Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Shalalahmadd

Bu paragrafta durup şöyle düşünebilirsiniz: Düşüncelerin "pratiği" yapılmaz. Ama yaparız. Sabah gözümüzü açtığımız andan gece yumduğumuz ana kadar. O kadar uzun süre ve sürekli biçimde yaparsın ki pratik yapma eylemi bilincinin ötesine geçer. Rüya durumundan ve bilinçaltından düşüncelerin de pratiğini yaparsın. Bu düşünceleri "sen" olarak etiketleyebilirsin, ama onlar "sen" değiller. Sen düşüncelerini düşünensin, düşüncelerin kendisi değilsin.
Reklam
Bilinç bizi insan yapsa da çoğumuz o kadar iç dünyamıza dalmış durumda, o kadar bilinçsiz ve hatta uykudayız ki zihnimizde sürekli dönüp duran bir senaryo olduğunun farkında değiliz. Bu senaryonun hakiki biz, Benlik olduğuna inanıyoruz. Ama bu gevezelik sadece bizim düşüncelerimiz. Bütün gün düşüncelerin pratiğini yapıyoruz.
Gerçek şudur: Çok azımız aslında olduğumuz kişiyle gerçek bir bağlantıya sahibiz, ama başkalarının tüm o kendine ihanet katmanlarının altındaki temel benliğimizi görmesini isteriz. Jessica gibi hepimiz kendimizin daha iyi versiyonu olmayı isteriz. Ama çabalarımız boşa gider çünkü zihnimizi ve bedenimizi anlamayız. Aradığımız değişimleri nasıl yaratacağımızı anlayacağımız pratik araçlarımız yoktur. Kendimiz için yapamadığımızı başkalarının bizim için yapmasını bekleyemeyiz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gerçek şudur: Çok azımız aslında olduğumuz kişiyle gerçek bir bağlantıya sahibiz, ama başkalarının tüm o kendine ihanet katmanlarının altındaki temel benliğimizi görmesini isteriz.
Hayal kırıklığını yalnız başına deneyimlemek zordur; başarısızlık olarak algıladığınız şeylere birinin tanık olması daha da zordur.
Reklam
Değişim sıklıkla ağır, bunaltıcı hissettirir. Çünkü bilinçaltının ana işlevi kişiyi güvende tutmaktır ve değişim bunu tehdit eder. Bu "tanıdık olana doğru çekilme" halini, genellikle değiştiğimizi hissettiğimiz farklı rahatsızlık anlarında deneyimleriz. İstikrarlı, küçük, gündelik seçimlerle bu itme-çekme direncini aşmak, değişimi sürdürmek konusunda bizi güçlendirir.
Zihin bedende gerçek, ölçülebilir değişimler yaratabilir ve plasebo etkisi ana akım bilimin bu gerçeği kabullenişidir.
Dr.Lipton'un söylediği gibi: "Yeni biyoloji tamamen bununla ilgilidir.Bizi 'hayatın kurbanısınız' düşüncesinden alarak 'hayatın yaratı­cısı' olduğumuz fikriyle tanıştırır." Sadece genetik donanımımızdan ibaret değiliz. Bunu bir kez kavrayınca geleneksel deterministik kusurlu donanımı tıp ve ameliyatla "düzeltmek" görüşü giderek yetersiz görünmeye başlar.Kendi iyilik halimize, esenliğimize kavuşmak için bedenimizin ve zihnimizin iyileşmesine yardım edebiliriz ve etmek zorundayız.
Zihinlerimiz aşinalık arama makineleridir. Aşina olan kendini güvende hissettirir; ta ki kendimize rahatsızlığın dönüşü­mün geçici ve gerekli bir parçası olduğunu öğretene kadar.
Çok rahat diye bir şey yok. Zorlanma olmaksızın iyileşme nadiren gelir. Bazen acı verici, korkutucu da olabilir. Size zarar veren ve sizi geride bırakan hikayeleri koyvermeniz anlamına gelir. Bir parçanızın bir başka parçanın doğabilmesi için ölmesi anlamına gelir.
Reklam
zihin, beden ve ruh arasındaki kopukluk kendini hastalık ve düzensizlik olarak gösteriyordu.
Shalalahmadd
@zarifruh·Bir kitabı okumaya başladı
Shalalahmadd
@zarifruh·Bir kitabı okumaya başladı
Ne İçin Varsan Onun İçin Yaşa
Ne İçin Varsan Onun İçin YaşaHikmet Anıl Öztekin
8.5/10 · 6,2bin okunma
Bir yazarın sözləri gəlirdi ağlıma... “Bəzən axışına buraxmaq lazımdır yarpaqları, suyu, fəsilləri, hadisələri və insanları” deyirdi ha... Bəzən yola təslim olmaq lazım idi həqiqətən də. Yolun axdığı yönə güvənmək... Nələr olacağını bilməsən də olanın onsuz da xeyirli olacağından əmin olmaq.
Həyatda bəzi anlar vardır ki, nə olmaq istədiyiniz yerdə durarsınız, nə də istədiyiniz yerə doğru bir addım belə atacaq halınız vardır. Beyninizin içində çarpışıb duran minlərlə fikir gəzib durarkən özənlə planlanmış bir yol sizi bütün qarmaqarışıqlıqların içindən alıb olmanız lazım olan yerə aparar.
951 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.