122 syf.
2/10 puan verdi
İnsanlar görüşlerine ilişkin kitapları okumuyorlar. Kur’an olsun, Nutuk olsun, Kavgam olsun, Manifesto olsun; okumuyorlar. Ancak harıl harıl da savunup kafa şişirebiliyorlar. Ne zaman biri kafamı şişirse gider, sırf sus diyebilmek adına olsun, kitabına bir göz atarım. En son kafamı şişiren kişi bir ülkücü oldu ve şimdi de buradayım. Kendi görüşümü
Dokuz Işık
Dokuz IşıkAlparslan Türkeş · Kutluğ Yayınları · 1975731 okunma
750 syf.
·
Puan vermedi
·
132 günde okudu
Devrim yaratmak
Başından sonuna kadar inanılmaz bir eser. Tamamen objektif olarak ele alınmış, gerek Atatürk gerek tüm mutat zevat , Atatürk karşıtları salt gerçeklerle değerlendirilmiş, yorumlara tek taraflı bakılmadan değinilmiş . Mustafa Kemal’in bazen mesnetsizce eleştirilen bazı hükümlerine açıklamalar getirilip sebeplerin musasır medeniyet seviyesine ulaşma amacı olduğu alenen tespit edilmiş. Şahsen burada Mustafa Kemal’in hamlelerine hayran kaldım bir daha, olması gerekeni sabırla bekleyip olması gerektiği zamanda uygulayabilmesi ve uygulatabilmesi, satranç oynar gibi esasen tam bir lider gibi altındakileri idare ve sevki muhteşem. Maalesef ki son zamanlarında hastalığının da etkisi ile kendini biraz geri plana itmesi, buna İsmet Paşa da dahil olmak üzere onu tam olarak kavrayabilen kişilerin olmaması 1950 lerde başlayan laik ve demokratik cumhuriyetin içine nifak tohumları ekilmiş, yalnız şunu belirtmek isterim ki yine de onu sorgulasa bile yaptıklarının yapılması bilincinde olan İsmet İnönü’nün hakkını yememek lazım ki en büyük başarısı Türkiye’yi 2 . Dünya Savaşından muaf tutmuştur. O zaman diliminde aldığı zorunlu tedbirler aşırı sağ eğilimlerinin eline malzeme olsa da (halen) Türkiye’yi olası yeni bir yıkımdan korumuştur. Keyifle okumanız dileğiyle . Umarım ki Atatürk’ün neden TEK ADAM olduğunu kavrayacaksınız. Şahsi notum, bu arada Celal Şengör’ün de tespit ettiği gibi ben de %100 katılıyorum, onu anlayabilen nadir adamlardan biri de Hasan Ali Yüceldir.
Atatürk: Modern Türkiye'nin Kurucusu
Atatürk: Modern Türkiye'nin KurucusuAndrew Mango · Remzi Kitabevi · 2004568 okunma
Reklam
232 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ecin Evreni
Bu benim ilk kitap incelemem olacak. Bunları 77. Sayfadan yazıyorum. Kitap bittiğinde belirttiğim sayfayı silmediysem bilin ki her şey aynı gitmiş. . Kitabı, kitap fuarında yazarının tavsiyesi üzerine almıştım. Türk bir yazar, gerilim türü ve ters köşe sonlu olduğu için şans vermek istedim. Kitap incelemesi yapabilecek bir okur muyum bilmiyorum
Ecin
EcinM. Tolga Uluaydın · Cadı Yayınları · 20228 okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
Okurken Oktay Sinanoğlu gibi bir insana ülkemizde sahip olduğumuz için çok gurur duydum. Hayata olan bakış açısı, zekası, bilgileri beni kendine hayran bıraktı. Üniversitede %100 İngilizce bölüm okumuş biri olarak yabancı dilde eğitim hakkındaki görüşlerine tamamen katılıyorum. Kendi ana dilinden olmayan akademik bilgileri öğrenirken bir çok şeyin havada kaldığı, aynı zamanda terimlerin bile Türkçesini tam olarak öğrenemediğin bir eğitimden sonra kendi dilinde iş yaparken ne kadar verim sağlayabilirsin ki? Benim de İngilizce öğrenirken düşündüğüm Oktay Sinanoğlu'nun sık sık söylediği gibi kendi dilini bilmeyen bir insan ikinci biri dili öğrenirken çuvallıyor ve ortaya şimdilerde plaza dili dediğimiz Sinanoğlu'nun Angolamanca dediği durum ortaya çıkıyor ve gerçekten çok gülünç bir durum oluyor. Bunlara ek olarak Oktay Sinanoğlu'nun sürekli olarak Amerika rüyasını bize gerçekleriyle anlatması ve geleceğin Asya'da olduğunu söylemesi çok ufuk açıcı ve Türkiye'de dönen bunca şeyin arkasındaki hikayeleri sorgulamak için çok büyük bir adım. Kitaptaki bilgiler toplumun üst kademeleri tarafından dikkate alınsa ve Sinanoğlu'nun Türkiye hayali gerçek olsa...
