerinde kutsanan saygı ve hürmet gibi kavramları, söz konusu idealleştirmeden yeterince ayrıştırabiliyor muyuz? İnsanı düşünmeye sevk eden ve insana kendini sorgulatan güzel bir inceleme olmuş adaşım. Bilişine ve emeğine sağlık.. :) Dipnot: Arkadaşlarla aramızda çocuklardaki ayrılık anksiyetesini ifade ederken -kültürümüzden de ilham alarak- şöyle yerel bir muadil kavram kullanırız: Annesinin eteğine yapışma sendromu :)
Eylül Türk okurunun profil resmi
Aslında tam bir Freud cahiliyim ama eserden anladığım kadarıyla en önemli fark şu adaşım Freud, haset ve şükranın sonraki yaşantıyla, Kline ise -kendime daha yakın bulduğum yorumuyla- hem doğuştan gelen faktörlerin, hem de doğumdan, süt emme süresi dahil olmak üzere geçen evrede beslenme ve ilk nesne (anne) ile yaşanan deneyimle edinildiğini düşünüyor. Kusursuzluk similasyonu benim kuramıma ait 😂 idealleştirme, yahut ülküleştirme diye geçiyor metinde, yanlış yönlendirmiş olmayayım :) 'Anne eteğine yapışma sendromu' çok iyiymiş😅 Ta kendisi👌... Zaman ayırdığın için ben teşekkür ederim :)
Sümeyra Özat okurunun profil resmi
Tekrar açıkladığın için teşekkür ederim. Böyle yaratıcı bir kavramın, senin zihninin ürünü olması hiç şaşırtmadı beni doğrusu :) Ben teşekkür ederim, nicelerinde buluşmak dileğiyle..
Eylül Türk okurunun profil resmi
Daha nice güzel eserde buluşmak dileğiyle adaşım :)
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.