Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
1009 tarihinde Selçuk Bey'in Cend şehrindeki vefatı sonrasında bir diğer adı İsrail olan, Selçuk Bey'in büyük oğlu Arslan, yabgu ünvanı ile boyun başına geçecekti.
Ahmet Akbulut, Sahabe Devri Siyasi Hadislerinin Kelâmi Problemlere Etkileri isimli eserinde, Hz. Peygamber'in Kureyş'ten olması gerekçe gösterilerek Peygamber'in kurmuş olduğu devletin başına bir Kureyşli'nin geçmesinin zorunlu olduğunun ileri sürülmesinin; devlet başkanlığını ele geçirme adına muhacirler tarafından nesep
Sayfa 225Kitabı okudu
Reklam
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Beyne monteliyoruz inşallah.
Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Güzel söz sadakadır” Müslim, 1009.
Selçuklu İmparatorluğu'nun Kurucusu Selçuk'un Vefatı
Selçuk, Türk ve İslâm Tarihi'nde olduğu gibi, dünya tarihinde de sürekli tesirler uyandıracak ve kendi adıyla anılacak Selçuklu İmparatorluğu'nun temellerini attıktan sonra, bu büyük Türk-İslâm devletinin ortaya çıktığı yer ve sınır şehri olması dolayısıyla siyasi ve tarihi öneme haiz Cend'de, muhtemelen 1009'a doğru, yüz yaşlarında vefat etmiştir.
1800 lü yıllara baktığımızda sınıf düzeni bir öğretmen ve ona dönük sıralarda oturan öğrenciler. o dönemin koşulları içinde bu gayet uygun bir yaklaşımdır çünkü sınıfın içinde bilginin tek kaynağı öğretmendir. bugün neredeyse aynı sınıf modeli bir eğitim anlayışına sahibiz ve çok önemli bir soruyu gözden kaçırıyoruz. günümüzde bilgiye ulaşabilmenin tek kaynağı öğretmenler mi? bu biraz da neye benziyor biliyor musun? bazı filmlerde görmüşsündür 1009 yüzlü yıllarda asansörler yeni bir teknoloji olarak kullanmaya başlandığında asansörlerin içinde çalışan birileri olurdu. bu kişinin görevi insanların çıkmak istediği kata düğmeye basmak ve asansör durduğunda kapıyı açıp kapatmaktan ibaretti. şu an yaşadığımız apartmanların asansörleri açısından böyle bir geleneğin sürdürdüğünü düşünsene işte söz konusu öğretmenin pozisyonu olduğunda eğitimciler bu konuda düşünemiyorlar.
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
1918 yılında askeri harekat, Türkiye aleyhine tehlikeli bir şekilde gelişti. Özellikle iki olay Türkleri ateşkes istemeye zorladı: 30 Eylül 1009 18’de müttefikler Yunanlıların da katılmasıyla, Selanik de harekete geçtiler ve Bulgarları bozguna uğrattılar.30 Eylül’de Bulgaristan teslim oldu. Böylelikle İstanbul büyük bir tehlike altına girmiş oluyordu.18 Eylül’de Filistin cephesinde yeni İngiliz kumandanı Edmund Allenby taarruza geçti, 1 Ekim de Şam düştü. Bu esnada Filistin cephesinde 7. Ordu kumandanı olan Mustafa Kemal, Suriye’de direnmenin imkansızlığını görmüş ve ordusunu Halep’e düzenli bir şekilde çekmişti. O zaman durumun ümitsiz olduğunu gören padişah, Talat Paşa’yı istifaya davet etti ve yeni sadrazam İzzet Paşa, Wilson’a ateşkes için başvurdu. 30 Ekim 1918’de Mondros’da Amiral Calthrope ve Rauf Bey Türkiye ile müttefikler arasında ateşkes imzaladılar.
Bunların debriyaj setini değiştirelim ...
Cihat abimin dediği üzere; "Kadir inanır ama ben Kadir değilim..."😃 "Hayvan terli yemez..."😃 Z kuşağının 65 yaş üstü ve böyle beyinlere verdiği cevaplar çok hoşuma gidiyor...✊ Onların bu kuşaktan ümidi yokmuş... Sen ne halt ettin de gelecek bekliyorsun! 1009 yıl daha o ilaç ve tüp kuyruğunu anlat dur işte... Senin vazifen o asker... Emekli olunca da tekmeyi basarlar merak etme!
Tuğrul ve Çağrı, dedeleri Selçuk'un himayesinde büyümüştü. Bu yüzden Türkmenler/Oğuzlar nazarında itibarlı beylerden sayılıyorlardı. Selçuk'un 1009'da ölümünden sonra ona bağlı Türkmenler Arslan Yabgu'nun idaresine geçti. Bununla Birlikte Selçuk'un oğulları Yusuf ve Musa ile torunları Tuğrul ve Çağrı beylerin de idarelerinde sayıca daha kalabalık olmasa da belli bir miktar Türkmen gücü bulunuyordu.
Sayfa 141 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Rahmi köken anlatıyor
Cumhuriyetin kalbi, 29 Ekim 1009 20 üç‘teki ilk Teşkilatı esasiye kanununa bazı madde ve fıkralar eklenerek oluşturuldu ve mecliste oy birliği ile kabul edildi. Bu karar, bizim uygar dünyaya göre doğu dünyasından ve onun geriliklerinden kurtulmamız ve batıya yönelmemizdi. O gün, çürümüş saltanat hayatının son nefesini verdiği bir gündü ve Türk milletinin dünya haritasından silineceğini zannedenlerin düş kırıklığı günüydü. Cumhuriyet ilan olunurken, binlerce yıllık tarihte acaba böyle bir zafer kutlanmış mıdır diye düşünüyorum.
Reklam
Hazin son...
Ancak ne var ki her güzel şeyin ömrü kısa olur. Medînetüzzehra'nın ömrü de fazla uzun olmadı. Onca para ve binbir emekle kurulan şehir, kuruluşunun üzerinden yüzyıl geçmeden harabeye döndü ve terk edildi. Yaşanan siyasî kargaşa neticesinde, ilk olarak 1009 senesinde kendi halkı tarafından yağmalanan şehir, zamanla talan edildi. Ardından 11. yüzyıl başlarında Endülüs Emevi Devleti'nin çöküş sürecine girmesiyle birlikte, Murabit ve Muvahhitler döneminde de harap edildi.
Ulusun değişmezliği
Cumhuriyet tarihçilerinin önemli bir kesimi tarafından Yunan ulusu, yaklaşım, anlayış, ideoloji farkları göstermeyen bir değişmezlik içinde sergilenmektedir. Bu “Yunan ulusu”, ırkçılığı anımsatan bir bütünlük içinde ele alındığından, yüzyıllar öncesinde bir Osmanlı “millet”inin üyeleri olarak kabul edilen bu insanlar arasındaki gelir, meslek,
116 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.