....
"İstibdat yönetimi ise tek başına bir kişinin tüm güçleri elinde
topladığı, her alanda mutlak söz hakkına sahip olduğu bir yönetim
biçimidir. Doğası gereği geniş düzlüklere yayılmış imparatorluklarda
ortaya çıkar. Hükümdar toplumu heves ve kaprislerine göre yönetir,
onu sınırlayacak ne bir kural ne de bir kişi vardır. Sebebine gelince
böyle bir toplumda din ve gelenek her şeye egemendir; fertleri itaat ve kölelik zihniyeti ile yetiştirilirler, bu nedenle de hükümdar ile halk
arasında aracı hiçbir kimse ya da müessese var olamaz. Üstelik böyle
bir toplumda devlet adamlarının hiç bir mal ve can güvencesi yoktur.
En ufak bir kuşku halinde hükümdar tarafından berteraf edilirler.
Montesquieu bu tür toplumlara örnek olarak Türkleri, Acemleri,
Rusları ve diğer bazı Afrika ve Asya devletlerini gösterir."
...
Ülker GÜRKAN, (1988), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 40, Sayı 1, 1988, 0 - 0, 10.1501/Hukfak_0000000778
Ülker Hocanın Montesquieu'nun Kanunların Ruhu Üzerine eserine ait incelemesine ait bir alıntı. Montesquie'nun incelemelerini tavsiye edebilirim. 17. - 18. yy aydınlanma çağı için önemli seslerden biridir.