Bye Bye Türkçe
Bye Bye TürkçeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20194,897 okunma
De mannen moeten leren, dat een geboorte opgehouden heeft iets natuurlijks en gewoons te zijn in die delen van de wereld, die beschaafd genoemd worden. De mannen hebben zo makkelijk praten, zij hebben en zullen de narigheden van een vrouw nooit behoeven te dragen! Ik geloof dat het inzicht, dat het de plicht van de vrouw is dat zij kinderen krijgt, zich in de loop van de volgende eeuw wel zal veranderen en plaats zal maken voor waardering en bewondering voor haar, die zonder mopperen en grote woorden de lasten op haar schouders neemt! Erkekler dünyanın uygar ülkelerinde doğum yapmanın zorunlu ve kaçınılmaz bir şey görülmediğini öğrenmek zorunda." diyor ve ben de ona tamamen katılıyorum. Erkekler için konuşmak kolay. Onlar kadınların katlandığı dertleri çekmek zorunda değil ve asla da olmayacak. Ben inanıyorum ki çocuk yapmak kadının görevidir düşüncesi önümüzdeki 100 yıl içinde değişecek ve yerini omuzlarındaki yükü şikayet etmeden ya da şatafatlı sözler etmeden taşıyan bütün kadınlara saygı ve hayranlığa bırakacak
Sayfa 389 - Uitgeverij Bert BakkerKitabı okudu
1062 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 günde okudu
Güçlü Karakterler Ve Her Telden Aşk
Bu kült esere nasıl bir inceleme yaparsam yapayım yeterli gelmeyeceğini düşünüyorum. İlk başta gözümü korkutur kalın kitaplar. Her gün 100 sayfa hedefi koyarak maksimum 15 günde bitireceğim dediğim kitabı bir aya yakın bir sürede anca bitirdim. Sakın yanlış anlamayın kitap çok akıcı. 1800 lu yıllarda yazılmış bir kitabın Rusya'nin üst tabakasını bu kadar ayrıntılı anlatması çok güzel. Kitabın bütün karakterleri ilgi çekici, Stiva, Lenin, Kiti... Anna Karenin aslında reklam yüzü. Ben kitapta çok betimleme olursa okumayı yavaşlatırım. Ama bu kitaptaki bütün betimlemeler o kadar yerli yerinde ve tamda olması gerektiği gibi. Sıkmadan, yormadan, konudan sapmadan olay örgüsü çok güzel verilmiş. Bir arkadaşım Anna Karenina okumanın dizi izlemek gibi sözüne katılıyorum. Olaylar dizi izler gibi akıyor ve sıkılmıyorsunuz. Kitaptaki aşkın anlatımı ilişkilere göre değişiyor. Anna ve Vronsky' de aşk herseyi affeder mi tavrı hakim. Stiva ve Dolli de çocuklarıma saçımı süpürge ettim davranışı göze çarpıyor. Levin ile Kiti arasında da evlilik zamanı gelmiş olan gençler birbirini görmüş beğenmiş duygusu bulunmakta. Kitaptaki her bir karakter kitaba nakış gibi işlenmiş. Klasik okumak zor değil, sabır gerektiren ve yönetmen gereken bir süreç. 1000 küsür sayfa okunur yeter ki bu kadar akıcı ve karakterlerin sağlam olduğu kitap olsun. Okuycak herkese beklemeyin okuyun derim.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939bin okunma
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
CUMHURİYETİN DOĞUŞU
İlber Ortaylı'nın kitaplarını okumaya bayılıyorum. Dünyaya bakış açısı, olayları yorumlayabilme becerisi, zengin tarih bilgisi gibi saymakla bitmeyen özelliklerinden faydalanabilmek, yazdığı eserleri okumak bizim için büyük bir şans. Gerek anlatım dili gerek anlattıkları hiç yormamakla birlikte roman etkisi yaratıyordu. Misal okullarda da anlatılan Çanakkale Savaşı'nın derinlerine inmek, gözümde canlanmasına ve durumu daha iyi anlamama yardımcı oldu. Keşke okullarda da böyle kitaplar okutulsa... Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını anlamanın önemli bir husus olduğuna katılıyorum. Yaşadığınız ülkenin, içinde bulunduğunuz milletin bu süreçte neler yaptığını bilmeniz zaruridir. Yolun gerisine bakın ki ilerisinde neler olabileceğini tahmin edin. Kitapta da bahsedilen Lozan'ın gizli maddeleri (!), İsmet İnönü'nün adaları vermesi (!) gibi hususları sorgulamak yerine açın, kaynakları okuyun. Ve ilerleyin. İlber Hoca'ya şükranlarımızı sunuyoruz. Elinize sağlık.
