Tekvir süresi
Güneş katlanıp dürüldüğünde, 2 - Yıldızlar bulandığında, 3 - Dağlar yürütüldüğünde, 4 - Kıyılmaz mallar bırakıldığında,
Lev Tolstoy ve kardeşlerinin doğumu:
Küçük Nikolay henüz üç yaşına gelmişti ki Mariya'nın ikinci bir oğlu oldu: Sergey (17 Şubat 1826). Ertesi yıl yeni bir doğum: Dmitri (23 Nisan 1827). Yine bir yıl sonra, Tolstoyların büyük adının dördüncü mirasçısı da bölge kilisesi kayıtlarına geçti: "28 Ağustos 1828'de, Yasnaya Polyana köyünde, Kont Nikolay İlyiç Tolstoy'un evinde bir oğlan çocuk, Lev dünyaya geldi.
Sayfa 23 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çete Ayşe
Çete Ayşe... Efe unvanı almış tarihteki ilk kadındı. 23 yaşındaydı.Anneydi, iki kızı vardı. Eşi, Çanakkale’de şehit olmuştu. Küpelerini satıp tüfek almış,YörükAli efeye katılmıştı.Okuma yazması yoktu ama, yüreği şiir gibiydi... “Bazı kadınların içinde pehlivan saklıdır.Bazı erkeklerin içinde korkak bir kadın saklıdır. Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır, mademki burası bizim vatanımız, biz de vatanın olmalıyız” diyordu. İstiklal Madalyası aldı.Çete Ayşe’nin Yörük Ali efeye katılması, kendisi gibi düşünen yurtsever kadınlara cesaret vermişti.Ayşe hanım onlardan biriydi.Duldu, bir oğlu vardı.Ayşeler birbirine karıştırılmasın diye, sonradan katılan Ayşe’ye Mehmet çavuş diyorlardı! Yörük Ali efe’nin üçüncü kadın zeybeği, Şerife Ali Kübra’ydı.Henüz 17 yaşındaydı.Nişanlıydı.Rüyasında Çete Ayşe’yi görmüş, bunu bir ilahi işaret olarak kabul etmiş, babasının elbiselerini giymiş, erkek görünümüyle dağa çıkmıştı.
Sayfa 78
İkinci Meşrutiyet ne zaman son bulur?
Bu soruyla, üzerinde pek uzlaşılamamış bir noktaya parmak basmış oluyoruz. Tarihçilerimiz ve hukukçularımız bu noktada kesin bir hükme varmış değillerdir. İkinci Meşrutiyet'in son buluş tarihi henüz bir açıklık kazanmamıştır. Bu bakımdan çeşitli tarihler teklif edilebilir: Mondoros Mütarekesi'nin imzalanması (30 Ekim 1918), İttihat ve Terakki Fırkasının son kongresi (5 Kasım 1918) İzmir'in işgali (15 Mayıs 1919), Sıvas Kongresi kararlarının ilanı (11 Eylül 1919), İstanbul'un işgali (16 Mart 1920)- Mebusan Meclisi'nin inikatların tehiri kararı (17 Mart 1920), Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı (23 Nisan 1920), Sevr Muahedesinin imzalanması (10 Ağustos 1920), 1921 Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun kabulü (20 Ocak 1921), Saltanatın İlgası (1 Kasım 1922), Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923).
Hayırların En Faziletlisi : Anne Babaya İyilik
Bakara 215 Sana ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “Harcayacağınız mal, ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolcular için olmalıdır. Hayır olarak ne yaparsanız muhakkak ki Allah onu bilir.” Tefsiri Konumuz olan âyette geçen iki hayır kelimesinden ilki “mal varlığı”, ikincisi de mutlak olarak Allah rızâsı için yapılan “iyilik” anlamını taşır. Burada ve diğer ilgili âyetlerde görüldüğü gibi Kur’an-ı Kerîm maddî ve mânevî ilgide ana babayı en başta göstermiş; insanın görevlerini sıralarken Allah’a kulluk görevinin ardından ana babaya iyiliği zikretmiştir. Bundan anlaşıldığına göre bütün hayırların en faziletlisi ve Allah nezdinde en değerli olanı, ana baba için yapılan harcamalardır (genişbilgi için bk. İsrâ 17/23-24).
I, 338
23 Nisan 1920
Türkiye topraklarında 200 000 Kişilik bir istilâ ordusu bulunuyor. Bunlardan 38.000'i İngiliz, 59.000'i Fransız, 17.900'ü İtalyan 90. 000'i Yunan.
Sayfa 325Kitabı okudu
Reklam
Önce kimdir Mahmut Esat Bozkurt? Yurdumuz emperyalist devletlerin işgaline uğrayınca, hukuk doktorası eğitimini sürdürdüğü İsviçre'den, gizlice bir yük gemisinde yurda dönen, Kuşadası'nda örgütlediği zeybekleriyle Yunanlara karşı koyan, onlara büyük kayıplar verdiren bir Kuvayi Milliye önderidir. Doktora tezinde, Osmanlı kapitülasyonlarının tek yanlı olarak kaldırılabileceğini, Avrupalı Akademisyenlere kabul ettiren bir bilim adamıdır da aynı zamanda. 23 Nisan 1920'de açılan TBMM'de milletvekili, 17 Şubat 1923'te Türkiye 1. İktisat Kongresi'ni düzenleyen ve ülkemizin temel ekonomik politikalarını belirleyen İktisat Bakanıdır. 1924-1930 yılları arasında Adalet Bakanı olarak görürüz onu. Medeni Yasayı hazırlayan, Hukuk Fakültesini kuran, hukuksal devrimleri gerçekleştiren, hukuk kurumlarını açan, Bozkurt-Lotus davasında, Türkiye Cumhuriyeti'nin avukatlığını yapan, Avrupalı emperyalistlere karşı, Türk Adaletinin bağımsızlığını kanıtlayan ve davayı kazanan ünlü hukukçu ve Atatürk'ün Devrimci Adalet Bakanıdır. Ayrıca İstanbul ve Ankara Üniversitelerinde Atatürk'ün isteğiyle İnkılap Tarihi dersleri veren, Türk Ocaklarında ve Halk Evlerinde konferanslar veren Profesör olarak da görürüz onu.
Sayfa 182Kitabı okudu
İsmi Rifâa b. Yesribî, Yesribî b. Avf gibi çeşitli şekillerde kaydedilmiş,(22) künyesi Ebû Rimse olan sahâbînin Hz. Peygamber ile ilk karşılaşması, bu yerleşik algının tesirinin hangi boyutlara ulaştığını açıkça ortaya koymaktaydı: “Babamla birlikle Resûlullah"ın (sav) yanına gittik. Onu gördüğümde babam, "Bu kimdir biliyor musun?"
Sayfa 278Kitabı okudu
1,000 öğeden 911 ile 920 arasındakiler gösteriliyor.