17.yy da birlesik krallik ocu, bucu ,öcü
Bu yüzyılda at başı giden iki eğilim göze çarpar. İlki, Spinoza'nın üstesinden gelinememiş felsefesinin reddidir. Bu dönemde, düşünür ve filozoflar, felsefe yapabilmek ve ünlerini tehlikeye atmamak için Spinozacı olmadıklarını kanıtlamak zorunda hissediyorlardı kendilerini. Saygın bir filozofun başına gelebilecek en kötü şeylerden biri, "Spinozacı" damgası yemekti. ... Diğer egilimse 18.yy ilk yarısında ortaya çıkan ve vahye dayanan dinlere radikal bir biçimde saldıran militan yeraltı literatürüdur.
42 syf.
·
Puan vermedi
Şimdi bu millet nereye sıçacak? İşte bütün mesele bu!
Tuhaf bir yazı okuyabilirsiniz fakat bunlar gerçekler. Kitaptan alıntılarla ilerleyeceğim ki salladığımı düşünmeyin. "Herodotos, Mısırlı kadınların ayakta, erkeklerin ise oturarak işediği bilgisini bize ulaştırmaktadır." Böylesi bir bilgiye nasıl erişildi ve neden günümüzde tersine döndü inanın ne sormak ne de düşünmek
Eskiçağ'da Tuvalet Kültürü
Eskiçağ'da Tuvalet KültürüOnur Gülbay · Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Yayınları · 200315 okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
Adı gibi acayip bir öykü kitabı.. Yazarımızın#karabatak dergisinde yayımlanmış olan öyküleri de mevcut. Üstelik meslektaşımmış da. O yüzden pek bir heyecanla başladım okumaya. Kısa ama derinliği oldukça fazla. Öyküler bittikten sonra ben şunu anladım diyemiyorsunuz. Onun altında kim bilir neler var diye üzerinde düşünürken buluyorsunuz kendinizi. Tarihi zamanlarda geçen hikayeler mevcut çoğunlukla. 16.yy, 17.yy, 18.yy da geçiyor mesela.. Öykülerin başında da yazıyor bunlar. Bir hikayede Galata Mevlevihanesi’nde yaşayan Fasih Dede 40 kedisiyle birlikte yaşıyor. Kediler ölüyor git gide ama yaşayan son kedisinin ölmesi kendi ölüm günüyle aynı oluyor. Başka bir hikaye de ise Abaza Mehmet Paşanın İstanbul’a gelmesinden sonra başına gelenler ilginçti mesela. Ya da Osmanlı zamanında dalkavukluğu meslek haline getirmiş kişiler varmış ve bunlar neler neler yapıyormuş bu da ilginçti. Her hikayeden bahsetmeyeceğim ama hikayelerin sonunu bazen kendimizin getirmesi gerekiyordu bu da ayrı meziyet gerektiriyor sanki. Adı gibi acayip bir deneyim oldu benim için. Silkelendim biraz. Kolay okuma olmamasının sebebi anlatımın derinliği, üslubun sade olmayışı. Sakin kafayla çok daha verimli olacağından eminim
Ne Acayip
Ne AcayipCeyhun Balcı · Şule Yayınları · 20246 okunma
910 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Don Quijote Üzerine
1605 yılında ilk bölümü "La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote", 1615’te ise "Marifetli Şövalye La Mancha'lı Don Kişot'un İkinci Bölümü" adıyla yayınlanan Don Quijote modern edebiyatın ilk romanıdır. Evet, bu kitap tüm edebiyat kitaplarının atasıdır diyebiliriz. Yazılmış ilk roman. Günümüzden 400 yıldan
Don Quijote (2 Cilt Takım)
Don Quijote (2 Cilt Takım)Miguel de Cervantes · Yapı Kredi Yayınları · 202222,7bin okunma
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201272 okunma
·
Puan vermedi
TARİHÇİLERİN KUTBU'NDAN EZBER BOZAN BİR KİTAP
Merhaba Patokur Bugün sana inanılmaz kıymetli bir araştırma kitabından bahsedeceğim. Halil İnancık - Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler Kitabım @fabula_sahaf 'tan. Benim önerim nadir kitaptaki sayfayı ve Instagram hesabını iyice inceleyin. Buna benzer pek çok değerli kitabı bulabilirsiniz. Öncelikle kitabım "Tarihçilerin
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve GerçeklerHalil İnalcık · Kronik Kitap · 20171,678 okunma
Reklam
İSLAM DAVETİ TAVSİYE KİTAP LİSTESİ
1. NEBEVİ BİR EYLEM DAVET (RAMAZAN KAYAN) 2. İSLAM DAVETÇİLERİNE (MEVDUDİ) 3. ACEMİYİM NASIL DAVET EDEBİLİRİM (FEYZULLAH BİRIŞIK) 3. DAVET VE DAVETÇİLERİN İLKELERİ (A. MUHSİN TOPRAK)
Saint Ex
Küçük Prens'i ilk okuduğumda Antoine De Saint Exupery'nin hümanist kişiliği hemen gözüme çarpmıştı. Zaten böylesi bir kitabı insanı ve unutmaması gereken değerlerini ancak iyi ve iyi olduğu kadar insanı kendine dert edinmiş bir kişinin yazmış olması gerekir. Hümanizm özelikle 17. ve 18.yy Fransız yazarları arasında Montaigne, Voltaire,
240 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap; erdemlerin bazen ulviyetle ödüllendirilmesi bazen ise rastlantısal olarak ödüllendirilmemesi, kesif bağnazlığın gayriadil sonuçlarının gösterimi, doğaya uygun olmayan biçimde saplantı derecesinde takınılan adilane tavırların insanı sürüklediği aşırılıklar ve insanın anlık duygularına yenik düştüğünde ortaya çıkartabileceği haksız durumların birer simülasyonu olan 8 öykü içerir. Öykülerin çoğu -kaleme alındığı dönemin de etkisiyle- yer yer şövalyelik sosuna batırılarak, toplumsal ünvanların her şeyden daha önemli olduğu 16-17-18 yy. dönemlerine ait. Bunun yanında asıl odağı olmamasına karşın, 18. yy’da Fransız ve İngilizlerin sömürgeleştirdiği topraklarda yerel olarak başgösteren siyah-beyaz çatışmaları ve 17. yy ortalarında Şili Santiago’da (St. Jago) 8,5 büyüklüğünde gerçekleşen deprem sonrası oluşan görüntülere ilişkin anlatımlar, öykülerden alınabilecek ilk görüngülere ilaveten okuyucuya hediye ediliyor.
