Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her zaman güçlünün haklı olduğu adaletsiz ve acımasız bir dünyada, adil bir adam dünyadan kopup kendi tanrısına sığınmaktan başqa ne yapabilirdi ki?
İnsan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
Sayfa 29 - Can yayınları, (1996)Kitabı okuyor
Reklam
Aidiyet mi mensubiyet mi?
Aidiyet hisleri ile bağlı olamadığın kişi,kurum veya bir zaman dilimi gün geliyor seni sinesinden atabilmenin reflekslerini geliştiriyor. Tıpkı vücuttaki bir dikenin zamanla kendiliğinden gelişen bir irin kitlesi tarafından harice itilmesi gibi. O andan itibaren dahil olma çabalarının mantıksal alt yapıları tüm manalarını yitiriyor ve sen mensup olduğunu sandığın mefhumun baskısına mağlup oluyorsun ve kopuş artık kaçınılmaz, belli bir süre sonra dayanılmaz bir hal alıyor.
.. zaman içinde onun, onca güçlü görüntüsüne rağmen, yorgun zayıflığını hissettikçe, kalbini kırmaktan korkar oldum. O şahane ifade özgürlüğümü, bile isteye sınırlandırdım...
Kitab oxuyan insan dünyadan çıxan kosmonavt və ya savaşa gedən əsgər kimidir. Geri qayıtdığı zaman heç nəyi əvvəlki halı ilə görə bilməz. Və ən dəhşətlisi odur ki, qayıtdığın bu qəribə savaşda sənin cibindəki mərmilər əlində tutduğun silaha uyğun gəlməyəcək...
Sayfa 164Kitabı okudu
En son kalbinin üzerine bastırmıştı yumruğunu. "Bunu uyanık tutarsan o zaman sanatkâr olursun..."
Sayfa 51
Reklam
Tirmizî, 3524
Enes b. Mâlik radıyallâhu anh’dan rivâyetle, Nebî ﷺ bir şey kendisini üzüp hüzünlendirdiği zaman şöyle derdi: «يَا حَيُّ يا قَيُّومُ بِرَحمَتِكَ أسْتَغِيثُ» «Ey Hayy ve Kayyûm olan, rahmetine sığınırım»
Hmm
"Syb, biri sana her zaman açmayı hayal ettiğin bir kapının anahtarını verseydi gidip o kapıyı açar mıydın ?" "Önce kapıyı çalardım."
Olimpos YayınlarıKitabı okuyor
Kemalist Devrim tarih olduğu zaman, artık o tarihi yazacak devrimci bir Kemalist kalmamıştı. Kemalizmin tarihini bu yüzden Jakobenler değil, tutuculuğun şampiyonu olan resmî Atatürkçüler yazdı. Ve elbette kendi konumlarına göre yazdılar. Onlar, Mustafa Kemal'in Rousseau'daki, Holbach'taki, Meslier'deki, Diderot'taki, Freuerbach'taki vb. esin kaynaklarını ortaya çıkarmak yerine, Avrupa'nın artık gericileşmiş emperyalist burjuvazisiyile ideolojik bağlar ördüler. Kemalist Devrim'in Avrupa burjuvazisinin devrimci yükseliş dönemindeki felsefî köklerinin üzerini örterek, gericileşen Batı ile bütünleştiler.
Sayfa 27 - Kaynak Yayınları, 5. BasımKitabı okuyor
Osmanlı ordusuyla özdeşleştirilen yeniçerilerle ilgili yanlış bi­linenleri düzeltirken amacımız sadece malumatfuruşluk yapmak değil. İmparatorluğun kaderinin endekslendiği ve hem başarının hem de yıkımın müsebbibi olarak görülen bu birliğin de impa­ratorluktaki birçok kurumdan biri olduğunu anladığımız zaman, gerileme ya da çözülme gibi yüzyıllarca süren çok katmanlı bir sü­reci daha soğukkanlı bir şekilde değerlendirmeyi de başarabiliriz.
Reklam
Öyleyse gelin bir bakalım, in­sanlar evlatlarını devşirmeye vermek ve devlete kapılanmak için her zaman yanıp tutuşmakta mıdır?
Saplantı öyle rahatsız edici bir hal alırki sonunda bu işi yapmaya karar veririz; ama bittiği zaman artık o geç vakitte bitirilmiş her işin ge­tirdiği sevinci duyamayız.O halde her şeyi yapılması gereken zamanda yapalım ve sonuna kadar yapalım.
Şimdi çağırırız gelir deniz, ya da ben giderim nehirler boyu. İçimde fersah fersah uzak bir liman, ıssızlığın dalgaları yalar zihnimi. Belki benim her güzel şeyi berbat eden.... Güneşli bulutsuz bir günde, yukarıya kaldırsam, yıldız yağar yüzüme, sanki biraz daha baksam....gökyüzü çatlayacak Ne zaman bir adım atsam, şehir halı gibi kayar ayağımın altından. sanki biraz daha koşsam.... aynı yere varacak . ellerimin üzeri sancı ,büyük hüneri : kendi kendine yarınlar devşirmek. sanki bin yıl daha yaşasam.... her gün ,bugün olacak
işte böyle
İnsan kendini kendine aklamak için dünyayı şahit tutar mı? Tutar ama yalnız kaldığında; günün sonunda iç ses hep haklı çıkar, iç ses, rüya görürken bile haklı çıkar. İsyanların en tehlikelisi kişinin kendisine ettiğidir. Kimi zaman zamanla, kimi zaman ölümden sıyırmakla telafi edilir, bu konuda cesur olmak insanın kendisine ihanetidir ve belki de bedeli en ağır olanı...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.