Tavan şehir kalıntısı: Dinyeper'in son kıyısında, Herson'un 40km kadar yukarısındaki bir mevkide yer almaktadır. Arkeolojik ve yazılı kaynaklar, Tavan Geçidi'nin Altın Orda zamanında mühim bir rol oynadığını teyit etmektedir. Kırım Hanlığı'na 1550 yılında elçi olarak giden Mihaylo Litvin'in de Tavan Geçidi ve onun üzerinden geçen ticaret yolunun önemine dair ifadeleri söz konusudur.
1550 yılında Etienne de la Boetie, benliğin yabancılaşmasının ve zalimin idealleşmesinin nereye gittiğini anlatıyordu Gönüllü Kölelik Üzerine Bir Söylev kitabında: “Bu defa bu kadar çok insanın, köyün, şehirlerin ve ulusların ona verilen güçten daha fazlasına sahip olmayan bir tiranı beğenebilmesinin mümkün olup olmadığını araştırmak istiyorum. Bir tiran düşünün ki insanlara sadece onların tahammül edebilecekleri kadar zarar verme gücüne sahip ve istedikleri zaman susturabildikleri bir kişi olsun. Milyonlarca insanı sefil hizmetçiler ve boyunduruk altında tutulması gerekenler olarak görmek şaşkınlıktan çok hüzün gerektirir...”
Reklam
1550'lerde dünyanın üç büyük gücüne Türkler sahiptir: Osmanlılar, Safeviler ve Babürlüler. Dünya, Türk asrını yaşamaktadır.
Sayfa 216Kitabı okudu
Başlarken***
"İlkyaz gibi serpilip boy atar çocuklar Sonra gelirler yazın Kış alır götürür hepsini Ve göstermezler bir daha Eski yüzlerini." Pierre de Ronsard, Anthoine de Chasteigner'ye Methiye, 1550.
Sel YayıncılıkKitabı okudu
Cincilik ve Tıp
Başlangıçta cadılık salt kadınlara özgü bir suç sayılmıyordu. Kadınların bu konuya eğilmeleri XV. yüzyılda başladı ve cadıların XVIII. yüzyılın sonuna doğru ağır işkencelere uğratılması yaygınlaşıncaya kadar sürdü. Papa İnnokenti VIII., 1484 yılında büyücülüğe karşı bir kararname çıkardı ve büyücüleri cezalan-dırmak için iki engizisyon yargıcını görevlendirdi. Bu yargıçlar 1489 yılında, Malleus Maleficarum (Suçlu Kadınların Çekici) adlı ve yetkisi kabul edilen bir kitap yayımladılar. Kitapta büyücülüğün erkekten çok kadına vergi bir uğraş olduğu belirtiliyordu; çünkü kadınlar temelde erkeklerden daha kötü yürekliydiler. O çağlarda büyücülere karşı yöneltilen suçlamaların çoğu, onların kötü hava koşullarına neden olduklarıydı. Büyü- cü olduklarından kuşkulanılan kadınlara sorulacak sorular bir liste halinde düzenlenmişti; bu sorulara karşılık, istenen yanıtlar alınıncaya kadar da, beden organları gerilerek işkence ediliyordu onlara. Yapılan tahminlere göre 1450-1550 yılları ara- sında yalnızca Almanya'da, büyük çoğunluğu diri diri yakılan yüz bin büyücü öldürülmüştür.
"Meksika'da, İspanyollar 1519'da Aztekler'in ülkesini ele geçirdik­ten sonra çok büyük kıyım yaşandı. 25 milyon olan nüfus, 1550'de 6 milyona, 1600'da 1 milyona düştü."
Sayfa 245
Reklam
Operanın dinsel müzikteki benzeri olan oratoryo...Esası bir dinsel oyunun müziğe göre düzenlenmesiy­di... modern oratoryo for­munun Kont Bardi'nin sanatçı çevresinden Emilio Cavalieri'nin (y. 1550-1602) Ruhun ve Bedenin Tasviri'ni 1600'de müziğe uyarlamasıyla başladığı söylenebilir. Formun adı ise ilk kez Roma'daki San Filippo Neri kilisesinin özel ibadet bölmesinde (oratorio) icra edilmesinden gelir. Bir oratoryoda şarkıcılar, müzisyenler ve koro eksiksiz yer alır; ama "aksiyon", kostüm ya da sahne efektleri yoktur.
Sayfa 596 - Yapı Kredi Yayınları.
