Klasikler ve bilinenler dışında amerikan edebiyatına karşı az biraz mesafeliyim. Buna rağmen elime aldım, kitap birinci bölümü yokuş çıkıyor gibi ikinci bölüm de böyle olsa sadece yarım bırakmamak adına okuyacağım bir kitap olacaktı..
Lee estetiğin arkasına sığınmadan kalemini öyle güzel, güçlü, ölçülü kullanmış ki ırkçılık, adalet, özgürlük, eşitlik, cinsiyet, ayrımcılık, büyümek ve ergenlik gibi hassas konuları sade biraz da durağan gelebilir ama etkili bir dille aktarmış..
Kitabın ana fikri; kimseyi önceden yargılama, kötü görünen kişiler bile aslında iyidirdir.Bu fikir kitapta farklı biçimlerde yaklaşık 30 kere verilmiş.
Tüylerimi ürperten kısmı ise korkunun gülümsetebilme yeteneği, bir yetişkinde ki "ben çocukluğumda..." şeklinde başlayan monologları bir çocukta "ben büyükken" şeklinde görebilme, belki de geleceği geçmişten daha iyi görebilme..iğrenti veren geleceği planlama güdüsünden kurtuluşu var bu kitapta. insanın kendi geçmişiyle ilgili o sonsuz bilgisinin değersizliğini "ben çocukken belki de en zor şeyin "çocukluğumun farkındaydım" mantığıyla açıklamiş..