Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sultan I. Mesud (1116-1155)
Sultan I. Mesud kırk yıla yakın bir Saltanat ve mücadele devrinde çok sabırlı ve ihtiyatlı, fakat ısrarlı bir siyasetle Türkiye Selçuklu Devleti'ni önce yok olmaktan kurtarmış, sonra da Anadolu'da en önemli güç haline getirmişti. Sultan I. Mesud Kilikya Ermenilerine de ağır darbeler indirerek, onlardan çok sayıda kale ve şehiri aldı. Haçlılardan da Maraş (1149), Behisni, Keysun, Ayıntab, Delük, Ra'ban (1151) şehirlerini aldı. Dânişmendli emiri Yağıbasan'ı da kendisine bağladı. 1155'te vefat ettiğinde artık Türkiye Selçukluları'nın yükselme dönemi başlamıştı.
Türklüğün Anadoluda tutunması 1116-1155 arasında 40 yıl hüküm süren Sultan I. Mesut döneminde gerçekleşmiş ve oğlu Sultan II. Kılıçarslan'ın 1176 da 100 bin kişilik Bizans ordusunu Miriyokefalon Savaşı'ndan ezmesi ile kesinleşmiştir. Bir tarihçi şöyle demektedir: "26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferi yeni yurt arayan Türk milletine bir müjde idi. 17 Eylül 1176 Miriyokefalon Savaşı ise Anadolu'yu ilelebet Türklere yurt yapan bir zaferdir."
Reklam
Taksim tasarrufunda bir yandan ifraz (hisseyi ayırma), bir yandan da mübâdele (hisseleri değiştirme) işlemi yapılmaktadır. İki kişi arasında ortak bir ton buğday taksim edilince her bir tanede ortak olan taraflar, hem kendi hisselerini diğerlerinden ayırmakta, hem de her biri karşı tarafa ait olan hisseyi vererek kendine ait olanı almaktadır (md. 1116) Misli mallarda ifraz, kıyemî mallarda mübâdele ağır basmaktadır (md. 1117, 1118).
Sayfa 189 - KISMET (TAKSİM)Kitabı okuyor
Ağabeyi Muhammed-i Gazzali'nin 505/1111 senesinde vefah esnasında Tus'ta olduğu, onun ölümüyle ilgili verdiği bilgiler sebebiyle kendi ifadelerinden anlaşılmaktadır. Ünlü eseri Sevanih'in nüshalarından biri Ahmed-i Gazzali'nin 508/ 1114 yılında Merağa ve Tebriz'de olduğunu gösterir. Katip Çelebi'nin verdiği bilgilere göre 510/1116 yılında Amid şehrinde bulunan Ahmed-i Gazzali'nin bu tarihten sonra 515/1121 yılına kadar nerede olduğuyla ilgili bilgimiz yoktur. Ancak 515/1121 yılında Selçuklu sultanı Melikşah'ın Bağdat'ta vefat eden annesinin cenazesinde minbere çıktı­ğına göre bu yıl burada olmalıdır. Yine bu yıl içinde Hemedan'da olduğu, talebesi Aynü'l-kuzat-i Hemedani'nin de orada kendisine bağlandığını kaynaklardan öğrenmekteyiz. Daha sonra vefat ettiği 520/1126 yılına kadar Kazvin'de halvete çekildiği görülmektedir.
Sayfa 17 - PDFKitabı okudu
Anadolu da Türkler
Türklüğün Anadolu'da tutunması 1116-1155 arasında 40 yıl hüküm süren Sultan I. Mesut döneminde gerçekleşmiş ve oğlu Sultan II. Kılıçarslan'ın 1176'da 100 bin kişilik Bizans ordusunu Miriyokefalon Savaşı'ndan ezmesi ile kesinleşmiştir.
ikiye Bölme Paradoksu Herhangi bir mesafeyi veya uzamı nasıl katedebiliriz? Çünkü hedefi- mize ulaşmadan önce bu mesafenin yarısını, sonra geri kalan mesafe- nin yarısını, yani tüm mesafenin dörtte birini katetmemiz gerekmez mi? Bu akıl yürütmeyi böylece sürdürürsek, geri kalan mesafenin yarı- sını, yani tüm mesafenin sekizde birini, yine
Sayfa 253Kitabı okudu
Reklam
İslâm âlimlerince bazı bilgilerin kolay öğrenilmesini ve hatırda tutulmasını sağlamak amacıyla manzum şekilde kaleme alınan 1000 beyitlik eser türünün alanımızla ilgili bu güzel örneğinin nüshaları için bk. Süleymaniye Kütüphanesi (Âşir Efendi, nr. 279; Şehid Ali Paşa, nr. 2747, 2757; Ayasofya, nr. 4789; Esad Efendi, nr. 273; Lâleli, nr. 1997; İstanbul Üniversitesi (nr. 4117), Köprülü (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1116).
