Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Malabadi Köprüsü bestesinin hikâyesi, kısmı...
Müzik hayatınıza yirmi üç adet 45'lik, ikisi yurt dışında yayınlanan iki albüm, üç Altın Plak ve sayısız ödül sığdırdınız. Dört filmde yer alıp filmlerin müzik ekibini kurdunuz. Besteci, söz yazarı, aranjör ve müzisyen kimliğinizle, müziğe emek verdiniz. Kariyerinizde sizi en çok mutlu eden, en keyif aldığınız çalışma hangisidir? Hangi kimliğe kendinizi yakın hissediyordunuz? Neden? Yüzlerce bestemin hepsi çocuklarım gibidir. Benim için en önemli olanı "Malabadi Köprüsüdür. Bestemi, bu köprünün üzerinde yaptım. Diyarbakır konserinden sonra Batman'a giderken yolda iki köprü vardı. Tarihi köprünün tabelasında, "Malabadi Köprüsü MS 1147'de yapılmıştır," yazmaktaydı. Otobüsü durdurdum ve orkestrama, "Ben bir beste yapacağım ve bu köprünün üzerinde ilk notalarını yazacağım," dedim. Köprünün ortasında durdum ve hikâye oluştu. Köprünün taraflarında aileler ve kavuşamayan âşıklar ve araya "Garibim" nidası da eklenince, şekillenmeye başladı. Konser sonrasında bestemi bitirdim. Şu anda "Malabadi Köprüsü" isimli bestem, benim adımı geçmiş durumda. Dinleyiciler parçayı biliyor ama benim bestelediğimi bilmiyorlar. Besteci kimliğim sanırım daha ağır basıyor ama sahnedeyken solistlik ağır basar tabii.
Sayfa 44 - Ayça Erdura / DUAYENLERLE Halkın Sesi, Müziğin Selçuk Babası, Bizim Selçuk Abimiz: SELÇUK ALAGÖZKitabı okudu
İkinci Haçlı Seferi
Urfa şehrinin 1144'te Türklerin eline düşmesiyle Papa III. Eugene (p.1145-1153) Manastır Başrahibi Bernard'ı Kutsal Topraklar'a İkinci Haçlı Seferi'ni (1145-1147) vaaz etmesi için görevlendirdi. Papa gücün bir kısmına yaklaşık 710 yılından beri İberik Yarımadasının çoğunu işgal etmiş olan Arapların üzerine gitme yetkisi verdi. Bu çaba 1492'ye kadar sürecek olan Reconquista'nın, yarımadanın Araplardan geri alınmasının bir parçası oldu. Bu sırada doğuda Haçlılar anlaşılmaz biçimde asıl hedefleri olan Urfa'yı göz ardı ettiler ve herhangi bir tehdit altında olmayan Kudüs'e doğru devam ettiler. 50,000 askerle Şam şehrine başarısız bir saldırı da yaptılar. Şam'da Haçlıları kolayca mağlup eden Musul Kralı Nureddin (h.1146-1174) Suriye'yi fethetti. 1187'de Sultan Selahattin (h.1174-1193) Hattın Savaşı'nda Haçlıları bozguna uğrattığında Kudüs yeniden Müslümanların eline düşecekti.
Sayfa 40 - Kalkedon YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Haçlıların başında Alman kralı III. Konrad, Fransa kralı VII. Saint Louis bulunuyordu. Alman kralı, 1147'de Eskişehir yakınlarına geldiğinde Sultan Mesut tarafından ağır bir yenilgiye uğratıldı. Bunun üzerine Fransızlar, Türklerin hâkimiyetinde olmayan Balıkesir, Denizli, Antalya hattından Çukurova'ya vardılar. Bununla birlikte onlar Türklerin vur kaç saldırıları yüzünden ağır darbeler yediler ve nihayet Antalya'dan sonra daha fazla ilerleyecek cesareti bulamadıklarından buradan Suriye'ye deniz yoluyla gitmek zorunda kaldılar. Mesut da bunu fırsat sayıp Haçlıların elinde olan Maraş'ı yeniden fethetti (1159).
Sayfa 169 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
İsmailîler'in İran'daki faaliyetleri;
"İki düşmanın -Mazenderân hükümdarı ve idaresindeki şehirde yaşayan İsmailîleri katledip İsmailî topraklarına saldırılar düzenlemiş olan Rey'in Selçuklu valisi Abbas- varlığı hep daim olmuştur. Her ikisinin de, katletmiş oldukları İsmailîlerin kafataslarından kuleler dizdikleri iddia edilmiştir. 1146 veya 1147 yılında Abbas, bir Bağdat ziyareti sırasında, "Sultan Sencer'in" diyor vakanüvis, "bir uyarısıyla" Sultan Mesud tarafından öldürülmüş kellesi ise Horasan'a gönderilmiştir."
Sayfa 118 - Kapı Yayınları, "İran'da Davet"Kitabı okudu
Moskova (Moskva) şehri, adını aynı ismi taşıyan nehirden almıştır; bu isim, Fin menşeili olsa gerektir. Şehrin kuruluşu hakkında sarih bilgimiz yoktur; rivayete göre, XII. yüzyıl ortalarında knez Yuri Dolgoruki tarafından kurulmuştur. Moskova adı, vakayinamelerde ilk defa 1147 de geçer, sonra 1156 ve 1176 yıllarında "Moskov" "Kuçkora" ve "Moskva" diye zikredilir. Rivayete göre burası "Kuçko" adlı bir boyarın malikanesi imiş. Yuri Dolgoruki burayı, Ryazan ve Çernigov knezliklerine karşı Suzdal mıntıkasını müdafaa için bir hudut karakolu, sonraları hudut kalesi olarak inşa etmiş; oradan geçen nehire izafeten de "Moskova" adını vermiştir.
