- Öteden beri Kemalizm’in bir ideoloji olduğu söylenir ama esasında kendine özgü ritüel, ayin ve törenleri olan bir dindir, tespitinde bulunsak yanlış tanımlamış olmayız, herhalde… Hem de hiçbir dine nasip olmayan “resmi devlet dini” olma ayrıcalığını da bünyesinde barındırarak… İyi de adamlar sabah akşam bilimsellik, aydınlanmacılık, pozitivizm
Beyazıt’ta tramvaydan inmiş Divan Yolu’nun keşmekeş insan seli içinde kendime bir yol açarak yürümeye çalışıyordum. Kafamda binbir düşünce, boş gözlerle etrafıma bakınırken Meral Uğurlu’nun “Dönülmez Akşamın Ufkundayız”ı söyleyen yumuşacık ama gürül gürül sesi beni kendisine doğru çekti. Hipnotize olmuş gibi İstanbul Fetih Cemiyeti’nin kapısından içeri girdim. Şarkı yükselmiş, ortamın dışarıya inat sükûneti içime işlemişti. Her şeyden sıyrıldım: kafamdaki düşüncelerden, dışarıdaki insan selinden, tramvayın çığlıklarından… “Ya Lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül” dizesiyle biten şarkı ruhuma nüfuz etmişti. Yahya Kemal’e dair çok şey okumuş pek çok şiirini de ezberlemiş biri olarak büyük şairin "Rindlerin Akşamı" şiirinin Münir Nurettin bestesi olan “Dönülmez Akşamın Ufkundayız” o gün ayrı dokundu yüreğime. Yahya Kemal Müzesi’ni ziyaret etmek, büyük şairin kişisel eşyalarının yarattığı atmosferin ruhunu koklamak istedim o an. Görevlilerden rica edip kapıyı açtırdım ancak içeride fotoğraf çekmek yasak olduğu için fotoğraf çekemedim, yine de bir fikriniz olsun diye görevlinin verdiği broşürdeki bazı fotoğrafları sizlerle paylaşacağım. Yazının devamını Meral Uğurlu'nun sesi eşliğinde okumak için:
hercaiokumalar.wordpress.com/2019/10/10/siir...