Düello
DüelloHeinrich Von Kleist · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2010137 okunma
Savaşların verdiği yeni şekiller
Parşömen tomarlarından mangaya dönüşen 18. yy'da, matbaacılığın çok etkili olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü 17. yüzyılda şablonlar, oyulan tahta bloklara baskı yapılıyor iken, 18. yy'da mangaların tekrar tekrar basılarak şöhret bulması söz konusu idi. Manga kelimesinin bilinen ilk kullanımı 1770'li yıllara dayanmaktaydı. Çizilen resimlerde iki Çince karakterin "man" (rasgele) ve "ga" (resim) birleşiminden oluşan Manga kelimesiyle kullanılmıştır. Bir iletişim ve direniş aracı olan manganın yolu, Japonya'nın zorlu sosyal politik çalkantılı zamanlarına rasgeliyordu...
Reklam
559 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
152 günde okudu
güzellik kör mü eder insanı?
-spoiler içerir- Uzun zamandır okuduğum ama bir türlü ilerleyemediğim kitap biraz önce bitti. İlerleyemememin sebebi kitabın ilk kısmında ağır şekilde yer alan Paris sokakları, kiliseler ve çeşitli binaların tasvirleriydi. Açıkçası bir mimarlık öğrencisi ya da 17-18.yy mimarisine ilgi duyan birisi olsaydım güzel olabilirdi. Ama ne yazık ki çok
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,4bin okunma
.... "İstibdat yönetimi ise tek başına bir kişinin tüm güçleri elinde topladığı, her alanda mutlak söz hakkına sahip olduğu bir yönetim biçimidir. Doğası gereği geniş düzlüklere yayılmış imparatorluklarda ortaya çıkar. Hükümdar toplumu heves ve kaprislerine göre yönetir, onu sınırlayacak ne bir kural ne de bir kişi vardır. Sebebine gelince böyle bir toplumda din ve gelenek her şeye egemendir; fertleri itaat ve kölelik zihniyeti ile yetiştirilirler, bu nedenle de hükümdar ile halk arasında aracı hiçbir kimse ya da müessese var olamaz. Üstelik böyle bir toplumda devlet adamlarının hiç bir mal ve can güvencesi yoktur. En ufak bir kuşku halinde hükümdar tarafından berteraf edilirler. Montesquieu bu tür toplumlara örnek olarak Türkleri, Acemleri, Rusları ve diğer bazı Afrika ve Asya devletlerini gösterir." ... Ülker GÜRKAN, (1988), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 40, Sayı 1, 1988, 0 - 0, 10.1501/Hukfak_0000000778 Ülker Hocanın Montesquieu'nun Kanunların Ruhu Üzerine eserine ait incelemesine ait bir alıntı. Montesquie'nun incelemelerini tavsiye edebilirim. 17. - 18. yy aydınlanma çağı için önemli seslerden biridir.
Amerikalı psikolog Lloyd deMause ebeveyn-çocuk ilişkilerini insanlık tarihi bağlamında derinlemesine araştırmış ve tarihsel süreçte altı tarihsel dönem saptamıştır: 1. Bebek öldürme ve cinsel taciz (Antik dönemden 4. yüzyıla kadar): Ebeveynler, bebeklerini öldürerek bakım yükümlülüğünden kendilerini kurtarıyorlardı. Çocukların cinsel
_Türkler, hür ve bağımsızdırlar. Gururları çok yüksektir. Gururludurlar fakat asilzadelik taslamazlar. Türklerin karakterinde büyük tezatlara rastlanır. Hem sert ve dik başlı hem de yumuşak ve sabırlıdır. Yırtıcılığı İskitlerden, yumuşaklığı da Yunan'dan almışlardır. Fetihçi ve cahil olduklarından bütün uluslara tepeden bakarlar. Aralarında
197 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.