Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Merhaba sevgili kitap dostları Marquez’in eşsiz eseri yüzyıllık yalnızlığından bahsetmek istiyorum.Roman, binyıllardır değişmeyen tarihin ve durağan insanın içinden, çok kısa bir anda alabildiğine dinamik, ilerleyen, geleceğe bakan, kabile ve tebaaları ardında bırakıp bireyi tarih sahnesine çıkaran, bu bireylerin ise tek tek bugün anladığımız anlamda modern toplumu oluşturduğu dönemde ortaya çıkıyor.İlerlemeyi, insanı, bireyi konu alıyor. oysa bir dönem öncesi, bin yıllarca geriye gidebileceğiniz ve örneğin mö 2000 ile ms 1100'den iki insanı alıp karşılaştırsanız, pek az gelişkinlik farkı bulabileceğiniz karanlık bir dönem.İnsan yok.Birey yok.Bu dönemde roman da yok. yüzyıllık yalnızlık, işte tam da bu dönemi, birey içermeyen, karakter içermeyen, yüzyıllarca hiçbir şeyin değişmediği, stabil kaldığı, durağan olduğu bir dönemi konu ediniyor. modernizm öncesini yani. oysa roman, modernizmle var ve modern toplumların ürünü. bu yüzden yüzyıllık yalnızlık, aslında karakter içermiyor. bin yıllardır değişmeyen kimi sülietler içeriyor en fazla. biçim olarak roman denebilse de, saydığım sebepler bakımından post modern bir masal, bir anlatı ile karşı karşıyayız aslında.Karakterleri kafanıza oturttuğunuz zaman çatır çatır okunan bir kitaptır. Arada sırada karakterler birbiri ile karıştırıldığında soyağacı tablosuna bakarak önleyebiliyorsunuz.Kesinlikle okunması gereken bir yapıttır
Ben şimdi ne okudum!!!
Realistliğinden bu eseri sayesinde artık hiç şüphe etmeyeceğim sevgili Stendhal, olmamış tatlım bu.
Seni kim ikna etti bilmiyorum, hiç mi arkadaşlarına falan okutmadın bastırmadan, diye kendi kendinize tribe girebileceğiniz bir eser. Hatta zaman zaman ba ba ba ba laflara bak sen dedirten.. Yani siz elbette sevebilir, hatta
İbn Sina ve İbn Tufeyl tarafından yazılmış Hay bin Yakzan Batı edebiyatını etkisi altına almıştır.
1100'lü yıllarda Avrupa, Dünya'yı öküzün başında tepsi şeklinde görürken İbn Tufeyl'in Dünya küre biçimindedir demesi Doğu ile Batı arasındaki ilim farkını gösterir. O yıllarda Avrupa'dan çok ileri olmalarına rağmen Doğu'nun bugün bu kadar geri kalmış olması oldukça düşündürücüdür.
Ekvatoral bölgede Hindistan yakın bir adada tek başına büyüyen Hay bin Yakzan kendi imkanlarıyla Tanrı'nın varlığını bilir ve dini yönden en yüksek mertebeye çıkar. İnsanların çoğunluğu dünya malına tahammül eder ve gerçekleri görmek istemez.
Ferguson Evrenleri
Sunset Park’ı okurken, detaylara çok inse de Auster’in anlattıkları çekici ve farklı gelmişti. Belki hayatında yaşadıklarına (ki 4 3 2 1'in otobiyografik nitelikler taşıdığını biliyoruz, tabii ne kadarı nasıl bir şekilde ele alınmış orası kesin değil ama gözüme çarpan çok nokta oldu), belki anlattığı olaylara, belki de kitapta geçen yerlere ilgili
Bitmesin diye o kadar uğraştım yine de bitti. okuduğum en güzel çizgi roman hatta okuduğum en güzel kurgu sanırım. En eğlencelisi olduğu da kesin.
Daha önce böyle güzel bir şey okuduğumu hatırlamıyorum. Çook komik, acayip eğlenceli ve yeri geldiğinde de çok duygusal...
Her türden duygu var bu kitapta fakat mizah çok daha yoğun. Gününüz kötü mü geçti alın elinize gülme garantili.
Çizimler harika. karakterlerin işlenmesi süper her karakterle seri boyunca bir bağ kuruyorsunuz. Çok tanıdık bir yakınınız gibi oluceriyorlar. Sevmeye başlıyorsunuz en tuhafını bile. Aahh Phonceble P.Bone
Bir kitapseverin bu kitabı okumaması yakışık almaz efendim. Evet biraz fiyatlı olduğu doğrudur ama diğer çizgi romanlara göre makul bile sayılır. Kuşe kağıda baskısı var. Normalde 1100 sayfalık normal basımlar bile 100 lira üstü satılıyorken uygun sayılır. Belki sizin de okuduğunuz en güzel kitap olacaktır. O yüzden değer diyorum.
İyiki böyle bir kitap yazılmış, çizilmiş. Müthiş emek. Bize de müthiş bir eğlence oluyor.
AMERİGO
Tarihsel bir yanlışlığın hikayesi.
STEFAN ZWEİG
....
Amerigo Vespucci, 9 Mayıs 1451 de, Dante'nin ölümünden 330 yıl sonra Floransa'da doğmuştur.
Yoksul düşmüş saygın bir ailenin oğludur. Erken Rönesans dönemine özgü hümanist bir eğitim almıştır. Latince öğrenmiştir.Matematik ve gök bilimi konusunda bilimsel sayılabilecek bilgiler
Kurgu çok iyi, dil inanılmaz akıcı, çeviri altın kitap evi olmasına rağmen çok başarılı, yani 1212 sayfalık bir romanın abartısız 1100 sayfasında sıkılmak imkansız devamlı gerilim devamlı macera, belki de Stephen King'in en iyi kitabı...
Dickens'ın İki Şehrin Hikayesi'ne hayran olmuş birisi olarak incelemenin ne kadar objektif olabileceği ne kadar tartışmalı olsa da söz konusu kitapta (1100 sayfa olsa da) birçok karakterin olması; fakat David Copperfield, Agnes ve kısmen Dora dışında hiçbir karakterin elle tutulur karakter gelişiminin tam olarak açıklanmaması ve "Ne alaka ya?!?" dedirtecek türde karşılaşmaların olması kitabı son derece rahatsız edici kılıyor. Çokça olaydan ziyade az olay ama 5N1K kullanmadığım bir kitap beni çok daha mutlu ederdi. Kitabın başı ve sonu ise aşırı akıcıydı ve kapağı kapattığımda hoş bir gülümseme yarattı. (Steerforth kısmını anlayan lütfen bana açıklasın teşekkürler)
