136 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Büyük İstanbul Depremi Artık Çok Yakın!
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/ChXgRAuNCSL Bugün günlerden 17 Ağustos. Binlerce insanın hayatını kaybettiği o depremin üzerinden tam 23 yıl geçti. O yüzden gelin size 17 Ağustos 1999 gecesi yaşadıklarımı anlatayım. Bilenler biliyordur, ben aslen
Türkiye'de Deprem
Türkiye'de DepremNaci Görür · Doğan Kitap Yayınları · 2020137 okunma
150 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, Adın Yazıldı Mücevher Taşa!
Falih Rıfkı Atay
Falih Rıfkı Atay
etkinliği kapsamında yapacağım ikinci incelemem olacak. Etkinlik için Link: ->> #27899814 Babanız Atatürk kitabı ile Atatürk’ü yeniden okumaya var mısınız? Kronolojik biyografi incelemesi yapacağım, biraz uzun olacak ama unuttuğumuz bazı bilgileri hatırlamamıza yardımcı olacak.
Babanız Atatürk
Babanız AtatürkFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2023668 okunma
Reklam
Kızılderililerin topraklarını satın almak isteyen Beyaz Adam'a karşı çıkanlardan biri de, Cayuse kabilesinin reisidir: "Toprağın bir şey söyleyip söylemediğini, bu işe şaşıp şaşmadığını merak ediyorum. Toprağın şu konuştuklarımızı dinleyip dinlemediğini merak ediyorum. Toprağın üzerinde olup bitenleri görmek için dile gelip gelmeyeceğini merak ediyorum." Prof. İhsan Ketin, Kuzey Anadolu fay hattını bulur ama, yer kırığının geçtiği bölgelerde yapılaşmanın çok tehlikeli olduğunu anlayacak bir politikacı bulamaz. 12 Eylül darbesinin ardından, kapitalizm atlarının koşulduğu ülkenin sırtında bir kamçı gibi şaklayan "Özalizm"in, imar yetkisini yerel yönetimlere vermesiyle de fay hattında yapılaşma şaha kalkar. Ama, Kızılderili reisin dediği gerçekleşir ve toprak, üzerinde olup bitenleri görmek için 17 Ağustos 1999 tarihinde, saat 03.02'de dile gelir! Deprem sonrasında bir iki müteahhit günah keçisi olarak gösterilip cezaevine konur. Cinayetin asıl sorumlusu olan, bilimin gereği olarak insana yaraşır bir yaşam sunmak yerine, çıkar çevrelerinin para hesaplarını kollayan siyasetçiler ise ellerini kollarını sallaya sallaya yıkıntılar arasında gezinirler ve "yaraları sarma" sözü verirler. Oysa yara dışardan sarılır, yaşanılan ise büyük bir iç kanamadır.
Sayfa 155Kitabı okudu
17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ O gece benim için bir kabustu. Aniden sallanmaya başladı her yer. O duvardaki kiremit sesleri,çıtırtılar gittikçe yükselmesi,dünyanın sonu geldi dedim. Yakından,uzaktan ağlama sesleri,çığlıklar geliyordu. İçimi ürpertiyordu,yüreğimi acıtıyordu. O gece kimselere ulaşılamıyor,sadece televizyonda seyrediyorduk, olanı biteni,faciya’yı ve üzüntüleri. Gökyüzüne doğru yükselen o loş ateş,denizin ayrılmasıyla birlikte kaybolan askeri gemi,insanların evsiz yutsuz kalması beni çok üzüyor. İnsanlar ne yapabilirler bundan sonra. Düşünemiyorlar bile. Sadece koca bir hiç. Çok zor günler yaşandı gerçekten. Unutulmayacak hafızalardan silinmeyecek bir ‘ 17 Ağustos ‘ depremi yaşadık. Ama o deprem bizde çok büyük bir iz bıraktı. Onu da siz düşünün artık! …. SİYAH KURDELE 02/03/2007 01:30 CUMARTESİ YAZAN: ŞEBNEM ÖRS
17 AĞUSTOS 1999 03.02 SESİMİ DUYAN VAR MI?
Reklam
344 syf.
