Ata’mın sinefillik şaka mı?!
1933 yılının kış ve bahar mevsimleri Gazi'nin Köşk'te en fazla sayıda film seyrettiği dönem oldu. Özellik Mart ve Nisan aylarında mesaisinden arta kalan zamanlarında gecelerini film seyrederek geçirdi. Köşk'ün kayıtlarına göre Gazi, Mart ayının sekiz gecesini film seyrederek geçirdi: "02 Mart 1933 - Geceyi sinema seyretmekle geçirdiler. 04 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler: saat 02.30'da yattılar. 08 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 10 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 16 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 19 Mart 1933 - Gece sinema seyrettiler ve 01.30'da yattılar. 24 Mart 1933 - Gece film seyrettiler. 30 Mart 1933 - Gece film seyrettiler." Gazi, Mart ayı boyunca filmleri sadece Köşk'te seyretti, sinemaya gitmedi. Nisan ayında da aynı yoğunlukta film seyretti: "03 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 04 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 05 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 07 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler ve saat 04.00'da yattılar." 13 Nisan 1933 - Gece sinema seyrettiler ve saat 03.15'de yattılar." 21 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler ve 02.30'da yattılar. 23 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler. 27 Nisan 1933 - Gece film seyrettiler.”
Sayfa 30 - Köşk’ün Beyaz PerdesindeKitabı okudu
02.27
"Müthiş bir hayal kırıklığı hissediyordum, sanki onca zamandır elle tutulur hiçbir şey olmadan bir şeylerin peşinden koşup durduğumu fark etmiştim."
Reklam
Kitap Özelinde Tüm Alıntılarım
Sayfa 15 @ 21 December 2023 07:05:26 AM Bütün gün tok tutardi ciger, kolay aciktirmazdi, bir damak zevkinden çok, çocuklukta edinilmis bir yoksulluk bilgisiydi bu. Sayfa 18 @ 21 December 2023 07:13:52 AM "Intikam bir bekleme sanatidir," Sayfa 18 @ 21 December 2023 07:20:11 AM "Akli yarim kullar bize Allah'in
7 Kasım 1916 Silvan'dan Bitlis'e hareket eder, gece 20.00'de yatar, 02.00'de öksürükten uyanır. Bir çay yaptırarak içer, tekrar 03.30'da uykuya dalar. 10 Kasım 1916 Öksürükten dolayı uyuyamaz gece 01.00 de uyanır. Öksürüğünü teskin etmek için çay içer, tekrar yatar. 12 Kasım 1916 Öksürükten dolayı rahat uyuyamaz. 14 Kasım 1916 Gece yine öksürükten dolayı rahat uyuyamaz. Bütün günü Bitlis'te karargahta geçirir. Doktor tedavisi altında olur. 16 Kasım 1916 günü öksürüğü hafifler, uykusuna mani olmaz. 19 Kasım 1916 günü sağlığı tamamen düzelir. 10 Aralık 1916 sabah kendisini çok rahatsız eden bir nezleye yakalanır. 27 Temmuz 1918 günü Karlsbad'dan hareketle akşam Viyana'ya gelir. 28 Temmuz 1918 Pazar sabahı 07.30'da bir kırgınlık ile uyanır, öksürüğü vardır. Yataktan çıkmaz, sıcak çay içer. İspanyol nezlesine yakalandığı için bir süre Viyana'da kalmaya mecbur olur. Mustafa Kemal birkaç gün gecikme ile 2 Ağustos 1918 de Viyana'dan İstanbul'a döner. Samsun'a hareket hazırlığında olunduğu sıralarda İspanyol nezlesinden yine rahatsızdı. Yaveri Cevad Abbas (Gürer) on kadar tanınmış hekimi toplayarak emrivaki yaparak Atatürk'e getirir. Böyle kalabalıktan ve kendisi ile meşgul olunmasından hiç hoşlanmamasına rağmen kendisine mahsus misafirperverlik ve nazaketle gelenleri kabul eder, kendisini muayene ettirir. Bir aralık yarı sinirli yarı şaka içinde: "Beni manastır askeri rüştiyesine alırken bile böyle sıkı muayene etmemişlerdi" der.
Sayfa 165 - Güven KitabeviKitabı okudu
23
Samimiyetsiz kalabalıklarla avunmaktansa, Samimi yalnızlıklarımda kaybolmayı tercih ederim. İletişim hızının iki parmakla sınırlandığı bir çağda, Acaba neydi bu iletişimsizliğin sebebi. Yoksa insanın, Yani bizim bencilliğimiz miydi? . . . İlk filozofları da filozof yapan bu merak değil miydi? Şeylerin gizemini çözme merakı, Gizemler bir kadın ismi olma dışında hala yaşamda. Belki de biz, Bizi biz yapan merakımızı yitirdik. 28/02/2020 17:27
Sayfa 68 - Omca Yayınları
Reklam
Her bayram eski bayramları ararız Bardak olmuş eski çamları ararız Gökte yıldızları sayardık çocukken Şimdi işte o akşamları ararız... 27.02.2002
Kalem Arkası Ayrıntılar
27.02.2005 Saat 03:41 Demli ve sıcak bir çay vardı masamda. Bir yudum çektim. Çay demliydi ama buz gibi olmuştu. Sonra hatırladım, o çayı bir saat önce doldurmuştum. Ertesi gün söyledim: Yazarken sıcak çay içmeyi başarabildiysen, yazdıklarını yırt ya da git, uyu.
AVUSTRALYA TATARLARI
Avustralya Tatarların daha geç dönemlerde, bilhassa Doğu Türkistan (Şingcang Uygur Özer Bölgesi, ÇHC)'dan, göç ettikleri bir ada olmuştur. Dünya'nın yüzölçümü ile kıyaslandığında 6. büyük ülkesidir. Okyanusya kıtasındaki bu ülke 7.741.220 km2 olmasına rağmen ülkenin genelde doğu ve güney doğusu yaşamaya müsait olduğundan nüfusu ancak 23
zihinboşluğu
Bir porno dergiyi karıştırırken rüzgârın darmadağın ettiği şehirlerarası mezarlıklarda Dedim ki partizanca bu fırtına, boşalmak üzere olan dağların sıklaşan soluğu’dur çünkü üstümde incecik bir gömlekle geçecek kış* *27 kasım 1995 gecesi 02:35, Bolu* *Usta’ya
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Zorbaların Gücü… 27.02.1968
Hep düşünmüşümdür, bu adamlar niçin böylesine insanlıktan çıkacak kadar paniklediler? Vardığım yargı şu oldu : Onlar inançsızdılar. Hiçbir şeye inanmıyorlardı. Onlar kendi kör çukurlarının kullarıydılar. Onlar hiçbir inanç uğruna tırnaklarını bile kesip atmamışlardı. Atmazlardı da. Onlar çıkarlarının kullarıydılar. Onlar bir düşüncenin namusunda, kutsallığında, insanı insan eden ateşinde yunmamışlardı…
Sayfa 205 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Resim