Gayri resmi ziyaretlerde seyyahlar camiye girmek için çeşitli yöntem arayışına giriyorlardı. Örneğin Vratislav mabedin içini gezebilmek için bir yeniçerinin yardımına, özel izne ve armağanlar vermeye ihtiyaç duymuştur.
Ayasofya'yı en kapsamlı anlatan seyyahların başında gelen Grelot, camiyi dışarıdan yeterince tanıtamayacağını anlayınca, Ayasofya ile ilgili meşhur çizimlerini yapabilmek adına diğer seyyahlardan farklı bir yönteme başvurarak, mabedin yakınlarında oturan bir Rum kuyumcudan yardım istemiştir. Kuyumcunun belli bir bedel karşılığında tanıştırdığı caminin kandilcisini kolundaki saati hediye etmek suretiyle ikna eden gezgin, diğer kandilcilere para vermek yoluyla birkaç gün binanın içinde detaylı çizim ve tasvir yapma fırsatı bulmuş, çizimleri yaparken de tanınmamak için sakal bırakmış, uzun bir giysi giymiş ve başına da sarık sarmıştır.