Bugün resmen yiyip yuttuğum bir kitapla geldim. Jason Thorn'u sevmek bana o kadar iyi geldi ki kapağını açtığım gibi bitirdim diyebilirim. Çok tatlı, romantik nefis bir kitaptı. Özellikle bu aylarda ve yazın rahatlıkla okuyabileceginiz bir kitap. Hem erkek hem de kadın karakter çok güzeldi, Olive'in en yakın arkadaşı Lucy ise bambaşkaydı. Bi an onu kendime alıp saklamak istedim.
Olive Taylor daha yedi yaşındayken abisinin arkadaşı Jason Thorn'a abayı yakıyor ve bir gün evleneceklerinden o kadar eminki hemen ona orada evlilik teklifinde bulunuyor. Olivie yıllarca aşkını tek taraflı kalbinde yaşıyor 15 yaşına geldiğinde ise Jason'a ilk mesajını atıp onun tarafindan ne anlama geldiğini öğrenmek istiyor ama işler hiç beklediği gibi gitmiyor ve kalbi kırılıyor. Sonrasında ise Jason ailevi sebeplerden ötürü taşınmak zorunda kalıyor. Böylece Olive aşkını kalbine gömüyor takii yıllar sonra tekrar onu karşısında hiç beklemediği bir anda görene kadar.
Olivie artık büyümüş ve çok satan bir de kitap çıkarmıştır ve kitabının haklarını satın almak isteyen bir film stüdyosuyla görüşmeye gider. Filmin başrol oyuncusunun eski aşkı Jason olduğunu bilmeden. Olivia'nin tam küllenmemiş duyguları geri dönerken Jason ile yaptıkları anlaşma da işleri iyice karıştıracaktır. Ve Olive bu kez kalbini kırılmaktan kurtaracak mı yoksa yarım kalan aşk var gücüyle yanacak mı okuyup görüyoruz..
Herkese selam. Çok tatlı bir kitaptı bence. Yabancı bu işi biliyor sanırım. Neyse biz konumuza gelelim; abisinin en yakın arkadaşı Jason Thorn'a 6-7 yaşlarından beri sırılsıklam aşık olan ve bunu içinde yaşamayan (öyle ki evlenme teklifi bile geliyor Jason'a kendisinden) Olive, 14 yaşlarında Jason ile aralarında yaşanan bir mesajlaşma olayı yüzünden sakız gibi yapışkan bir kız olduğunu öğrenerek ilk aşkını kalbinin en derinliklerine gömüyor. Ya da öyle sanıyor. Aradan geçen 15 sene sonunda kızımız yazdığı bir kitap sayesinde popülerliğini kazanmış ve bunu perçinlemek adına kitabının film anlaşması için yapımcı odalarında boy gösteren bir yazar olarak karşımıza çıkıyor. Tesadüf bu ya başrol oyuncusu için yapımcının tercihi 2 Oscar ödüllü yakışıklı, karizmatik tabii ki uzun boylu ve gamzeli Jason Thorn oluyor. İşte seneler sonraki ilk karşılaşma ve kızımızın içinde bir türlü sönememiş olan ilk aşk yeniden alevleniyor. Ama bu sefer sanki tek taraflı değil gibi. Ne dersiniz? :) Olaylar da bu şekilde gelişiyor işte. Azcık dram, bol tebessüm, çokça aşk ve sevgi, bir tutam yanlış anlaşılmalar yani klasik romcomdan beklediğiniz her şey mevcut. Dediğim gibi ben çok beğendim. Bence yazın deniz kenarında güneşin teninizi öptüğü, denizin sesinin kulaklarınızda senfoni yaptığı bir anda okunacak güzel bir kitap. Herkese keyifli okumalar.
Olay tam 15 yıl önce Jason’ın, Olive’lerin komşusu olduktan sonra Olive’nin abisi Dylan ile yakın arkadaş olmasıyla başlıyor. Tüm aile Jason’ı oldukça çok seviyor hatta, aileden biriymiş gibi davranıyorlar. Fakat Olive için işler farklı bir boyutta. Jason’ı görür görmez bizimki fena tutuldu çocuğa, ilk on beş saniyede evlenme teklif etti, daha
Ursula K. Le Guin 'in okuduğum ilk kitabı. Kendisini hep Mülksüzler kitabı ile görmüş duymuş ama henüz kalemiyle tanışmamıştım. Mülksüzler'i okumadan önce bu incecik hikaye tadındaki kitabına fırsat vermek istedim. İyi de etmişim. Anlatıcımız 15 yaşındaki Owen kendisini girdiği ortamlarda farklı hisseden ayak uydurmaya çalışsa da içten içe mutlu