Şimdiye kadar gördüğü, okuduğu şeyler de "aşkın saflığı" na inanmış ve öyle olduğuna kendini inandırtmıştı. Okuduğu yığınlarca kitap aşkın kutsallığına olan inancını sağlamlaştırmış, en küçük bir kuşku bile duymazdı.
Sanırım ben dahiliğimden, kimsenin beni anlayamıyor oluşundan değil; kimsenin beni sevmediğinden ve sıkıcı ve sıkıcı bulduğundan asosyal olmuştum. Yani asosyallik benim kendi seçimim, hür irademle edindiğim bir tavır değil; zorunluluğumdu.