İmran İbnu Husayn anlatıyor: "Mescit de Resûlullah'ın huzuruna girmiştim. O sırada Benî Temim kabilesinden bir grup insan geldi. Onlara:
"Ey Benî Temim, size müjde olsun!" diyerek söze başlamıştı. Onlar hemen:
"Bize müjde verdin. Öyle ise ganimet mallarından iki kere bağış yap!" diye talep de bulundular. Onların bu cevabı karşısında Resûlullah'ın yüzünden rengi attı. Peygamber'in huzuruna Hayber'in fethi sırasında Yemen halkından bir grup (Eş'ârî) girmişti. Onlara:
"Ey Yemenliler! Benî Temim'in kabul etmediği müjdeyi siz bari kabul edin!" dedi. Onlar:
"Kabul ettik ey Allah'ın Resûlü!" dediler ve arkadan ilâve ettiler:
"Biz dinimizi öğrenmeye ve bu yaratılış işinin başı ne idi, onu senden sormaya geldik!" dediler. Bunun üzerine Resûlullah, mahlükatın ve Arş'ın başlangıcını anlatmaya başladı: "Başlangıçta Allah vardı, O'ndan önce başka bir şey yoktu. O'nun Arş'ı suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Sonra zikr denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek her şeyi yazdı."
Kaynak: Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'l-Halk 1, Tevhid 22;
Tirmizî, Menâkıb, 3946.
NOT:Başlangıçta hiçbir şey yok fakat Allah adlı tanrının arşı su üzerinde. Muhammed suyu bir şeyden saymıyor. Ayrıca Muhammed’den 1200 yıl önce yaşamış Thales ‘’her şey sudan yaratılmıştır’’ demiştir. Sanırım bu bilgi İskender ile beraber yayıldı.