_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Avrupa ile başlayan diplomatik temaslar, kültürel ve sosyal hayat üzerinde basit ama etkili değişiklikler meydana getirmeye başlamıştı. Mesela Yirmisekiz Çelebi Mehmed'in 1721 yılında Paris Türk Elçiliği'nde başlattığı Fransız mobilyalarının elçilikte kullanılması âdeti, İstanbul'da da kabul görmeye başladı. İlk defa saray çevresi bu frenk tarzına uygun Fransız bahçe düzeni ve mobilyalarını satın alarak kullanmaya başladı. Bunu sarayların ve köşklerin Fransız tarzı mobilyalar ile döşenmesi izledi. Bernard Lewis'e göre bu modanın özellikle saray çevresinde ilgi gördüğü andan itibaren Batı kültürünün Osmanlı kültür ve sosyal hayatındaki etkileri başlamıştır. Çünkü devamında, padişah, yabancı diplomatları, Osmanlı protokol sistemine göre değil, Avrupaî tarzda, Avrupa protokolüne göre eşleriyle birlikte kabule başlamış, böylece Paris'e giden bazı Osmanlı devlet ricalinin hayran kaldığı şekilde sarayda da kadın ve erkeğin bir arada bulunduğu ortamlar oluşmaya başlamıştır." (57) _ 57 Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, s. 102-103; ayrıca bkz. Türkan Polatcı, "Osmanlı Batılılaşmasında Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi'nin Paris Sefaretnamesi'nin Önemi", Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. II, No: 2, (249-263), s. 256-259. | Fatma Çetin, Küreselleşmenin Aile Üzerindeki Etkileri ve İslâmî Perspektif Rıhle Kitap, 1. Baskı: Nisan 2021, s.145
Sayfa 145 - Rıhle Kitap, 1. Baskı: Nisan 2021Kitabı okudu
Reklam
103 syf.
8/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
İNSANOĞLU, MICROMÉGAS VE VOLTAIRE
"Neden böbürlenir ki insanoğlu? Dünyaya çıplak geldiği için mi, Ömrünün kısalığından mı, Güçsüz doğduğu, güçsüz öleceği için mi?" (Puşkin, Seviyordum Sizi, s. 31) 18. yüzyıl ünlü Fransız düşünürü ve yazarı Voltaire, yaşamı boyunca deneyimlediği duygu ve düşüncelerini yazınsal alana da taşımıştır. Şiir ve tragedya yazarı ünlü
Micromegas
MicromegasVoltaire · Alfa Yayıncılık · 2015418 okunma
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü- Sözlerin anlamları.
1. (Lat.) "Kandan korkmak." (Y.N.) 2. (Lat.) "Çelik gibi zırh" anlamına geliyor. (Y.N.) 3. (Lat.) "Başını eğerken son nefesini verdi." (Y.N.) 4. César Bonesana da Beccaria (1738-1794), Italyan düşünür ve ceza hukukçusudur. 1766 yılında yazdığı "Suçların ve Cezaların Kitabı" adlı yapıtında ceza hukuku
304 syf.
·
Puan vermedi
·
44 günde okudu
"L'état, c'est moi " (Devlet benim) diyen Fransa kralı XIV. Louis, zamanından daha önceki siyasi olaylar ve eylemler yüzünden kendi krallığının ve dinin soyluluğunu korumak için, matbaacılık kısıtlanmış sadece belli başlı yayınlara izin verilmiş, yurt dışından yabancı hiçbir kitabın ülkeye girmesine izin verilmemiştir. İşte bu sansür
İran Mektupları
İran MektuplarıMontesquieu · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015326 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Montesquieu (1689-1755), 18. yüzyıl aydınlanma çağının en önemli temsilcilerinden, aynı zamanda sosyoloji biliminin öncüsü kabul edilir. . İlk önemli eseri olan "İran Mektupları" kitabını, 1721 yılında sansürden kaçabilmek için isimsiz olarak yayımlamış ve kitap yayımlandığı anda büyük başarı elde etmiş. . Bu kitap aynı zamanda 1748 yılında yayımlanan "Kanunların Ruhu" üzerine kitabının temeli olması sebebiyle ayrı bir öneme sahiptir. . Kuvvetler ayrılığı prensibinin taslağını bu kitapta oluşturmuş ve Kanunların Ruhu Üzerine kitabında daha ayrıntılı ele almıştır. . Kitabın konusu genel olarak İran'dan Paris'e giden iki İranlı arkadaşın , farklı ülkelerdeki arkadaşları ve kendi aralarındaki mektuplarından oluşmaktadır. Bu mektuplarda devlet, kültür, din ve daha pek çok konu çarpıcı ve ayrıntılı bir şekilde işlenmiştir. Fransa'nın 18. yüzyıldaki siyasi düzeni, toplum hayatı ,din ve ahlak anlayışı mizahi bir dille eleştirilmiştir. . Üzerine uzun uzun konuşulacak bir kitap. Okumadan geçmeyin diyorum ️
İran Mektupları
İran MektuplarıMontesquieu · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015326 okunma
Reklam
TIP TARİHİNDEN İKİ KARE
12. yüzyıl Arap yazarı Usame bin Munkız’ın (1095-1188): Kitab el-İ‘tibar li Usame bin Munkız el Kinânî (İbn Munkız Haçlılar’a Karşı) adlı eserinde yer alan bir yorumda, o dönemin Doğu ve Batı tıbbı arasında ilginç bir zıtlık göze çarpmaktadır. Burada bir Doğulu Hekim, başından geçen bir olayı şöyle aktarır: “Bana bacağında çıban bulunan bir
1721 yılında Paris
Paris şehri, aslında, İstanbul kadar yoktur. Lakin binaları üçer, dörder kat olup yedi kat yapılmış haneleri dahi çoktur. Her tabakasında bir kalabalık, çoluk çocuklarıyla otururlar. Sokaklarında halk ziyade çok görünür. Zira avretler daima sokaklarda ev ev gezmektedir. Asla evlerinde oturmazlar. Erkek ve kadın karışık olmakla şehrin içi ziyade kalabalık görünür. Dükkanlarda oturup alış veriş edenler hep kadınlardır.