Türkiye, Magna Turkia
Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sadece dört yıl sonra 1075'te Bursa yakınlarındaki İznik'i fethedip, Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurunca, Türkistan, Horasan ve Azerbaycan'dan Anadolu'ya doğru devam etmekte olan Türkmen muhacereti yeni bir ivme kazandı. Bu muhaceretin yoğunluğu hakkında bir fikir verebilmek için Türk Orduları'nın, Sultan Mesut zamanında (1116-1155) Alman İmparatoru ve Fransa Kralı komutasındaki haçlı ordularını darmadağın ettiğini hatırlatabiliriz. 1185'te Güneydoğuanadolu'da kalabalık Türkmen kitleleri zuhur edince Avrupalılar artık Anadolu'ya "Türkiye" demeye başladılar. Tuna boylarından Altaylar'a kadar uzanan engin coğrafyanın adı ise Magna Turkia, yani Büyük Türkiye idi! Tespit edebildiğimiz kadarı ile Anadolu için Türkiye ifadesi ilk olarak 1190'da kaleme alınan Barbarossa'nın Haçlı Seferleri ile ilgili vakâyinâmesinde görülür. Arap kaynaklarında Anadolu'nun adı artık bilad-ı Rum veya sadece Rum değil Bilad-ı Türk'tür. Dede Korkut Oğuznâmelerinde ise Doğuanadolu'nun adı Oğuzeli'dir.
Sayfa 32 - Bilgeoğuz YayınlarıKitabı okudu
Feher'in ileri sürdüğü görüş doğru kabul edilirse Peçeneklerin göç ettikleri tarih yaklaşık olarak 968'lerdir. Kiyev Knyazı Svyatoslav'ın Hazarlara 965 tarihinde ağır bir darbe vurmasının ardından Ten'in ardındaki bozkırlar Özi'ye doğru Uzlar tarafından ele geçirildi ve Ôzi dolaylarındaki Uzlann Peçenekleri tazyik ederek
Peçenekler, Kral Aziz Stefan (Macarca Istvan 1000-1038) zamanında da Macaristan'a gelmeye devam ettiler. Macar kaynakları Stefan'ın Peçeneklere karşı üç savaş yaptığını yazarak bu savaşların yapıldığı yer olarak Transilvanya'yı göstermektedirler. Bu sırada 60 kişilik bir Peçenek topluluğu barışçıl yollardan Macaristan'a
Reklam
Mutezile okulunun meşgul olduğu fikirlere sarılanları yok etmek ve bunların kökünü kazımak hususunda Gazneli Mahmud, kendisinden öncekileri aratmayacak bir maharet göstermiştir. Sünni mezhebine bağlı olmayan insanları en gaddar usullerle yok etmiştir. Hanbeli fakihlerinden "İbnü'l Cevzi"den (miladi 1116-1200) öğrenmekteyiz ki Gazneli Mahmud, bir tarihte 50.000'e yakın insanı sırf bu nedenle öldürtmüştür.
Sayfa 351
Kuzeybatı Çin'de faaliyette bulunan diğer bir kavim de Zhou'lardır. Tiklerin bir kısmı olarak da gösterilen bu kavim Çin'e Türkistan'dan gelmiştir. MÖ 1116-247 senelerinde Çin'i idare eden bu Zhou'ların bir Türk kavmi olduğu, daha geçen asırda kabul edilmeye başlayan bir fikirdir. Çin'e yeni bir idare sistemi ve yeni akideler getirmişlerdir. Daha önceleri Çin'de, dünyayı idare eden büyük ilah "Shangdi kültü" hakim iken, Zhou'lar onu ortadan kaldırıp natüralizm ve kahramanlar kültünü yerleştirmişlerdir.
Ruhları şâd olsun
Türk başkomutanlarının en büyük kusurları şahsî emniyetlerini daima ihmal etmeleridir. Bunun başlıca sebebi büyük Türk komutanlarının kendilerine son derece güvenmeleri idi... Attila (453), Kapgan Kağan (716), Bilge Kağan (734), Arslan Yabgu (1025), Gazneli Sultan Mesud (1040), Sultan Alp Arslan (1072), Sultan Melikşah (1092), Çağa Bey (1092), Şahinşah (1116), Sultan I. Gıyaseddîn Keyhüsrev (1211), Sultan Celaleddîn Mengüberti (1230), Sultan I. Alâeddîn Keykubad (1237), Umur Bey (1348), Kadı Burhaneddîn Ahmed (1398), Sultan I. Murad (1389), Fatih Sultan Mehmed (1481), Sultan II. Osman (1622), Sultan III. Selim (1807) gibi Türk ordularının başkomutanı olan devlet adamları, hep aynı gaflet ve ihmal sonucunda hayatlarını kaybetmişlerdir.
Sayfa 78 - Berikan YayıneviKitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.