Bu memleketin kötü yanı burada: her şey, hava, hepsi, olduklan yerde çok fazla kalıyor. Toprağımız da nehirlerimiz gibi: donuk, yavaş, sert; insan yaşantılarını da kendi amansız, düşüncelerle yoğun görünüşünde yaratıp biçimlendiriyor.
Gençken ölümün nasıl gövdenin doğal bir dayranışı olduğuna inandığım aklıma geliyor; artık yalnızca bir zeka işi olduğunu biliyorum - yoksunluk acısını çeken kişilerin zekaları. Nihilistler bunun bir son olduğunu söylerler; lncil'e inananlar ise bir başlangıç; gerçekte tek başına bir kiracının ya da bir ailenin bir evden ya da bir kentten başka yere taşınmasından daha fazla bir şey değildir.
O, tıpkı benim gibi bir insandı. Bir kadınla bir erkeğin arasında kurulan mutluluk verici mahremiyet bizim aramızda da kurulabilirdi. Emin olduğum tek şey, aramızda nasıl bir bağ kurulursa kurulsun, ona karşı daima büyük bir saygı besleyecek olduğumdu.