Schopenhauer, bu (1) bilinemez yan anlayışına bağlı kaldığı ölçüde karşısına iki cephe birden dikilmektedir: Birisi kilisenin mutlak hakikat talebi, ötekisi doğa bilimlerinin aynı konudaki ısrarıdır. Schopenhauer'ın felsefesi, eşi örneği az görülür bir dirençle bu her iki alandaki önermelerin arkasındaki pratik kaygılara dikkati çeker. Bunların mutlak bir hakikatı ortaya çıkarmaktan çok, iktidar ve hükmetme amaçlarına yönelik çabaların esiri olduklarını göstermeye çalışır.