“İnsanın kendini beğenmişliği, kendi kendine koyduğu en büyük sınırlardan biri olmuştur. Cennet Bahçelerindeki Adem hikayesinin mesajı budur. Bana kalırsa Tanrının vahyini aldığımız ve anladığımız, Tanrıların amacını bildiğimizi iddia ettiğimiz için kendimizi beğenmişizdir. Yanılgıya son derece açık bir alet olan insan aklını kullanarak sonsuz hakikate ulaşmayı başardığımızı iddia ettiğimiz için daha da kendimizi beğenmişizdir. Birbirimize sürekli hem de şiddet ve zulüm yoluyla, kendi öznel kusursuz toplum imgelerimiz dayatmaya çalıştığımız için her zaman kendini beğenmiş olmuşuzdur.” <İmmanuel wallerstein >
“Her türlü bile ile donatılmış olan Adem figürü, kendini beğenmişlik ile en büyük hattatı işledi ! Tanrılaşmak istedi! “ <mekki>
Şöyle rivayet ederler ki... Ve ol hikayet... Ve yürümeli... Ve insanoğlunun vicdanına bırakmamalı. Bu çağ ayrı, insanlığın vicdanının insanlıkla en ilgilendiği çağdır. Hiçbir kötülük, zulüm, insanlığa yakışmayan işkence yerde kalmaz.
Gör ki bana ne ettiler/ Elazığ Cezaevinde/
Tutup hücreye attılar/ Elazığ Cezaevinde// Bilmem ki bu nasıl kindi/ Gökten zulüm yere indi/ İn- . sanlık hakkım çiğnendi/ Elazığ Cezaevinde// Ayaklarımdan astılar/
Yüzlerce sopa bastılar/ Saçımı kökten kestiler/ Elazığ Cezaevinde// Gidiyorum adım adım/ Halkım içindirferyadım/ Pir Sultan'ı ha tırladım/ Elazığ Cezaevinde// Kul Ahmet'im yandı içim/ Dostlarla ayrıldı göçüm/ Hak istemek idi suçum/ Elazığ Cezaevinde. "
Lânet, Allah'tan kovulmak ve uzaklaştırmak mânasındadır ki bu, ancak Allah'tan uzaklaşmağı gerektiren sıfatlara sahip olduğu zamandır. Başka süretle câiz değildir. O sıfatlar da küfür ve zulüm vasıflarıdır. Meselâ: "Allah'ın lâneti zâlimler veya kâfirler üzerine olsun" gibi. Burada Şerîat'ın lâfzına uymalıdır. Çünkü lânette büyük tehlike vardır. Zîra lânet, mel'ûnu uzaklaştırdı demek Allah'a karşı bir hükümdür. Bu da gaybdır. Gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Ancak, Allahu Teâlâ bildirmiş ise peygamberi de bilebilir.
İstibdâd, zulüm ve tahakkümdür.
Meşrûtiyet, adâlet ve Şerîat’tır.
Pâdişâh ne vakit Peygamberimizin (a.s.m) emrine itâ‘at etse ve yoluna gitse halîfedir. Biz de ona itâ‘at edeceğiz.
Yoksa, zulmedenler pâdişâh da olsa haydûttur.
GEL
Yaprak döküldü
Bahar da gitti dağılmışım
Hava bulutlu sisli-dumanlı dağılmışım
Gel Hava yağmurlu, soğuk, ben küsmüşüm
Gel fırtınalı soğuk gel kapı önündeyim
Yol bitimsiz sensiz uzak dağılmışım
Vakit geçmiyor zulüm ve zorlu
Güzelleşmişim
Gel hava yağmurlu, soğuk, ben küsmüşüm
Gel fırtınalı soğuk gel kapı önündeyim
I*rail saatte 6 çocuk öldürüyor.
Çin çocukları kendi ırklarını inkar etsinler diye işkence ediyor
Çocuk ölümleri 10 binleri aştı.
Binlerce çocuk yaralı
Binlerce çocuk kimsesiz
Binlerce çocuk açlıktan susuzluktan öldü.
Bunlar sadece Filistin için değil Doğu Türkistan için ve dünyanın herhangi bir yerinde zulüm görenler için.
Çocuklar ölüyor
Taciz ediliyor
Organları alınıyor
Satılıyor
Çocuklar günü aynen evet yuppi
Zulüm önyargılı insanların yaptığı bir şeydir...
"Dünyada Yahudiler kadar iyi insanlar yoktur ve Hitler'in neden böyle düşünmediğini bilmiyorum."
...
"Yahudiler yaşadıkları her topluma katkıda bulunurlar.En önemlisi de son derece dindar insanlardır.Hitler dini yok etmeye çalışıyor.Belki de onları bu yüzden sevmiyordur."
Padişahın yetkisinin yok sayıldığı, milletin iradesinin bir anıtı olarak meclisin kurulduğu bu önemli günü, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı bir dönüm noktası olarak hatırlamak büyük bir gurur.
Bugün, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza yönelik umut dolu bir geleceğe adım atmamızı simgeliyor. Bu özel günü kutlarken, ülkemizin ve dünyanın her bir köşesindeki çocukların barış, mutluluk ve başarı dolu bir yaşam sürmelerini temenni ediyorum. Doğu Türkistan'da ve Filistin'de zulüm gören tüm çocukların kurtulmasını diliyorum.
Çocuklarımıza bu güzel günü armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e şükranlarımı sunuyor meclisin kurulma sürecine kadar ve kurulduğu günden bu yana atılan adımlar ve yapılan yeniliklerle ülkemizi şahlandıran işler yapan Atatürk'ün silah arkadaşlarına, cephede biz çocuklara güzel bir gelecek bırakmak için çarpışmış dedelerimize, kundaktaki bebeğinden bile vatan için geçmiş nenelerimize, daha kendileri çocukluğunu yaşayamadan şehit olmuş 15'lilerimize selam ediyorum!
Nice nice 23 Nisan'lara!"
Zulüm bir alışkanlıktır; insanda bu alışkanlığın kökleşmesi, sonunda hastalığa dönüşmesi mümkündür.
Sarsılmaz inancıma göre, en iyi bir insan bile alışkanlıkla, sanki bir hayvanmış gibi kabalaşıp o derece aptallaşabilir.