On altıncı yüzyılın geç kırklarıyla erken ellilerine Türk denizcilik tarihinin iki önemli şahsiyeti damgasını vurmuştu. Bunlardan ilkine, haritacı ve denizci Piri Reis'e daha önce değinmiştik. Basra'yı bir Portekiz saldırısına karşı başarılı bir şekilde savunan Piri Reis, bunun ardından Süveyş'ten gelen bir Osmanlı filosunun
Sayfa 154 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Başlangıçta büyücülük kadınlara özgü bir suç değildi. Bu suçun yalnız kadınlara maledilmesi on beşinci yüzyılda başlamış, cadıları sert cezalara çarptırmak pek yaygın bir gelenek olarak on yedinci yüzyıl sonuna değin süregelmişti. VIII. Innocent 1484'te büyücülüğe karşı bir yazılı buyruk çıkarmış, suçun cezalandırılması için Inquisition'a iki özel yargıç atamıştı. Bu adamlar 1489'da, uzun bir süre için bu konuda yetkili sayılmış olan Malleus Maleficarum (Kadın Suçlarının Çekici) adlı bir kitap yayımladılar. Bu kitapta, kadın yüreğinin yaradılıştan kötülüğe eğilimli oluşundan dolayı kadınların büyücülüğe daha uygun düştüğünü ileri sürüyorlardı. O zamanlar cadıların en çok suçlandıkları şey de havaları bozmaktı. Büyücülükten sanık kadınlara sorulmak üzere özel bir soru dizisi hazırlandı, sanıklara istenilen şeyleri söyletinceye değin işkence yapılıyordu. Yalnız Almanya'da 1450 ile 1550 yılları arasında yüz bin cadının ölüm cezasına çarptırılmış olduğu sanılıyor.
Bizans'ın son imparatoru, Teslim olmaktansa ölürüm. Ben en büyük ve hakiki Hıristiyan imparatorluğun başıyım" demiştir. Son imparator Konstantin Paleologos un naaşı cesetlerin arasında bulunmuştur. Fatih ona dini tören yaptırmış, gereken saygıyı göstermiştir. Hıristiyanlığın ve dünyanın bu en büyük mabedi Ayasofya artık İslam'ın büyük mabedidir. Bu fiziki büyüklüğünü 1550'lere, yani önce Süleymaniye'nin sonra da Selimiye'nin inşasına kadar koruyacaktır. Batı Avrupa'da hatta Rönesans İtalyası'nda hiçbir yapı Ayasofya kadar cazip değildir. Rönesans'ta yapılan büyük kiliselere kadar Ayasofya bütün Hıristiyan milletlerin hayalini süslüyordu. Onun için Ayasofya'nın cami hâline çevrilmesi çok önemlidir. Aynı şekilde 1930'dan sonra Cumhuriyet Türkiyesi'nin, beşeriyetin yüzlerce yıl kavgasına neden olan ve tanıklık eden bu büyük mabedi bir müze hâline çevirmesi de çok anlamlı bir siyasî-kültürel tasarruftu.
Sayfa 67 - Kronik Kitap, 4. Baskı, Eylül 2023
Reklam
İlk sultanlar görece sade bir hayat süren ve en azından yönetici sınıfın üyeleri için erişilebilir olan şahsiyetlerdi. 1453'ten sonra herkesten üstün, erişilmez, ulu bir padişah anlayışı yerleşirken, padişahın şahsı ve şahsiyeti 1550-1650 arası dönemde önemini yitirdi.
Sayfa 32 - Başlangıç NağmesiKitabı okuyor
Thera Patlaması
Tarihte kaydedilen en büyük volkanik patlamalardan biri MÖ 1550'de Akrotiri'deki Minos yerleşimini mahvederek Kiklad Adaları'ndaki Thera (günümüzde Santorini) Adası'nı vurdu. Buna bağlı bir deprem ya da tsunami Girit kıyılarını harap etti ve muhtemelen Minos uygarlığının düşüşünde de payı oldu. Bazıları patlamanın "volkanik bir kışa" atmosferdeki kül ve gazların güneş ışığını engellemesiyle oluşan küresel soğumaya-yol açtığını ileri sürer. Bu aynı zamanda Çin'deki Şia Hanedanlığı'nın çöküşüyle bağlantılı olan "sarı sise", I. Ahmose'nin hükümdarlığı sırasında Mısır'ı vuran yıkıcı yağmur fırtınalarına ve hatta Kitab-ı Mukaddes'in Mısır'dan Çıkış bölümündeki "vebalara" neden olabilir
Sayfa 136 - PdfKitabı okudu
Resim