Cumhuriyet'in Doğuşu
Cumhuriyet'in Doğuşuİlber Ortaylı · Kronik Kitap Yayınları · 2023588 okunma
alkol illeti (ve media'da güzellenmesi)-16.II.24
twitter.com/dijital_baba/st... Yediğin içtiğin senin olsun… Alıntı @‌kierkegaard54 "Alkol illeti yüzünden ya babasından ya annesinden şiddet görmüş, ilgi ve sevgiden yoksun yetişmiş çok öğrencim oldu. Hala da var. Biri daha geçenlerde mahkemede şahitlik etti. Evet, anne ve babasının kavga-larına şahit olup
120 syf.
9/10 puan verdi
Annelerin Kutsal Pazarı
Annelerin Kutsal Pazarı'nı tam da kitaba yakışır bu pazar gününde bitirdim İlk başlarda bayık bir aşk hikayesi okuyacağımı sanıp bir miktar sıkıldım. Ancak kitap ilerledikçe, anlatım bambaşka bir boyut aldı ve ben kitabı gözümden kalpler çıkarak bitirdim Annelerin Kutsal Pazarı nedir peki? 1924 İngiltere'sinde unutulmaya yüz tutmuş bir gelenek. O gün herkes annesini ziyarete gider. Özellikle hizmetçilik yaparak yaşamını devam ettiren insanlar için o gün bulunmaz bir nimettir. Baş kahramanımız Jane Fairchild daha bebekken bir sepetle yetimhanede bırakılmış ve yanına adının yazılı olduğu bir kağıt dahi bırakılmamıştır. 14 yaşına geldiğinde ise bir malikaneye hizmetçi olarak verilmiştir. Parlak zekası, üstün gözlem gücü, okuma aşkı hayatını ileride bambaşka bir yöne çevirecek ve ünlü bir yazar olacaktır ama hayatına yön verecek olan o Mart gününde henüz kendisi 22 yaşında gencecik bir kızdır ve olacak hiçbir şeyi hayal dahi etmemiştir. O; gençliğinin hem en tatlı hem en beklenmedik sürprizlerle dolu günüyle, şimdi neredeyse 100 yaşına dayanmış Jane'in arasında gidip gelen anlatımda okur olmanın ve kitaplarla içli dışlı olmanın zevkini tadacaksınız. İlk başta biraz +18 kısımlar vardı. O yüzden küçük kitapkurtlarına henüz tavsiye etmiyorum. Ama edebiyatla, kitaplarla içli dışlı olan herkesin bayılacağını düşünüyorum. Arka kapakta bir okur yorumu kitap için feminist bir külkedisi öyküsü demiş, katılıyorum. Yazarı hemen kıskacıma alıyorum. Herkese bol okumalı günler diliyorum
Annelerin Kutsal Pazarı
Annelerin Kutsal PazarıGraham Swift · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022186 okunma
Yine ve yine bazı şeylerden şikayet etmeye geldim. Ne kadar şikayet edersem edeyim duyulmuyor sonuçta. Bazı şeylerden o kadar yoruldum ki... İçimde kalmasın diye buraya yazacağım. Sonuçta yine görülmeyecek, yine duyulmayacak, yine takılmayak... Ben bu sene lise sona gidiyorum. Ve önümde beni bekleyen bir sınav var. Biliyorsunuz ki bu sene Milli
Reklam
Size %100 emin olduğum bir şey söyleyeyim mi? Para zamanla yavrulayan bir şey. Küçük para büyük parayı seviyor; bırakın onu, küçük para yavruluyor. Hemen bir örnek vereyim. Mesela sigara. Diyelim ki günde iki paket sigara içiyorsunuz; eğer 20 yaşında başladıysanız 50 yaşına geldiğinizde iki paket sigaraya harcadığınız paranın ne olduğunu hesaplamak ister misiniz? Mesela köşeye koysanız, altına yatırsanız. Hisse senedi demiyorum, Bitcoin demiyorum… Ben hesapladım! Kabaca 250.000 dolar paranız olmuş olur! Yani 250.000 dolarlık bir evde oturabilecektiniz, ama o evde oturmuyorsunuz, sonra ülke kötü, ekonomi kötü diyorsunuz. Evet, bunların hepsinin kötü olduğuna katılıyorum, ama biz bu durumu değiştirebiliriz.
Sayfa 35 - Butik YayıncılıkKitabı okudu
%100 katılıyorum
Bir şeyin sorumluluğunu üstlendiğimizde, her şeyi daha iyi bir hale getirebilmek için büyük bir güçle donatılırız. When we take responsibility for something, we are empowered to make things better.
Sayfa 114 - Parola Yayınları 8.BaskıKitabı okudu