Hüzünlü tebessüm
1 Eylül 2017 tarihihinde, geçen ay 86 yaşında aramızdan ayrılan, dil uzmanı,edebiyatcı, yazar Emin Özdemir' in,
"o iyi kitaplar olmasaydı" adlı 347 sayfalık kitabını okuyorum, bitirmek üzereyim.
Fikir ve gönül dünyama çok şeyler kazandırdım bu kitapla, niye daha önce okumadım diye, sitem ettim kendime.
Hele 276. Sayfada geçen bir anlatım var ki, beni çok düşündürdü, hüzünlendirdi, tebessüm ettirdi.
Yazar Kemaliye'nin bir köyünde doğmuş, büyümüş. Yaşayanların çoğu gurbetçiymiş, çalışmak için köyden çıkıp, iki yılda bir dönerlermiş köye.
Gurbete çıkanların peşinden, anaların, gelinlerin mektubunu, yazar kaleme alırmış.
Mektubun altına da, o okuma yazma bilmeyen acıyla yoğrulmuş kadınlar nice maniler eklermiş.
İkisini paylaşayım da, belki basit ya da gözümüzde büyüttüğümüz dertleri unuturuz.
Selam ve sevgiyle
Ali Rıza Malkoç
12.10.2017
......................
İplik eğirmişim kime dokutam
Ağam deli isen üsten Okutam
bir okka yağ almadan gittin gurbete
Eller yemek pişirir öldüm kokudan
.................
Ahrette de istanbul yok kaçasın
Yalan, gerçek defterini açasın
Galata köprüsü sanıp sıratı
Başın döne, cehenneme uçasın