İstanbul'da Osmanlı'nın inşa ettiği bazı Cami-i şerifler
İNSA EDİLİŞ TARİHİ HİCRÎ MİLÂDÎ 868 1464 Mahmud Paşa Cami-i şerifi 870 1466 Murad Paşa Cami-i şerifiS 890 1485 Davud Paşa Cami-i şerifi 902 1497 Atik Ali Paşa Cami-i şerifi 911 1506 Bayezid Cami-i şerifi 926 1520 Pîrî Paşa Cami-i şerifi 939 1533 Sultan Selim Cami-i şerifi 946 1539 Haseki Cami-i şerifi 954 1548 Üsküdar'da Mihrimah Cami-i 955
Sayfa 61 - SemerkandKitabı okudu
Reklam
Haçlılar döneminin en kayda değer ve beklenmedik gelişmelerinden biri, Kur'an'ın ilk defa Latince'ye tercümesi olmuştur. Tercümeyi yaptıran, dönemin büyük ilâhiyatçılarından Aziz Peter'dir. Tercümeyi yapma görevi, Kettonhi Robert (ö. 1156) adlı bir İngiliz'e verilir. İngiliz mütercim, Muhammed adlı bir müslümanın da yardımıyla yaptığını söylediği oldukça serbest ve eksik tercümesini 1147 yılında tamamlar ve Peter'a takdim eder. 10 Tercümenin amacı, tahmin edebileceğimiz gibi, "Sarasinler"in kutsal kitabı Kur'an'ı doğru anlamak değil, düşmanı yakından tanımak, onu kendi silâhıyla altetmektir.
Papa'nın putperest Slavlara ölüm fetvası.
İkinci Haçlı Seferi, bu itibarla, Germen kuvvetlerine egemen­liklerini ve ekonomik denetimlerini doğuda Baltık bölgesine ka­ dar genişletmeleri açısından dini bir gerekçe sağlamıştı. Doğrusu Papa III. Eugene 1147 yılında, Kutsal Topraklara veya putperest Slavlara karşı Haçlı seferine katılan herkese eşit derecede ruhani değerler ve ödüller verileceğini bildiren bir papalık bildirisi (fet­va) yayınlamıştı.
Moskova adı
Moskova 12 yüzyılın ikinci yarısından itibaren bir yerleşim yeri olarak tarih sahnesine çıkmaya başladı. Moskova adı tarihsel olarak bakıldığında letopislere ilk defa 1147 yılında geçer; daha sonra 1156 ve 1176 yıllarında "Moskov" , "Guçkova" ve "Moskova" adları da kullanılmıştır.
Sayfa 32 - ÖTÜKEN YAYINLARIKitabı okudu
When the French reached Constantinople in October 1147, they discovered that Manuel had just made a 12-year truce with the Turks, the very enemy that the crusaders would have to fight if they were to reach Jerusalem. The subsequent French experience in Asia Minor seemed to suggest that the emperor had agreed not so much a truce with the Turks as a military alliance. The guides provided by Manuel led the army on the wrong road, and then abandoned it to attacks by the Turks.
Reklam
Manuel probably feared that the crusade would once more be exploited by the Normans of southern Italy and his fears were not ill-founded. He may have known that Louis VII’s original plan had been to travel via Italy and join up with the Norman ruler, Roger II, there. Roger did not participate in the expedition but in the autumn of 1147, at the very time that the Second Crusade was passing through Byzantine territory, he launched an attack across the Adriatic, just as Robert Guiscard and Bohemond in 1081 and 1107. His fleet occupied the Byzantine island of Corfu, and then sailed up the Gulf of Corinth to raid the prosperous towns of Corinth and Thebes.
Üç yıl sonra kont Josselin, askerlerini toplayıp Germanik (Maras) ve Keysun şehirlerinin senyörü olan Baudoin'le bera ber Urfa'nın yakınına geldi ve geceleyin şehre bir baskın yaptı. Bu teşebbüs muvaffakiyetli oldu ise de iyi bir netice husule ge tirmedi. Çünkü beş gün sonra müslümanlar gelip şehri tekrar zaptettiler. Hazreti İsa'nın bir kumandanı olan Baudoin, büyük bir kahramanlık gösterdikten sonra bu muharebede öldü ve memleketini büyük bir matem içinde bıraktı 23. O, Ermenileri Franklardan daha çok seviyordu. Ebû'l-farac'a nazaran ("Chr. syr.", s. 339-340), Josselin ile Keysun senyörü Baudoin, 1147 tarihinde Urfa yakınına gelmişlerdir. Frank piya deleri, surları muhafaza etmekte olan Ermenilerle müttefiken, iki burcu devirdiler. Türkler içkaleye iltica ettiler. Ertesi gün, Sular kapısı açıldı ve Josselin şehre girdi. Franklar altı gün Urfa'da kaldılar. Bu sırada Zengi'nin oğlu Nureddin, 10,000 Türk askerinin başında olduğu halde Halep'ten hare ket edip onlara karşı yürüdü. Josselin, halka karşı sert muamelede bulunup erkek, kadın ve çocukları topladı ve onları gece karanlığında kendisi ile beraber götürdü. Gün ağarınca Türkler, onları ok yağmuruna tuttular ve korkunç bir katliam icra ettiler. Bu kargaşalık esnasında Baudoin telef oldu hikâyesine göre Urfa'nın iki defa zaptı esnasında 30,000 kişi telef olmuş, ve cesedi de bulunamadı. Josselin Samosat'a iltica etti. Süryanî müellifinin 16,000 kişi de esir edilmiştir (ED. DULAURIER).
Sayfa 299 - Türk Tarih Kurumu Yayınevi, 1987Kitabı okudu
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.