10/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Yazar
Harun Özkan
Harun Özkan
bu kitabın telif gelirinin depremzedelere bağışlanacağını söyledi. Bu nedenle eğer roman okumayı seviyorsanız hem bu kitaba şans verebilir hem de depremzedelere yapılacak olan yardıma dahil olabilirsiniz. İncelemeyi paylaşıp ilgisini çekebilecek insanlara ulaştırabilirsiniz. Yazarın ilk iki kitabını oldukça beğenip uzun zamandır üçüncü kitabın çıkmasını bekliyordum. Yakın zamanda üçüncü kitap olan “
45 Saniye
45 Saniye
” satışa sunuldu. Kitap, 17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük’te gerçekleşen büyük depremin süresinden isim alıyor. Birkaç küçük çocuğun hikayesi ile başlayan kitap, meydana gelen depremden sonra hayatları yerle bir olan çocukların kurmaya çalıştıkları yeni hayatla devam ediyor. Tabii tamamen yaşanılan şeyler değil romanda anlatılanlar -başta verdiğim bilgiden dolayı yaşanmış bir hikâye olarak algılanabilir- romana kurgu da dahil ediliyor. Paylaştığım alıntılardan birini buraya eklemek istiyorum; “Eğer herkes işini yapsaydı, dürüst olsaydı, doğru olsaydı birçok insanın hayatı başka şekilde devam edebilirdi. Betondan, demirden, malzemeden çalınmasaydı, zemini uygun olmayan, deniz kumuyla doldurulmuş yerlere binalar yapılmasaydı binlerce kişi hâlâ hayatta olacaktı… Umutları yıkılan, hayalleri solan, bebekliği, çocukluğu, gençliği, yaşlılığı elinden koparılıp alınmayan binlerce yaşam olacaktı.” Bahsi geçen deprem 1999 yılında gerçekleşti ancak aynı acılara sebep olan unsurlar maalesef değişmedi. Bizi enkaz altında kalmaktan kurtaracak şey kaderimiz değil alınması gerekilen tedbirlerdir. Kitabı okumaya karar verenlere iyi okumalar dilerim.
45 Saniye
45 SaniyeHarun Özkan · 202332 okunma
17 Ağustos Depremi
17 Ağustos 1999 Gölcük Depreminde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum.. Tarifsiz bir acı.. Unutmadık..
218 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
İnsan çoğu zaman kendi yaşadıklarını anlatır veya yazar. Gerçekten hissediyorsak anlatılanlardaki hüznü veya sevinci, etkilenir ve anlatılan dünyanın içinde buluruz kendimizi. Bazen ise başkalarının yaşadığından o kadar etkilenir ki insanlar, kendi acısı gibi anlatır hüzünlü anıları. Kendi hüznü gibi içselleştirir yaşanılanları. İşte
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Depresyon
DepresyonHanife Çıta · Cinius Yayınları · 2023114 okunma
Ruhları Şâd Olsun!
17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 24 yıl, 6 Şubat 2023 depreminin üzerinden 6 ay geçti. Binlerce insanımızı kaybettik. Unutmadık, unutmayacağız!
Reklam
17 Ağustos 1999
"Keşke kalbim olmasaydı, çok acıyor..." 🥀 Louisa May Alcott
17 Ağustos 1999 ve Deprem Yalanı
Unutmadık Unutturmayacağız lafı koca bir YALAN 17 Ağustos 1999'da meydana gelen ve 18 bin vatandaşımızın canından olduğu acı günü sadece 17 ağustosta bir günlüğüne hatırlayacaksınız. Çünkü benzer bi deprem şu an İstanbul'da meydana gelse yine onbinlerce bina kağıt gibi yıkılacak.
17 Ağustos 1999 depreminin yaşandığı o acı gecede, sarsıntı sonrasında sokağa çıkan yüz binlerce insan gökyüzünün yıldızlarla dolu olduğunu gördüler. Öyle ki, "gökyüzünde çok yıldız olunca deprem olur" yanılgısı kaldı geride.
Sayfa 162 - Türkiye İş Bankası ve Kültür YayınlarıKitabı okudu
17 Ağustos 1999 "03:02" 1 sn. 2 sn. ..................................45 sn. -- Nüfus: -17480 >> Sizi çok özledik.
360 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.