DOKTOR RIZA NUR Hekimliği dışında çok renkli siyasî hayatı, tıbbi, tarihi ve edebî eserleriyle tanınmış olan Rıza Nur, 30 Ağustos 1879'da Sinop'ta doğdu. Asıl adı Rıza olup Nur adını Tıbbiye'de talebe iken almıştır. Bilinen ilk atası Hacı İbrahim'dir. Bunun oğlu Mustafa, Sinop'da Hisar Camiî imamı olduğundan aileye
Nazım 15 Ocak 1902'de Selanik'te doğar. Doğduğu çağın Osmanlı toplumunda, kültürlü ve ilerici sayılan bir ailesindendir. Baba tarafından dedesi Nâzım Paşa, şairliği de olan özgürlükçü bir kişidir, Mithat Paşa'nın yakın arkadaşlarındandır. Anne tarafından dedesi Enver Paşa dilci ve eğitimcidir. Babası Hikmet Bey, Mekteb-i Sultani
Reklam
17 Ağustos 1999 depreminden sonra.. medyada yerbilimcilerin açıklamalarına.. toplumu bilgilendirmelerine tanık olduk.. Oysa.. 31 Mayıs (Taksim Gezi Parkı) "depremi"nde aynı medya.. yerbilimcilere verdiği değeri.. toplumbilimcilerden esirgemiş.. günlerce olayları görmezlikten gelmiştir.. Bunun da nedeni.. gazetelerin başında eskisi gibi yazarların değil.. yazarkasaların oluşudur.. Ne de olsa tarihte bir ülkeye zararı kraldan çok kralcılar vermiştir...!!!
Sayfa 210Kitabı okudu
NİHAL ATSIZ'IN GÖK SULTAN'I
Tarihî şahsiyetler yalnız yaşadıkları zamanda değil, kendilerinden sonra da isimleri sıkça anılan ve tartışmalara konu olan kişilerdir. Bu anlamda yakın dönem Türk tarihinin kuşkusuz en tartışmalı isimlerinin başını çekenlerden birisi de II. Abdülhamid’dir. II. Abdülhamid’in kendi iktidarı döneminde başlayan ve günümüze dek süren bu tartışmalar
Kur'an'da Cehalet Kelimesinin Anlamı
Âyetlerde geçen 'cehalet', daha çok bilgisizlik olarak yorumlanır ve meallerde bu şekilde çevrilir. Oysa burada bilginin zıddı olan bilgisizlikten daha kapsamlı bir anlamda kullanılmış olması gerekir. Nitekim Kur'an'da (3 Ali İmran/154; 5 Maide/50; 33 Ahzab/33 ve 48 Fetih/26) ayetlerinde geçen Cahiliye kavramının da
Sayfa 314-315
Depremlerde kaybettiğimiz tüm canların aziz hatırasına saygıyla...
"Hadi Esma Sultan hadi! Uyu artık. Uzun yola gideceğiz." Bu son cümleden sonra derin bir sukutun içine düştüler. Bir süre sonra da o sukutun daha koyusuna uykuya daldılar. Takvimler artık 17 Ağustos 1999 'u gösteriyordu. Uyumadan önce gözlerinde parlayan mutluluk ve umudun ışığı bir müddet daha yüzlerini aydınlattı.
Sayfa 127 - KDYKitabı okudu
Reklam
150 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.